...
Duydugum itiraf karsisinda oldugum yerde kaldim, ne düsünecegimi, ne hissedecegimi bilemeden öylece kapidan cikip giden Asef'in arkasindan baktim.
Acik birakarak ciktigi kapinin önünde derin derin nefes aldi, bir yere gidemiyordu bu hali beni ister istemez güldürdü, beni buraya hapsetmek icin getirmisti simdi kendisi kacacak yer ariyordu.
Evin verandasinda trabzanlara tutunmus öylece karanlikta boslugu izliyordu, bir süre öylece karanlik ormani izledi.
Evin ici sogumaya basladiginda arkami dönüp sönmek üzere olan sömineye bir kac odun parcasi daha atarak atesin harlanmasini seyrettim, Asef'in silahini söminenin üzerindeki tasin üzerinde görünce ates yükselirse silah patlar korkusuyla elime aldim.
Tekrar bir uluma sesi duydugumda kosarak acik kapinin önüne geldim. Korkuyordum.
Asef hala öylece durmus disariyi seyrediyor soguk havayi icine cekiyordu, hava bir anda öyle sogumustuki, agzindan cikan dumanlari görebiliyordum.
Üzerimde ince saten gecelik, elimde Asef'in silahiyla pek iyi görünmedigimi biliyordum.
Arkami dönerek silahi salonda duran sehpanin üzerine koymak isterken bir anda Asef'in „ahh", diye bagirarak yere kapaklanmasiyla üzerine cikmis yüzünü parcalamaya hazirlanan kurtu gördüm.„Iceri gir kapiyi kapat", dedi zar zor kurtun cenesinden tutmaya calisirken.
„ASEFFF", diye ciglik attigimda kurtun bakislari beni buldu.
Dedigini yapip yapmamakta kararsiz kalmisken elimdeki silahi kurta dogru cevirerek atesledim.
Kurt yedigi kursun ile savrulurken, silah elimden düstü Asef'in yanina kosup elinden tutup aceleyle iceri sokup kapiyi örttüm.„Kilitle", dedi zar zor, kendini koltuga birakirken.
„Evde ilk yardim cantasi var mi?", diye sordum panikle.
„Banyoda", diyerek beni beklemeden pantolonunu cikardi.
Kisa bir süre sonra ilk yardim cantasini cikarip yarasini önce islattigim steril gazli bez ile silip, antibiyotikli pomat sürüp usulca sardim.
Asef'in gözlerini cekmeden beni izledigini biliyordum.„Caniniza düskünsünüz, antibiyotikli pomat bile varmis", dedim bir sey söylemek icin konusmustum aslinda, kendimi kötü hissediyordum.
„Bu dag evinin 20 kilometre yakininda hic bir sey yok, bu yüzden her sey düsünüldü", diyerek bacaginin altina yastik koyarak koltuga uzandi.
Ilk yardim kutusundan cikardigim agri kesiciyi uzattigimda itiraz etmeden alip susuz bir sekilde yuttu.„Canin cok yaniyor mu?", diye sordum, gercekten üzülüyordum benim yüzümden tekrar yaralanmisti.
„Sikinti yok", dedi gözlerini acmadan.
Yanindaki koltuga kendimi birakirken „tekrar gelirler mi?", diye sordum korkuyla.
„Gelirler, kurtlar sürüyle gezer, en güclüleri avlanir, digerleri bekler, bizi izlemislerdir, kapinin önündeki kurtu uzaga götürmem lazim yoksa kan kokusuna diger hayvanlarda gelir", diyerek yavasca kalkti.
„Ben götürürüm", dedim ayaga kalkarken.
„Olmaz, arkamdan kapiyi kilitle, disari cikma", diyerek kapidan cikti.
„Lütfen dikkatli ol", diye bagirdim arkasindan.
Korkuyordum.
Asef icin korkuyordum.
Cok korkuyordum.
Bebegimi tek basima büyütmeyi kafaya koymusken Asef icin korkuyordum.
Gideli asagi yukari yarim saat oluyordu ama hala dönmemisti, uluma seslerinin kesilmemesi korkumu arttiriyordu.
Asef'i takip edip parcalamalarindan korkuyordum.
Üzerime Asef'in montunu alarak kapiyi actim, Asef'i aramak istiyordum.„Sana disari cikma dedim!!!", diyerek kapidan girdiginde korkuyla boynuna sarildim.
„Bir sey oldu sandim, neden bu kadar uzun sürdü gelmen?", diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam'ın Kölesi (+18) [Tamamlandi]
Romansa+18 icerikler olacaktir, rahatsiz olanlar okumasin. „Senden intikam almak senden cok benim canimi yakiyor..." ... „Seni ihbar etmeyecegim Asef", dedim sesimin titremesine engel olamiyordum. „Neden titriyorsun Lavinia?", diye sordu beni kendine ceker...