2.Bölüm

1.4K 46 13
                                    

Sabah alarmın sesine uyanınca, bir süre yatakta kendime gelmeyi bekledim. Dün benim için yorucu geçmişti. Eve gelir gelmez de hemen uyumuştum.

Bugün evden çıkmayı düşünmüyordum. Genelde böyle olurdu zaten. Bir gün gezer yorulur, ertesi gün kendime tatil yapardım.

Bugün günlerden çarşambaydı. Eslem her gün çalışıyordu. Şanslıydı çünkü her gün oraya girip çıkabiliyordu. O efsane isimleri çoğu zaman kendisi kontrol ediyordu.

Güzel bir kahvaltıyla beraber Beşiktaş'ın son maçının özetine bakmıştım. Sezon kapanmadan önce oynanan son maçı izleyememiştim bir partiye davetli olduğum için. Ve sonrasında da zaman bulamamıştım. Şimdi ise oturmuş kahvaltımı yaparken maç izliyordum.

Kahvaltım bittikten sonra bulaşıkları halledip salona geçmiştim. Laptopu açtım ve birkaç maili kontrol ettim. İşe yarayanlara onay gönderdim.

Telefonumdan sosyal medyama girdim ve dm kutuma baktım. Gelen mesajları okumaya başladım. Çoğu komikti gerçekten. Takipçilerimle aramızda abla-kardeş tarzında bir ilişki vardı. Çoğu dm kutuma büyük denebilecek dertlerini yazıyordu. Hepsine cevap vermem mümkün değildi ama bazısına cevap veriyordum.

Saat çoktan öğleni geçiyordu. Telefonum çalınca ekrana baktım. Annem arıyordu. Tebessüm ederken yanıtladım.

"Elmalı turtam, nasılsın?" Soruyla kıkırdadım.

"İyiyim sütlü çikolatam. Sen nasılsın?" O da kıkırdadı.

"İyiyim kızım. Nasıl olayım işte. Uğraşıp duruyoruz! Sen anlat bakalım, neler yapıyorsun?" Derin bir nefes aldım ve koltukta geriye yaslandım.

"Ne yapayım ben de, çekim yapmıştım dün, atmaya fırsat olmadı. Onları halledip atacaktım! Sen ne yapıyorsun, babam ne yapıyor?" Derin bir nefes sesinin ardından başka bir ses işittim. Spor kanallarından biri açık olmalıydı.

"Duyduğun gibi kuzum, baban yine spor. Takıma transferler gelecekmiş. Ona bakıyor." Kıkırdadım tekrardan.

"Karışma adama anne. Özlüyor o günleri. Eski futbolcu sonuçta!" Dedim iç çekerek. O da iç çekmişti.

"Belli etmiyor ama üzülüyor! Yapacak bir şey yok, sağlık olsun." Kafamla onayladım.

"Aynen öyle. Her neyse, sen ne yaptın bugün?" Konuyu dağıttım çünkü annem ve babam birbirlerine aşıklardı. Babamın acısı annemin acısıydı. Yani babam üzülünce, annem ondan iki kat daha fazla üzülüyordu. Bu, ben kendimi bildim bileli böyleydi.

"Bugün pazara gittik. Biliyorsun beyefendi marketten yemez sebze meyvesini. Biraz alışveriş yaptık akşama da köfteyle mantı yaptım." Dediğinde dudak büzdüm.

"Ya ama hani bana?" Dediğimde kıkırdadı.

"E sen gelsen sen de yerdin. Şurada sanki kaç saat oradan burası. Hafta sonu atla  da gel!" Dediğinde kararsız kaldım. Olabilirdi belki.

"Söz vermeyeyim şimdi. Gelmeye çalışırım." Kıkırdadı tekrardan.

"Süper öyleyse. Haber vermeyi unutma bana. Hem babanın da keyfi yerine gelir." Tebessüm ettim.

"Getirmemi istediğiniz bir şey var mı gelirken?" İlgili sesimle annem iç çekti.

"Daha dün bacak kadardın, bizden bir şeyler istiyordun. Şimdi eşek kadar olmuşsun, bize soruyorsun istediğiniz bir şey var mı diye!" Annemin sitemine göz devirdim. Ama yüzümden gülümseme eksik değildi.

"Bayağı büyüdüm kız!" Dedim. Bir süre daha konuştuktan sonra vedalaşıp kapatmıştık.

Televizyonu açtım ve spor kanallarından birini açtım. Transfer dönemi başladığı için her kanalda bir takımdan bahsediliyordu.

TRANSFER 6 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin