"Hey... Burada mısın?"
Merhaba. Sana, İzmarit'in kitap formatındaki Kutay ve İzmarit'in özel seslenişleriyle seslenmek istedim bu defa. Nasılsın? Ben iyiyim, teşekkür ederim. Uzun zaman sonra, daha iyiyim. Ara sıra omuzlarımın düştüğü oluyor ama her neyse. Konumuz bu değil. İyiyim herkes kadar.
Bölüm başlığında da okuduğun üzere, konumuz malum: İzmarit'in kitap oluşu.
Şimdi sana her şeyi detaylarıyla, tek tek, bu sürece nasıl girdiğimi ve nasıl ilerleyeceğimizi, neler olacağını, nasıl olacağını anlatacağım.
Lütfen hiç atlamadan her yeri oku, aklında hiçbir soru işareti bırakmayacağım.
Seneler öncesinde İzmarit'i yazarken hiçbir zaman kitap olması yoktu aklımın ucunda. Benim için okula giderken ve dönerken otobüste oturmaya fırsat bulabildiğim günlerde iki üç bölüm yazıp yayımladığım öylesine bir deneyimdi. Ta ki, o finali ve özel bölümleri yazıp içimde sakladığım her duyguyu sen de için de saklayana kadar. Sen de, sen de ve sen de... Hepiniz.
Sana ve bana, bize hissettirdikleri öyle özel bir kitaptı ki zaman içerisinde bu 'kitap olmayacak' düşüncem kırılmaya başladı. Ve en sonunda dedim ki, neden bir gün uyurken baş ucumda İzmarit olmasın ki? Ancak bunu yapabilmemin belli başlı bazı şartları vardı kendimce. İzmarit'ten sonra yazdığım ve şu an kitap olan eserim Süveyda, İzmarit'in wattpad formatından çok başka bir noktada. Ağır bir dili, ağır bir konusu, betimlemeler, yazım şekli var. Psikolojik ögelerle donatılmış gizem gerilim, aşk, drama romanı. Haliyle ondan sonra çıkaracağım kitabın bir texting olmasını istemiyordum.
Ve yine ancak...
Herkesi mutlu edecek bir seçenek buldum.
Henüz bunu Instagramda ve yayınevinin sayfasında duyurmadık fakat ben sana, wattpad'den beni hâlâ takip eden sevgili okuyucuma bunu söylemek istiyorum. Biraz mektup gibi oldu bu bölüm. Sanki sana, geçmişteki eski bir dostuma mektup yazıyorum... Her neyse, yeniden tanışacağız ve gür sesimizle İzmarit diye bağıracağız, inanıyorum.
İzmarit kitap oluyor ama nasıl?
Elbette düz yazı seçeneğiyle. Fakat texting olarak da. İzmarit iki kitap olacak. Esas olanı, texting olanı. Adı İzmarit. O şekilde basılacak. Kutay ve sevgili bilinmez aşığının ilk günden son güne kadar aralarında geçen tüm mesajlaşmalar o kitapta olacak. Ta ki Kutay, İzmarit'ten bir daha mesaj alamadığı güne kadar.
Düz yazı, yani roman seçeneği de olacak. Onun kod adıysa K. Beni Instagram'dan takip edenler yaptığım bazı paylaşımlarda ismini gördü. Açık açık dile getirmiyorum fakat biliniyor ufaktan. Sen de göz atarsan öğrenebilirsin. Roman seçeneğindeyse, İzmarit'in Kutay'ı gördüğü, tanıdığı ilk andan itibaren, o son ana kadar yaşanan her şey olacak. Mesajların dışında gelişen olaylar, Kutay ve İzmarit'in gündelik yaşamları, arkadaşları, aileleri, geçmişleri ve hatta gelecekleri... Aklınızın alıp alamadığı her şey.
Peki ama nasıl?
Öncelikle iki kitabı da yani textingi de romanı da sil baştan bir şekilde yazdığımı belirtmek isterim. Çünkü takdir edersiniz ki bu kitabı 15 yaşımda yazmaya başlamıştım ve çocuktum. Şimdiye 20 yaşındayım, yetişkinim, her şeyden öte bir yazarım. Yazar kimliğine sahibim. Haliyle artık olaylara bakış açım, yorumlayışım, kelimelerim, her şeyim çok farklı.
Yani, ben sana diyorum ki... 15 yaşımda yazdığım bu kitabı çok sevdin. Şimdi yirmi yaşındayım ve onu 20 yaşındaki Cemal olarak tekrar yorumluyorum. Okumak ister misin?
Neler değişecek?
İzmarit'i İzmarit yapan bazı şeyler var. Bazı duygular, bazı noktalar, bazı detaylar... Bunların hiçbirine dokunmayacağım. Ancak hem bir textingi düz yazı romana çevirmemden dolayı hem de kurguyu daha esaslı, daha sağlam, daha okunabilir, yıllar geçse dahi eskimeyen bir hâle getirmek için eklediğim, çıkardığım, yenilediğim yerler de var. Eleştirileri de dikkate aldım bu konuda. Örneğin, wattpadde çok uzun bir süre İzmarit ve Kutay'ı beraber okuyamadık. Araya başka kişiler girdi vs. Ancak kitap formatı, tamamen İzmarit ve Kutay odaklı. Onların çevresinde, onların duygularıyla gelişiyor.
Kutay karakterinin bazı yerlerde yanlış söylemleri vardı ve onaylamıyordum, onları değiştiriyorum.
Şimdi sana ne desem aklında bir şüphe oluşacak. Eksiltilen ve eklenen yerler hakkında. O yüzden çok detaya girmek istemiyorum. Sadece bana güven. İzmarit ve Kutay'ın ruhundan hiçbir şey kaybetmeden, onlara eşsiz bir hikâye vererek yapacağım her ne yapacaksam.
Neden iki kitap?
Aslında niyetim en başında tek kitap yapmaktı. Her zaman öyle oldu. O da düz yazı seçeneğiydi. Roman hâli. Ancak bu şartlarda, bir romanda ya çok fazla texting olacak ve düz yazı sınırlı olacaktı. Ya da düz yazı olacak ve mesajlaşmalar sınırlı sayıda olacaktı. Yani bir yerden eksiltip bir yere verecektim ve hiçbir şey tam olmayacaktı. Çünkü sizlere yalnızca kurgunun gidişatını etkileyen mesajları vermek istemiyordum. Eğer sadece düz yazı olsaydı bu böyle olacaktı. Fakat İzmarit ve Kutay'ı özel kılan şey, onların kurduğu o özel bağ aslında. O espriler, şakalar, o derin sevgiye rağmen yapılan goygoylar... O yüzden ayırdım.
Bir de, bu kararı almama neden olan şey biraz da sizlerdiniz. Çünkü düz yazıya çevireceğimi söylediğimde hem sevinenler hem de üzülenler oldu. Düz yazı okumak isteyenler kadar, mesajlaşma olarak kalmasını isteyenler de vardı. Size iki seçeneğini de sunacağım. Neyi tercih ederseniz... Ancak biliyorum ki, birini okuduktan sonra diğerini okumadan duramayacaksınız çünkü ikisi de muhteşem ötesi oldu.
En nihayetinde kompozisyonumuz şu: İzmarit'i daha önce wattpad'de hiç okumamış bir okur olduğunuzu hayal edin. Tamamen texting olan kitabı, İzmarit'i okuduğunuz zaman, aklınızda oluşan 'Bu mesajlaşamalar yaşanırken acaba Kutay ne yapıyordu? İzmarit ne yapıyordu? Ne düşünerek böyle yazdı? Neden bunu yazdı? Acaba bu mesaja nasıl tepki verdi?" gibi gibi soruların cevabını romanda, yani K'de bulacaksınız. Hatta karşılaştırmalı bile okuyabilirsiniz. Çünkü bu kitaplar, aynı anda basılıp aynı anda çıkacak. İkisi birlikte.
Öyle güzel sahneler var ki... Tamamen İzmarit ve Kutay'a odaklandım. İzmarit'in Kutay'ı takip ettiği, izlediği, beraber ders çalıştıkları, film izledikleri, görüntülü konuştukları, vapura bindikleri, date'e çıktıları sahneler var. Ve tüm bunları yaparken izmarit'in kim olduğu bilinmiyor. Her şey çok saklı, çok güzel...
Bildiğim tek şey, okuduğunuzda bana hak verip İzmarit'e bir defa daha aşık olacağınız.
Çünkü bu yenilenmeye giderken çok korkuyordum yapamayacağım diye. Ama ortaya çıkan şey, beklentimin üzerinde bir eser oldu.
Şimdilik duyurmak istediklerim bu kadar. Aslında çok fazla sürprizim var fakat şu anlık söyleyemiyorum. Çünkü her birini art arda, araya mesafe koymadan size söylemek istiyorum ki tadını doyasıya çıkaralım.
Eğer beni instagramdan takip edersen sürecin tamamına hâkim olabilirsin. Tüm gelişmeleri ve tarihleri paylaşıyor olacağım!
Hatta az önce kitap formatından bir alıntı paylaştım.
Aklına takılan sorular varsa bu paragrafın satır arası yorumlarına bırak lütfen. Yanıtlayacağım.
Kendine çok iyi bak.
Instagram/Tiktok/Twitter: cemalatifoglu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZMARİT
Teen Fictionizmarit: özür dilerim. (14.20) izmarit: şimdi, senden aldıklarımı, (14.20) izmarit: sana verme vakti sevgilim. (14.20) izmarit: ben seni çok sevdim. (14.20) ‼️ İzmarit 2019 yılında yazılmış texting bir hikâyedir ve o zamana göre yazılmıştır. 2024 yı...