JK's King | Tk

Büyük bir suikast

1600'lü yıllarda hüküm süren imparatorluklar dışarıdan dostça ilişki kuruyormuş gibi gözüksede fakat içinde çok daha haince planların düzenlendiğini sadece halk değil bütün kıtalar biliyordu. Ellerinden bir şey gelmiyor,sadece seyirci kalıyorlardı.

Ta ki bir gün... İşte o gün bütün imparatorluklar için bir dönüm noktası olmuştu.

Batıdaki yer alan Dora İmparatorluğu aslında en mutlu imparatorluktu. İçlerinde hiçbir sorun yoktu. İnsanlar yardımseverdi. Coğrafi konumları gerçekten çok güzeldi çünkü bir sürü güzel meyve, güzel hasatlar ve bunlarla beraber mükemmel ticari ilişkiler kuruluyordu. Dora'nın böyle olması diğer imparatorlukların hiç hoşuna gitmiyordu. Bütün ticaret yolları oradan geçiyor, bütün güzel meyveler orada yetişiyordu. Gerçekten kıskanılan birçok özellikleri vardı.

Hevi, Kim, Janset İmparatorlukları Dora imparatorluğunu o kadar çok gıpta ediyorlardı ki. Onun gibi olmak, onunla dostane ilişkiler kurmak istiyorlardı çünkü bir nevi kaleyi içten fethetmek istiyorlardı. Dora ise buna izin vermiyor ve her zaman mesafeli bir yaklaşımda bulunuyorlardı. Yani Dora'nın imparatoru Chris Bang her şeyin farkındaydı.

Bir gece daha fazla dayanamayan diğer imparatorlar artık bir araya geldi ve istişare ederek Dora'ya suikast kurmaya karar verdiler. Bu suikastin başı Kim İmparatorluğunun, imparatoru Kim Soo-Hyun'du. Akıllıca ve en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş, aylarca üzerine tartışılan bir suikastti.

Kim İmparatorluğu bu suikastin başı olduğu için işgal ettiği toprakları kendine alacak ve insanlarını da krallıklarına köle yapacaktı. Her şeyi kendi çıkarları için yapacak ve daha sonra kendi düşündüğü planı uygulamaya geçirecekti. Gerçekten pürüzsüz bir plandı bu. Çok pürüzsüz.

O gece rüzgar ve sağanak yağmurlu bir hava hakimdi. Her yeri toprak kokusu sarmıştı. Bu geceyi kasvetli yapan şey ise çıkacak olan suikastti. Kimse kimseye acımayacaktı. Sadece sağ olan insanlar köle olacak, ölenler ise olduğu gibi bırakılacaktı. Kim İmparatoru diğer imparatorlukların askerlerini topladı ve suikasti işleve geçirmeye başladılar. Askerlerin sayısı o kadar fazlaydı ki halkın üç katıydılar.

Bu halkın içinde bir sürü Omega, Alfa ve Betalar vardı fakat aralarında biri vardı ki bu kişilerin en üstüydü. Delta Jeon Jungkook'du. Onun yanında küçük kardeşi de vardı. Kardeşi Baskın Omega Jimin'di. Fakat ikisi de foromonlarını istedikleri zaman gizleyebiliyor ve açığa çıkarabiliyordı. Mesele şuan kendisini Baskın Alfa olarak gösteriyor ve kimsenin bir şey bilmemesini sağlıyordu. Bu suikastte aileleri ölmüş, fakat cesedini bulamamışlardı.

Jungkook'un içi o kadar yanıyordu ki, boğazı düğümleniyor, bir kelime söyleyemiyordu. O kadar yorgundu ki doğru dürüst düşünemiyor bu yüzden de kaçmaya çalışmıyordu. Aksine kendine söz vermişti. Ailesinin intikamını yüz misli ile alacaktı. Bunu mutlaka gerçekleştirecek ve ailesinin huzurlu uyumasını sağlayacaktı.

İçindeki hisler şuan öfke, intikam, ailesine olan sevgisiydi fakat intikam o kadar baskındı ki bir gün gözünü kör edecek gibi gözüküyordu. Sinirli ve karışık duygular içerisinde olduğu için feromonları daha fazla yayılması gerekirdi fakat Jungkook şuan açığa çıkmak istemiyor, feromonlarını özel güçleri sayesinde gizliyordu. Çok zordu fakat bunu başarabiliyordu. Ailesi bu özel güçlerini onlara küçükken öğretmiş ve bu zamana kadar kimse Delta olduğunu öğrenmemişti. Ailesi ve Baskın Omega küçük kardeşi Jimin haricinde. Şuan o da yanındaydı. Ayak ve el bileklerinde büyük ve ağır zincirler asılıydı.

İkisi de çok bitkindi, durmadan yürüyorlardı. Yemek yerine bol su veriyorlar fakat bu da yetmiyordu. İkisinin de bu kadar bitkin olması kızgınlık dönemlerinin yaklaşmış olmasıydı. Kim İmparatorluğuna varmak sanıldığı kadar kolay olmamıştı onlar için. Yollarda kızgınlık geçirmiş, hastalanmış ve bir sürü daha sağlık sorunları ortaya çıkmıştı. Yürümediklerinde sırtlarına kırbaçla vuruluyor, derin ve keskin yaralar açılıyordu.