hyunjin, 7
yuna, 5×××
"hyun, kilidini açar mısın bebeğim?"
jeongyeon çaresizce tekrar seslendi. oğlundan gelen boğuk bir "ı-ıhm" sesiyle saçlarını geriye attı.
"eğer kapıyı açmazsan, ne yazık ki akşam yemeğine tek başına gideceğim." dedi jeongyeon. ama onu da yediremedi. hyunjin, "tamam, git." diye cevapladı onu.
jeongyeon derin bir nefes aldı. hyunjin asla bu kadar ısrarcı biri olmamıştı ki, şimdi niye böyle yapıyordu?
telefonunun çalmasıyla bakışları sehpaya kaydı. nayeon'un aradığını görmesiyle telefonu aldı ve açtı.
"bebeğim?" kulağına dolan sesle gülümsedi. "sevgilim?"
"yuna heyecandan delirmek üzere, koltuklarda zıplayıp 'abim için en güzel elbisemi seçtim!' diyor. hyunjin ne durumda?" diye sordu nayeon. arkadan gelen, "anne, anne, hadi giyinelim!" sesleri dediklerini kanıtlıyordu.
"hyunjin'i ikna edemiyorum, kapısını kilitledi ve açmıyor." dedi üzüntüyle. ama belli ki hyunjin konuşmayı dinliyordu, gelen kilit sesiyle jeongyeon başını çevirdi. hyunjin kapıyı birazcık aralamış biçimde annesini izliyordu.
"yine onunla mı konuşuyorsun?"
"nayeon ben seni birazdan arayacağım." telefonu cevap beklemeden kapatıp cebine koydu jeongyeon. hyunjin tam kapıyı kapatacakken ayağını araya koydu ve kapıyı sonuna kadar açtı. hyunjin'se yenilgiyi kabul edip hızla yatağına koştu ve battaniyesinin altına sakladı kendisini.
"hyunjin..." jeongyeon oflamamak için çaba göstererek oğlunun yatağına oturdu. "bebeğim, lütfen güzelce konuşalım."
"konuşunca ne olacak anne? yine onunla evlenmek isteyeceksin."
jeongyeon, gelen boğuk sesle battaniyeyi yavaşça hyunjin'in üstünden çekti. eli uzun ve siyah saçlarını okşarken usulca sordu. "neden nayeon'la evlenmemi istemiyorsun tatlım?"
hyunjin'in alt dudağı titredi. "onunla evlenince beni unutacaksın, üçüncü kişi olacağım ve belki babam gibi beni terk edeceksin."
"hyunjin sana baban hakkında konuşmaman gerektiğini söylediğimi hatırlıyorum."
annesi kaşlarını çattığında yutkundu hyunjin. "ama konuşmak istiyorsun ve konu o adama bağlanıyor!" diye kendini savundu.
jeongyeon yüz ifadesini düzeltip daha rahatlatıcı bir ses tonuyla oğlunun küçük ellerini kavradı.
"nayeon'la evlendiğimde seni unutacağımı düşünmeni istemiyorum. sen bu hayatta en değer verdiğim kişisin. nayeon'un da seni seveceğinden eminim." dedi. tam üçüncü kişi olayını açacakken hyunjin böldü sözünü.
"neden bu kadar eminsin?"
jeongyeon kendinden emin bir ses tonuyla konuşmaya başladı. "ne zaman görüşsek bana hep seni soruyor. sana oğlum demekten utanmıyor. senin sevdiğin ve sevmediğin şeyleri öğrenmek istiyor."
hyunjin bir şey demedi, başını salladı sadece. inat ettiği için ne nayeon'la tanışmıştı, ne de bir fotoğrafına bakmayı kabul etmişti.
"üçüncü kişi olacağını söylemiştin ya hani, istesen bile üçüncü kişi olamazsın güzelim. nayeon'un bir kızı var."
hyunjin gözlerini sonuna kadar açtı. "kızı mı var? kız kardeşim mi olacak?" diye tekrarladı, jeongyeon başını salladı. "kızı var, senden iki yaş küçük."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
two mothers
Fanfictionevlenmek ve yeni bir hayat kurmak isteyip çocuklarını tanıştırma kararı alan nayeon ve jeongyeon.