- selçuklu'ya
oğlum,
farklılıklarımızı göz ardı etmeyeceğim. zira mütarekeden ırak geçmişimizi körükleyen hep ayrıldığımız konular, düşman kesildiğimiz inançlarımız oldu. o kaba güldürüler gibi birbirimize girdik ve üstümüze düşen vazifeleri yerine getirmedik. aramıza öyle büyük bir jenerasyon farkının girmesine izin verdim ki, değil bütün cihan ölüm bile bizi aynı kefeye koyamadı. şimdi dahi, benliğimizden eser kalmamış bu yüzyılda, bir yabancının mesafesini taşıyoruz. ve ben sana bunun beni ne kadar kahrettiğini söyleyemiyorum bile.
ve evet, hatalarımı da kabul ediyorum. istediğin baba değildim. farsların tanrısına vurulmuştun, onların kültüründe konuk olmak ve sonrasında da kendine bir yer açmak istiyordun; oysaki benim tek yaptığım seni artık parçası olmadığın eski dine bağlamaktı. benim kanatlarım altında bunu başaramazdın ve bu yolla olmasa da elbet bir gün benden ayrılman gerekecekti. üstelik sen yeni dine geçmeden önce de öyle ağım şahım bir bağımız yoktu; şarkılarımdan hiç haz almaz, benim kılık değiştirmeme katlanamaz, deliliğe tutunduğum gecelerde hiç uyuklamazdın. aklındaki baba değildim ve aramız asla daha iyi olmayacaktı, hâl de böyle olunca sevginin şart olmadığını düşünmüş olmalıydın.
yeni dine geçmenden memnun değildim ve bunu senden hiç saklamadım. seni olmadığın birine dönüştüremezdim, şayet böyle bir fikrim de hiç olmadı. o küçük toplantılarına göz yumdum, hiç sevmesem dahi farslarla takılmana izin verdim, onlara özene bezene üstüne geçirdiğin kılık kıyafetinin beni ne kadar rahatsız ettiğinden hiç bahsetmedim bile; bir nevi kendini toparlayacağına inanıp seni yapayalnız bıraktım. ne zaman sarılmak istesem kaçar, temastan iğrenirdin ve belki de bu yüzden onca inkârın altında bana gerçekten ihtiyacın olduğunu fark edemedim.
ki hatalıydım. bunun gelip geçecek bir dönem olduğunu düşünmemeli, sana daha sıkı tutunmalıydım. özür dilerim. sana seni ne kadar sevdiğimi söylemeli, temastan hiç hoşlanmasan da sıkıca sarılmalıydım. eğer küçüklüğünde daha az dede korkut daha çok baban olmuş olabilseydim, işte, o zaman belki kollarımdan hiç ayrılmaz ve bana asla sırt dönmezdin.
ancak, bunca şeye rağmen, baban olarak benim de bir özrü hak ettiğimi düşünüyorum. ne zaman sana yaklaşacak olsam ateşmişim gibi benden kaçıyor, anlamayacağımı söyleyip benimle konuşmayı reddediyordun; böyle nasıl sorunu çözebilirdim ki?
güneylilerin dilinden nefret ettiğimi bile bile farsça dışında başka bir dili konuşmayı reddettin, eve el adetlerini ve töresini soktun, onca uyarıma karşın sana zarar vereceği besbelli olan adamlarla ahbaplık ettin. bunca felakete seyirci kalıp nasıl susacaktım ki? değil bana tüm ecdadına sırtını dönüyordun, bunda da mı susup hoşgörüyle yaklaşmalıydım?
artık farklılıklarımız öyle bir raddeye gelmişti ki tüten bir çaydanlık gibi bağırıyor, patlak vereceğini haber veriyordu. vaktini bilmek belki imkansızdı ancak çok da bir şey kalmadığını ikimiz de biliyorduk. birbirimizin nefesine katlanamaz olmuştuk.
o gün gelip çatınca da hiç on yıllar boyu aynı çatı altında yaşamamış, babam - oğlum diye birbirimize seslenmemiş gibi ayrıldık. öncesinde düşmanlığı bildiğimi sanırdım -oysaki hiçbir nefret senin öz babana yönelttiğin hançer kadar korkutmamıştı beni. ölümün yatak ucumda bittiği güne kadar arkamdan koştun, yakışıksız laflar ettin, suikastımı planladın. ancak hıncın karşılıksız kaldı ve yatağımda uyarken öldüm. sense cesedimi defnetmedin ve ruhumun rahata kavuşmasına izin vermedin. hâlâ daha çürümüş bedenimi hissediyor, öbür dünyanın meyvesini yiyemiyorum.
ve bunların hiçbiri, ki bir tanesi dahi öyle kolay affedilecek şey değil, benim sana kırgın olmamın sebebi değil. sana kırgınım çünkü beni bu dünyada bir babanın elde edebileceği en büyük hazineden, oğlundan, mahrum bıraktın.
seni hatırladığımdan daha çok özlüyorum ve haddinden daha fazla seviyorum.
aynı kini sürdürmek istemiyorum. ne kadar suç itiraf etmek zorunda kalırsam kalayım, hepsinin arkasında olacağım; çünkü sen benim için herhangi bir haktan çok daha değerlisin.
-baban, oğuz yabgu devleti.
kısa oldu ama bu ikiliyi çok sevdiğim için yayınlamak istedim- türk ch fandomu artık bu ikili hakkında yazar mısınız :((
umarım beğenmişsinizdir efendim!
YOU ARE READING
babanın mirası || ch
General Fictionone shot. selçuklu - oğuz yabgu devleti anıları.