BÖLÜM YİRMİ İKİ - "Gece'nin Güneşi"

1.7K 87 1
                                    

Oy vermeyi unutmayın lütfen. Hepinize iyi okumalar dilerim.


MİNE KARAMAN


Koruyucu bir saflıkla gözlerimi aralarken hissettiğim sıcaklıkla gevşeyerek geriniyorum. Gördüğüm ilk şey Selin'in toplanmış yatağıyken tanıdık kokuyla yavaşça arkamı dönüyorum.

Ulaş'ın, yorgun suratıyla karşılaşınca, gözlerimin önüne hastanede çıkarttığım savaş geliveriyor. Ardından Ulaş'ın beni sakinleştirmek ve kimseye vermemek ister gibi sarılışını hatırlıyorum, amcamın bilerek sadece onu çağırdığını biliyorum çünkü kardeşten farksız olan Ulaş, bugüne dek Seçkin gibi hayatımda bir yeri olan tek kardeş.

Gözlerinin altını görüyorum, uykusuzluktan oluşmuş hassas morluklar birkaç gündür misafir gibi yerlerini kimseye bırakmıyorlar. Ne hoştur, ki, sağ gözünün altında, adem elması denilen yerdeki morluk, Barış ile olan kavgasının bir eseri. Usulca öpüyorum morluğu.

Ardından sırt üstü dönüp baş ucumda sessizce duran sandalyemle bakışıyorum. Uzun zamandır bana ayak olan eski dostuma, ondan ayrılmaya hazırmışım gibi bakıyorum. Beni anlıyormuş gibi tepki verişini izliyorum, aklımın bir taraflarında. Belki de cidden hastaneye yatmam gerekiyor, bilmiyorum.

"Onunla iyi geçiniyordun." diye bir ses geliyor hemen kulağımın arkasından. Enseme değen sıcak nefesler, kuzenimin yaklaştığını gösteriyor.

"Ayrılırsam üzülmeyeceğim." diye fısıldıyorum ben de. Karnımda birleşmiş kollarımı elleriyle sıvazlıyor.

"O günü görmek istiyordum. Ama buna sebep olan kişi yüzünden değil."

Heyecanla ayağa kalkışım ve bağırışım ardında bayılışım gözlerim önüne geliyor.

İç çekiyorum. "Belki iyileşmişimdir bile. Sorun psikolojiktir."

"Sen deli değilsin Mine." diyor sertleşen sesiyle.

Ona dönüyorum. "Biliyorum, ama ayağa kalkışımın nedenini sen de biliyorsun."

Omuz silkiyor. "Barış yüzünden düştün. Barış sayesinde kalkıyorsun."

"Ben Barış'a muhtaç değilim Ulaş. Ben Gece'nin güneşiyim."

Bana bakıyor. Ardından gülümsüyor. "Kitap mı okuyorsun?"

Kaşlarımı havaya kaldırıyorum. "Sana ima yapıyordum."

"Hayır," diyor, kıkırdarken. "laf sokuyordun."

Gülüyoruz. Ardından sarılıp alnımdan öpüyor.

"Uyan o zaman Gece'nin güneşi. Pikniğe gidiyoruz."


#


"Bunu kim yaptı?" diye soruyor Ulaş, yediği patates salatasını zorla çiğnerken. Hemen ardından can alıcı sözlerine devam ediyor. "iğrenç bir tadı var." ve hemen arkasından acıyla inliyor.

"Ne vuruyorsun kızım!" diye çıkışıyor, karşısında oturan Selin'e.

"Salatama laf etme Ulaş." diye cevap verince, Ulaş'ın yüz ifadesi şaşkınlık ve pişmanlıkla değişiyor.

"Sen mi yapmıştın?"

Tuna ve ben kendimizi tutamayıp gülmeye başlarken, Korkut cevaplıyor.

"Valla Ulaş, bu saatten sonra kurtaramazsın." Ulaş, bunun üzerine Korkut'a susmasını söyleyen bir ifadeyle baktığında Korkut sadece omuz silkiyor.

ENGELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin