Erçin ve Sitare arabadan söverek indikten sonra bir şey unuttuklarını fark edip çantalarını karıştırmaya başladılar ve aynı anda bağırdılar:
-ÜNALLLL!
Başa bela Ünal çantaya sığmıyordu ki arabada sızıp kalmıştı. Berkan ise "Acaba bi gün dememi mi alındı keşke bi hafta deseydim" diye düşünmekten zavallı Ünal'ı fark etmemişti bile.
Sitare:
-Bir Giresunlunun hakkından ancak bir Giresunlu gelir,dedi ve Erto'yu aradı.
-Alo Erto bize acil araba lazım ya gelebilir misin?
-Siz de kimseniz bu saate karımı nasıl ararsınız?
Telefondaki bir kız sesiydi.
-Yenge valla kötü bi niyetimiz yo-
-Bu saatteki niyeti bilirim ben. Bi daha karımı ararsan....
Sitare telefonu kapattı.
Erçin:
-Bi bırakamadın şunu. Adam evli daaa. Araba lazım bize kimi arayacağımız belli diyerek Ryan'ı aradı.
-Ryan bro. We need a car and dri-
He said:
-I drive.
Erçin telefonu kapattığında Ryan çoktan gelmişti.
Kızlar arabaya atladı ve Ryan drive.
Amk Berkan o kadar hızlı sürmüştü ki
nereye gideceklerini bilemediler. Fakat Erçin said:
-Follow the smell. I know this shit.
And Ryan:
-I follow.
Çok geçmeden Berkan'ın arabasını yakaladılar. Ryan kornaya bastı ve kenara çekmesini istedi. Fakat Berkan korkup daha da hızlandı.
Sitare, Erçin'e : Sen seslensene, anca seni dinler knk"
Erçin bağırdı:
-O gün bugün !! Buluşalım koçum!
Berkan bir anda arabayı durdurdu ve bu sarsılmayla Ünal arabadan düştü.
Berkan tam buluşacaklarına sevinirken Ünal'ı yerde görünce:
-Lan bu kim? Arabamda ne arıyor?
Sitare Ünal'a yardıma, Erçin Berkan'a sövmeye gitti. Fakat Berkan'ın tek sorunu o günün bugün olmamasıydı.
Saat 1'de Ryan önce Ünal'ı kendi evine sonra Erçin ve Sitare'yi evlerine bıraktı. Sitare:
-Ne geceydi knk. Bi kahve yapayım da kendimize gelelim.
Erçin:
-Aynen ya. Doğrusu bizi bulmuyor ki
Gece olanları hatırlayıp gülüşüyorlardı fakat kahkahalarını kapının zili böldü...
