ÖNİZLEME

494 28 22
                                    

Yusuf ilinde kaybolan Veysel ve kardeşini; Peygamberimiz Hz. Yusuf'un kardeşi Bünyamin'inini aradığı gibi, yıllardır arayan Kenan...

Kış Mevsimi/ Ankara/ Mezarlık

Veysel, babasını kaybedeli 24 saat ya olmuş ya olmamıştı. Şimdi ise, cenazesini izliyordu. Kız kardeşi Mihrimah, kolları arasında ağlıyordu. Abi olarak onu telkin etmeye çalışıyordu.

- Abim... Ağlama artık... Bak artık acı çekmeyecek babamız... Nolur ağlama...
- Ben onu çok özlerim ama abi... Nasıl yapacağız şimdi?...
- Yalnız değilsin ki bitanem... Ben varım, Cemile var, çocuklar var...

Kardeşinin kahve saçlarına bir öpücük kondurur Veysel... İçindeki acı yüreğini yaksa da o bir abiydi...
~~~

Cenazenin ardından Veysel, kardeşi ve ailesiyle birlikte evlerine gider. Çocukları Yağmur ve Yusuf, babannelerinin odasına girerken, Mihrimah, Cemile ve Veysel, salona oturur. Mihrimah, kan çanağına dönmüş yeşil gözleriyle etrafına bakınır. Sonra bir hışımla ayağa kalkıp, babasının odasına doğru adımlar. Veysel, kardeşinin ardından gidecekken, Cemile'nin kolunu tutması ile geri oturur.

- Veysel'im... Bırak biraz yalnız kalsın...
- Ama Cemile'm-...
- Biliyorsun, Yusuf babamın onda yeri ayrıydı... Onunda Yusuf babamda yeri ayrıydı...
- Bilmem mi?... Ah babam ah...

Cemile, eşinin yanına yanaşıp başını omzuna yaslar. Veysel, ellerini Cemile'nin ellerinin üzerine koyar. Şükür sebebiydi biricik karısı... Ve bunu her daim birbirlerine hissettirirlerdi.

Yusuf Bey'in odası

Mihrimah babasının odasına girmiş, yastığına kafasını gömmüş ağlıyordur.

- Neden gittin ki baba? Neden bıraktın beni, Abimi... Gitmesen olmaz mıydı baba?...

Bir kaç dakika, ağlamaktan yorulmuş gözleriyle, etrafına bakınır. Ağlayarak ya da isyan ederek babasının geri gelmeyeceğini biliyordu. Yatağın, pencereye bakan kısmına döndürür vücudunu... Gözleri ağlamaktan acımıştı artık, vücudu yorgun, zihni karmakarışıktı... Kendini uykunun kollarına bırakacakken, başucundaki çekmecede, kendini belli eden zarf dikkatini çeker. Hayatlarını alt üst edeceğinden habersiz, zarfı eline alır. Zarfın üzerinde "canımdan çok sevdiğim çocuklarıma" yazılıydı. Önce kendisi okumak ister ama cesareti yoktu, abisine cılız sesiyle seslenir.

- Abiii...

Veysel ve Cemile telaşla, odaya hızla gelip kapıyı açarlar.

- Noldu abicim?... İyi misin?
- Abi... Babam...

Veysel, kardeşinin elindeki zarfı gördüğünde meselenin ne olduğunu anlar. Cemile, kardeşleri yalnız bırakmak için yavaş adımlarla odadan çıkar. Çocuklarının yanına gider. Veysel kardeşinin yanına oturur. Abi - Kardeş bir süre sessizce zarfa bakar. İlk hamle Veysel'den gelir. Nazikçe zarfı, Mihrimah'ın elleri arasından alır. Zarfın içindeki katlanmış kağıdı alıp, naifçe açar. Babasının inci gibi yazısını okumaya başlar iki kardeş...

" Veysel'im... Mihrimah'ım...
Güzel çocuklarım benim... Eğer bu yazıyı okuyorsanız ben size çoktan veda edip, annenize kavuştum demektir.

Veysel, hıçkırıkları duyulmasın diye eliyle ağzını kapatır. Anneleri Ceylan, 3 yıl önce vefat etmişti.

" Size yaşadığım ömür boyunca yalan söylemedim... Bu satırları okuduğunuz da beni de annenizi de affedin çocuklar... Canınız yanacak biliyorum, ama asla birbirinizi bırakmayın nolur...

Mihrimah, önce abisine çevirir gözlerini, ardından yeniden mektuba verir dikkatini...

" Annenizle zamanında çocuğumuz olsun diye çok uğraştık... Denemediğimiz tedavi, ilaç, kalmamıştı o dönemlerde... Lakin bir türlü çocuğumuz olmuyordu... Ardından evlat edinme için bir çok kuruma başvuru yaptık... Durumumuz yerinde olmasına rağmen, hiçbir olumlu cevap alamadık... Ya kaderimize razı gelecektik, ya da denemeye devam edecektik...

İki kardeş göz göze gelir, mektubun devamında ne olacağı korkusu şimdiden kalplerine inmişti bile...

" Günün birinde benim tayinim çıktı bir kasaba okuluna... Gittik oraya, ben bir ebe kadınla tesadüfen tanıştım... Öğrencilerimin birisinin annesiydi... Çocuğumuzun olamadığını işitmiş, geldi yanıma... " Kasabada bir kadın var, doğurduğu yaşamıyor" dedi..." 2. Bebesine gebe"... Bunu bana dediği ilk an bağırarak kovdum onu yanımdan...
Aradan kaç ay geçti hatırlamam zor... Bir gece yarısı anneniz hastalandı, ilçedeki hastaneye götürdüm onu... Aynı ebe kadın, karşıma yine çıktı... Sanki beni takip etmiş gibi... Ama bu defa kucağında sen vardın oğlum...

Veysel, okuduğu son cümleyi zorlukla algılamıştı. Ne demekti bu şimdi?

" O kadar masum duruyordun ki... O an, aklımla kalbim arasından sıkışıp kalmıştım... Ebe kadın " annesinin haberi hâlâ yok, istersen al senin oğlun olsun, bu sır benle mezara gider, karına üzüldüm. Her kadın çocuk sahibi olmalı" dedi... Seni verdi kucağıma... Hayatımın hatasıydı farkındayım... Ama hayatımda yaptığım, yaptığımız en güzel hataydı belki de... Masmavi denizi andıran gözlerinle, çok masum ve sevimliydin oğlum... Veysel'im... Sen annenin karnında değil, kalbinde büyüdün... Bizim öz çocuğumuz değilsin... Seni nüfusumuza aldıktan 5 yıl sonra kardeşin Mihrimah geldi... Sizler önce Allah'a sonra birbirinize emanetsiniz çocuklarım...

Babanız...

Mektup bittiğinde, iki kardeş şok içindelerdi. Uzunca bir süre sessiz kalırlar. Ölüm sessizliğini bozan Mihrimah olur.

- Hayır... Hayır bu gerçek olamaz... Sen benim abimsin... Kimse, hiç bir şey bunu değiştiremez abi...

Babasının acısı bir yana, öğrendiği gerçekle sarsılan Mihrimah, kollarını Veysel'in boynuna dolar.
Veysel, kardeşinin kollarını yavaşça çektirip, hızla ayağa kalkar. Odadan çıktığı gibi kendini evin dışına atar. Derin nefes almaya çalışır. Elini göğsüne koyar. Ailesi sandığı kişilerin, onu gerçek ailesinden çalmıştı, ve bunu 28 yıl sonra öğrenmişti.
~~~

Gedelli Kasabası/ Ana Yol

Kenan, 24 saatlik nöbetini, sıradaki
nöbetçi doktora devretmiş, arabası ile evine dönüyordur. Birden kalbine bir ağrı saplanır. Elini göğsüne koyar, yanındaki camın açık olmasına rağmen aldığı nefes bir şekilde ciğerlerine gitmiyordu sanki... Daha fazla gidemeyecekti. Dörtlüleri yakıp sağa çekti. Arabadan inip, kaportaya yasladı bedenini... Nefes almaya çalıştıkça canı yanıyordu sanki...
~~~

Birbirlerinden her ne kadar uzakta olsalar bile canlarının acısını aynı anda hissetmişlerdi iki kardeş...
Bu, kardeşlerin birbirine bir adım daha yaklaşması demekti...

Vesselam...❤️‍🩹

~~~

Herkese selam. Öncelikle ana konuyu daha iyi ve net şekilde anlayabilmeniz adına böyle küçük bir önizleme yazmak istedim. Allah utandırmasın, yeni bir serüvene hepiniz hoşgeldiniz.

Satır aralarına düşüncelerinizi yazmayı unutmayın...😚

🕊️❤️‍🩹


Sığınacak Bir Liman Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin