18

488 32 10
                                    

"Bu mu yani adamlardan kaçabilme planın Afşin?"

Güya kaçıracaktı, güya ne yaptığını biliyordu. Az ileride bulunan bir kulübeye sokmuştu bizi. Tamam kulübenin yeri iyiydi, ağaçlar her tarafını kapatıyordu. Birisi buranın yerini harfiyen bilmediği sürece göremez gibi bir şeydi hatta. Amam ya bilen biri varsa?

"Bir de senin dahiyane fikrini duyalım Eriz? Sen ne önerirsin bana ölmemen için?"

"Ya tamam kes boş yapma. Üşüdüm ben ,hem hava da kararacak git odun falan  bul sobaya atarız."

kendimi boştaki bir koltuğa attım ve gözlerimi kapattım. Madem ona güvenmem için uğraşıyordu, madem ben ölmeyeyim diye beni onlardan uzaklaştırıp buraya getirmişti benim de ona güvenmekten başka çarem yoktu.

Oturduğum koltuğun yan tarafının çöktüğünü hissedince gözlerimi açıp yanıma baktım. O da kendini benim gibi koltuğa atıp başını yaslamış ve gözlerini kapatmıştı. Yerimde doğrulup omzuna vurdum "Kalk odun getir demedim mi sana ben? Neden yatıyorsun?"

O da tek gözünü açıp bana baktı "Hayırdır, uşağın mıyım ben senin ? Kalk kendin al odunları."

"Lan madem sen getirdin beni buraya gidip alsana işte dışarıdan, üşüdüm ."

"Ben üşümedim."

Gözlerini tekrar kapatıp istifini bozmadan iyice yayıldı. Şerefsize bak bir de uyuyacaktı.

Yanımda duran gözüme kestirdiğim yastığa sessizce uzandım. Elime aldığımda sıkıca kavradım ve canının acımayacağını bilerek var gücümle yastığı suratının ortasına geçirecekken elini kaldırıp burnunun ucundayken yastığı durdurdu. 

"Sen sessiz sedasız iş yapmak nedir bilmezsin, bu yüzden denemekten vazgeç."

Yastığı elimden bırakacağım sırada beni bileğimden yakalayıp kendine çekti ve diğer tarafına doğru düşmemi sağladı. benim sol elim onun sağ tarafında dururken üstüne yatmış vaziyetteydim. "Bak dediğim gibi sen iş yapamazsın ama yapılacak daha güzel bir iş bulabilirim senin için.".

Bilerek ona ayak uydurdum ve burnunun ucuna girerek konuştum "Defol , kumda oyna Afşin."

Bileğimi bir hışım ondan çekip ayağa kalktım ve odadan çıktım. Madem o burada soğuktan ölmemize izin verecekti ,kendisi ölümü bekleyebilirdi. Burasının kimin olduğu belli değildi. İçerisi ne kadar küçük olsa da illa birileri yaşıyordu. Evin içinde toz çok yoktu. Yani çok değil kısa bir süre önce burada birisi ya da birileri vardı.

"Madem bir iş yapmayacaksın, söyle."

"Neyi?"

"Neden beni bir hışımla kaçırıp onlardan koruduğunu. Bana ne anlatman gerekiyorsa şimdi dökül, dinliyorum."

Gergin bir şekilde nefes aldı ve hızla verdi. Kapalı olan gözlerini açıp tavana dikti. Şuan aslında hemen konuşması gerekirdi, çünkü benim tanıdığım Afşin bunu yapardı. Lafı dolandırmazdı, ne yapması , söylemesi gerekiyorsa hemen söylerdi. Ama şuan yüzüme bile bakmıyordu.

"Konuş dedim. Kimdi onlar, anlatacağın şey ne? Birdaha sormam kapıdan çıkar giderim Afşin."

"Abimdi."

Uzun bir sessizlik başlamıştı ağzından çıkan kelimeden sonra. Kafasını çevirip bana baktı. Konuşmamı bekler gibi. 

"Abimdi. Arkandan koşturan abimdi. Seni öldürmeye çalışan abimdi. Ve bil bakalım onun elinden seni kim kurtardı?"

Abisini bu güne kadar hiç duymamıştım. Şimdi neden bir anda ortaya çıkmıştı?

Düşman [b×b] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin