Nazlının ağzından
Duru kendi binasına, ikimizde Hukuk okuduğumuz için ben ve Erdemde kendi binamıza gittik. Sınıfa girdiğimizde çok büyük bir sınıf karşıladı bizi. Yukarıya doğru giden bir sürü oturma yeri vardı. Erdemle bir yer bulup oturduğumuzda bir ses duydum.
X: Erdem bey?
Erdemle sesin geldiği yöne baktığımızda dona kaldım. Bu....Bu o....Bu o kütüphanede Erdeme sulanan manyak kız! Ne işi vardı onun burda?
Cansu: Aaa, inanmıyorum! Gerçekten sizsiniz!
Erdem: Aaaa; Siz şu kütüphanedeki bayansınsınız, dimi? İsminiz....
Cansu: Evett! Cansu! İsmim Cansu!
Kız o kadar mutlu gözüküyorduki havalara uçacaktı neredeyse!
Erdem tam konuşucakken öksürerek araya girdim.
Nazlı: Öhöhöh! Yeniden merhaba.
Cansu: Aaa, sizdemi burdaydınız? Fark etmemişim.
Ben sinirden patlamak üzereyken kız Erdeme dönüp gülerek konuştu.
Cansu: Valla sizi burada görüceğimi hiç düşünmemiştim Erdem bey! Şansa bakın aynı sınıftayız!
NE!!!!! Ben bu kızla hayatta aynı sınıfta okumam!!! Allahım sen beni neyle sınıyorsun!
Erdem: Yaa, öylemi? Nazlıda, bende çok sevindik.
Ya! Ne demezsin! Ölüyordum bu kız için!!
Cansu bana tuhaf tuhaf bakarken konuştu.
Cansu: Siz hala birliktemisiniz?
Erdem elimi sıkıca tutarak cevap verdi.
Erdem: Evet. Hala birlikteyiz.
Hemen araya girdim.
Nazlı: Ve ayrılmayıda düşünmüyoruz.
Cansu: Belli olmaz...
Artık patlayacak seviyeye geldiğimde Hoca sınıfa girdi. Cansu yerine geçtiğinde Erdeme baktım.
Nazlı: Erdem! Bak bu kız benim elimde kalıcak! Şu an kendimi çok zor tutuyorum!
Sessiz olmaya çalışarak Konuştuğumda Erdemde fısıldayarak cevap verdi.
Erdem: Tamam, sakin ol. Takma onu sen. Boşver.
Nazlı: Nerden çıktıysa karşımıza!
Kendimi sakinleştirmeye çalıştığımda Ders başlamıştı. O manyak kızda hemen Erdemin arkasına oturdu. Aradan yarım saat geçtiğinde dersin bitmesine bir kaç dakika kalmıştı. Birden Erdemin önüne küçük bir kağıt düştüğünde bunun bir not olduğunu anladım. Kesin o manyak attı!
Erdem notu almadan hemen notu aldım ve okudum.
"Tenefüste bir kahve içelim mi?"
Sakinim...Sakinim...SAKİNİM!
Derin bir nefes aldığımda kağıtı buruşturup yanımdaki çöp kovasına attım. Zil çaldığında Herkes sınıftan çıktı. Erdemle ve bende tam sınıftan çıkacakken yine o cırtlak ses bizi durdurdu.
Cansu: Eee? Kahve içiyor muyuz, Erdem bey?
Yok! Daha fazla dayanamayacam! Yeter!
Nazlı: Seni o kahvelerin içinde boğmamı istemiyorsan, bizi rahat bırak artık! Erdemden uzak dur! Görmüyor musun? Sevgilisi var onun sevgilisi! Yeter ya! Git başımızdan! Yapıştın sülük gibi!Erdem ve Kız bana donmuş gibi bakarken bütün bunları tek nefeste söylediğim için derin derin nefes alıyordum. Kız bana şaşkınlıkla bakmaya devam ederken Erdemin kolundan tutup sınıftan çıktım. Erdemle bahçeye çıktığımızda durdum.
Erdem: Ne yaptın öyle ya? Sen konuşurken başım döndü resmen. O ne hızdı?
Nazlı: Az bile yaptım! Görmedin mi yaptıklarını ya! Onun acilen bi göz doktoruna filan gitmesi gerek! Sevgili olduğumuzu bile bile sana yürüyor resmen ya!
Erdem birden sırıtmaya başladı.
Nazlı: Noldu? Ne gülüyorsun?
Erdem: Biz sevgiliyiz, dimi?
Erdemin sorusuyla hafiften yanaklarım kızarmıştı.
Nazlı: Yani...öyleyiz gibi...
Erdem elimi sıkıca tuttuğunda konuştu.
Erdem: Öyleyiz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ ŞARKISI
Dla nastolatkówİki genç kız atıldıkları okuldan sonra istanbula gider ve yeni bir okula aynı zamanda da yeni bir hayata başlarlar. Fakat istanbulda onları bekleyen çok şey vardır...Hayatlarını değiştiren iki genç adam da buna dahil...