Bölüme oy vermeyi unutmayınız.
21.bölüm
'UMUDUN KABULÜ'
🎀Saatler geçip giderken ben sadece bir umut bekliyordum. 5 saattir burada oturmuş bir umut bekliyordum. Sonuçta umut yiğidin bahçesiydi...
Arada Mahur yanıma geliyordu yarım saat durup evdekilere bakmaya gidiyordu.
Fakat içeriden hâlâ bir ses çıkmıyordu...
Beş saattir umudum gittikçe tükensede ameliyathanenin kapısı açıldığında ayağa kalktım ve ilerledim.
Sedyeye yatırılmış Kıvanç'ı gördüğümde gülümsedim. Yüzünde örtülü bir bez parçası yoktu.
Bu bile benim için bir umudun sonucuydu, Kıvanç yaşıyordu.
Az önce doktoru ile konuşmuştum. Doktoru yoğun bakımda kalmasını gerektirecek bir durum olmadığını ve normal odaya alabileceğimizi söylemişti.
Az da olsa yaşamıştı ve bizim için hâlâ bir umut vardı...
Umut benim ağacımın büyümesiydi, umut benim yaşam amacımdaydı. Umutsuz bir hayat hayal edemezdim. Her zaman, her saniye bir şeyler için umut edip dururdum. Çoğu gerçekleşmezdi ama en önemlisi bugün gerçekleşmişti.
Kıvanç yaşıyordu.
Ve ben buna umudun kabulü derdim.
Bu umudun kabulüydü.
En önemli umut; sevdiğim adamın yaşaması, bugün umudum gerçekleşmişti.
Kıvanç normal odaya yerleştiğinde sandalyeyi yatağına doğru çektim ve oturdum. Ellerim ona doğru uzandı ve saçlarına kaydı. Gülümseme belirtirken dudaklarımda, gözlerimden bir parça eline düştü. O an hissetmişti sanki, eli yana doğru kaydı. Bu bile bir umuttu. Benim içinde olan ufak bir umut.
Diğer elim ile gözyaşlarımı sildim, burnumu çektim.
Sol elim onun saçında dolaşırken kıvırcık saçlarının ne kadar uzadığını fark ettim. Kıvırcık saçlarının uzun olmasını sevmediği için haftada 2 gün saçını kesiyordu, ona söylemeye vaktim olmamıştı. Kıvırcık saç ona çok yakışıyordu.
Yakışıklıydı zaten, fakat kıvırcık saçlı hali ile daha da yakışıklı oluyordu.
Gözlerim odada dolaşırken kamera olmadığını fark ettim, o kadar dikkatli olmaya çalışıyordum ki... Bu kadar dikkatin arasında Timur'un eve gelip ateş açacağını anlayamamıştım.
O kadar çok dikkatliydim ki Kıvanç'ın kurşunların üzerine atlayacağını tahmin edememiştim.
Kaderinin önünde diz çöken bir köle gibiydim her zaman, sadece kadere mahkumdum.
Kader beni tutsak etmişti ölüme. Yazılıydı kaderimde. Ne çare ne ilaç, en fazla 1 yıl dayanır gönlüme...
Kalbim benim kırık dökük çarpıntımla doluydu. Gözlerim ise aşık olduğu adama bakarken dolmuş bir insandan farklı değildi.
Hala ona bakarken elleri saçında olan elimi tuttu ve ileri doğru götürüp iç içe geçirdi. "Kıvanç?" Dedim büyük bir heyecanla ve umutla. "Kıvanç?" Dedim tekrardan ve gözleri açıldı. "Beni korkuttun!" Dedim ve umursamaz biçimde bana bakarken " sen de beni korkuttun kaderimde yazılı kız." Dedi. Sinirle ona baktım. "Neyini korkuttum? Bir dakika! Kaderimdeki kız derken?" Dedim.
Gözleri bana kaydı ve hastane kıyafetinin cebine indi eli. Cebinden çıkan kare kutuyu açtı ve bana doğru uzattı.
"Sayın Lâlin Roza Ilgın, benimle evlenip mutlu bir hayat geçirmek ister misiniz? Ya da direkt şunu istemeliyim senden." Dedi ve bana doğru dikkatle baktı. "İsteyebilir miyim?" Diye sordu, hızlıca kafamı sallayarak onu onayladım.
"Benim için şu yüzüğü parmağınıza takar mısınız hanımefendi?" Diye sordu. Kafam karışırken "sizin için şu yüzüğü parmağıma takabilirim beyefendi." Dedim ve kutudaki yüzüğü alıp yüzük parmağıma taktım.
"İsteğiniz yerine geldi mi, Kıvançtatlıtuğ?" Diye sordum gülerek. "Geldi," dedi Kıvanç. "Senin olduğun her yerde istediğim her şey oluyor kaderimdeki kadın." Dedi ve hastane yatağında oturur pozisyona geçti.
"Sayın kaderimdeki kadın, benimle evleneceğinize sanırım o kadar mutlu olmadınız?" Diye sordu.
"Hayır!" Dedim heyecanla." Kafamı iki yana salladım. "Mutluyum ama bir o kadar da üzgünüm kaderimdeki beyefendi. Daha yeni uzun süren bir ameliyattan çıktın ve bana neden mutsuzsun diyorsun hayvan!" Diye bağırdım. Bağırışımla yerinden sıçrarken "ödümü kopardın." Dedi.
"Sen benim ödümü az kalasın ölerken koparıyordun oysaki." Dedim şeytanca.
"Ben yine iyi yaptım." Dedim ve kendimi savundum. "Benden iyisini bulamadığınız için bana evlenme teklifi eden sendin Kıvanç." Dedim parmağımdaki yüzüğü işaret ederek hatırlatma yaptım.
"Bilseydim yapmazdım ya..." dedi. Elimle masadaki elmadan birini ona doğru fırlattım.
Seni unutamayacaktım sevdiğim adam...
Ölümün gelse, seni ve beni ayırsa seni yinede unutamayacağım kaderimdeki adam...
...
BÖLÜM SONU
Finale az kaldı... bu yüzden stresliyim. Çünkü bu benim finalini yazdığım ikinci kitap ve wattpad'ta finalini yazdığım ilk kitap olacak.
Final için ne düşünüyorsunuz? Finali başladığımız gün yayımlayacağım => 3 Eylül.
Not; Finale kadar olan tüm bölümleri buraya yükleyeceğim bir tek final bölümünü 3 eylülde yayımlayacağım.
Not2; finali daha yazmadım:/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHPARE KORUYUCULARI
Acción"Sanki karanlığın içine gömülmüş gibiyim. Elim ayağım sürekli birbirine karışıyor. Ne yapacağımı bilemiyorum, düşünüyorum ama doğru yolu bulamıyorum. Her gece düşünüyorum, gerçekten. Bu işin sonu nasıl bitecek? Birisi zarar görecek mi diye. Biliyorm...