Farklı bir mafya kurgusu mu arıyorsunuz? O halde doğru yerdesiniz! Bence bu hikayeye bir şans vermelisiniz..🤭
" Gün ışığı "
Zihnimde anlam veremediğim bazı görüntüler belirdi, sanki bu sesi daha önce de duymuştum fakat bana kim böyle seslenirdi ki...
Gözlerimden sicim gibi akan yaşlara aldırmadan, ormanın derinliklerine doğru arkama bile bakmadan koşuyordum. Birileri beni takip ediyor ve adımı seslenip durmamısöylüyordu ama ben ne söylenenleri duyuyor, nede duruyordum. Sadece koşuyordum işte, koca bir bilinmezliğe doğru..Bilinmezlik belkide o kadar kötü birşey değildir. Belkide kimi zaman bir çıkış yoludur, kimi zaman ise çıkmaz birsokaktır.. Kim bilir? O kadar çok koştum ki artık nefes nefese kalmıştım. Kendimde daha fazla dayanacak gücü bulamayınca bir ağacın arkasına saklanıp kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Ama ne kadar uğraşırsamuğraşayım bir türlü olmuyordu. Nefeslerim düzene girmiyor ve kalbim çok hızlı atıyordu. Birden arkamdan bir el benim omzuma dokundu ve ben sıçrayarak bir anda hızlıca arkamı döndüm ve bir el silah sesi geldi...
Flasback sahnesi sona erdi..
Koltuktan çığlık atarak uyandığımda ter su içinde kalmıştım.. Kaan denilen adam hemen yanıma gelip, yüzümü elleri arasına alarak ve gözlerindeki o saf endişe ile bana bakarak
"İyi misin güzelim" dedi.
Bir an ne yapacağımı, nasıl bir tepki vermem gerektiğini bilemedim ve o an içimden her ne geçiyorsa onu yapmaya karar vererek kollarımı onun boynuna sımsıkı sardım. Hemen ardından burnuma yayılan müthiş bir koku da beraberinde geldi. Ama... bir saniye bu koku... Bana sanki bir yerden tanıdık geliyordu ama nereden..? Nereden hatırlıyordum ben bu kokuyu? Keşke koku hafızam bu kadar kuvvetli olmasaydı şimdi düşün dur 'nereden tanıyorum ben bu kokuyu' diye. Beni düşüncelerimin içinden çıkaran ses ile kendime gelmek zorunda kaldım.
"Şşh sakin ol ben yanındayken korkacağın hiçbirşey yok Gün Işığım. Kimsenin sana zarar vermesine müsade etmem. Asla. Ayrıca lütfen benden korkma sana zarar vereceğime kendimi bu yer yüzünden tamamiyle yok ederim. İnan bana bunu yaparım. Hemde gözümü bile kırpmadan , bir saniye bile düşünmeden. Bunu söz olsun diye söylemiyorum. Sen öl de ben hiç şüphesiz ölürüm, sen yaşa de ben yine senin bir lafına bakar öyle yaşarım kadın."
Kollarımı onun boynundan usulca aşağı indirdim ve geriye doğru çekildiğimde onun yüzü ile benim yüzüm arasında neredeyse hiç mesafe olmadığını fark ettim. Nefesi yüzüme vuruyor, tenimi okşuyordu.. Kalbim ise hem gördüğüm kabusun etkisiyle hemde bu ânın verdiği etkiyle hızlı hızlı çarpıyordu..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
( Aralarındaki mesafe şööyle bisi yaani.🙈)
Gözleri bir anlığına dudaklarıma kaydı derince yutkundu, kendini tutuyor gibi bir hali vardı. Aradan geçen birkaç saniyenin ardından nihayet tekrardan gözleri gözlerimle buluştu.