O Golü Getireceğim

1.9K 108 43
                                    

Bir ay sonra, Florya Tesisi

"Gece, sağ tarafı boş bırakma!" diyen Okan hocayı dinledim ve sağa doğru yöneldim. Orada olan Sacha'yı markaja aldım. Olası bir atak durumunda sağ kanat düşüncesini kapatmıştım şu anlık. Top Kerem'deydi ve kale önünde İcardi vardı. Orta şansı arıyordu ama Abdülkerim abi izin vermiyordu. Ortadan vazgeçip kendi şut çektiğinde top Günay'da kaldı. El kaldırıp koşmaya başladım. Önüme top istemiştim. Tam istediğim gibi önüme top geldi. Kontrol edip sürmeye başladım. Sağımdan gelen Sacha'yı alt etmek amacıyla diğer tarafta olan Tete'ye yerden pas attım. Planı anlamıştı ve ben Sacha'yı geçince topu tekrar yolladı. Ceza sahasına girdiğimde önümde Nellson vardı bu sefer de. Topu arka ayağıma alıp topuğumla havaya kaldırdım ve Nellson'dan aşırdım topu. Şut şansım yoktu çünkü Sacha önüme geçmişti bu sırada. Tam o esnada hızla ceza sahasına giriş yapan Barış'ın önüne yumuşakça bıraktım topu.

Yumuşak ama etkili bir şut ve gol!

"Harikasın Barışım!" deyip Barış'a koştum.

"Mükemmel asist Aslanım!" deyip sıkıca sarıldı bana Barış. Ben de güldüm ve nefesimi düzenledim.

Şu anda takımla maç yapıyorduk. Bu takımla olan ikinci antrenman maçımdı. Bir hafta sonra maçlar başlıyordu. İlk maçımız Kayserispor ileydi ve biz çok iyi hazırlanıyorduk.

Bir ay içinde çok şey değişmişti. Yunus'un sevgilisi Tuğçe ile tanışmış, çok da iyi arkadaş olmuştuk. Yunusla da gayet iyi anlaşmıştık.

Barış'ın yeri apayrıydı. Kardeşim gibi seviyordum onu. En yakın arkadaşım olmuştu neredeyse. Kerem çoğu zaman temaslarımızı sevmiyordu tabii ama birbirimizi kardeş gibi sevmemiz iyi hissettiriyordu ona. Hissediliyordu bu dışarıdan.

Kerem'e gelecek olursak, ne arkadaştık ne de sevgili. Flört de değildik aslında. Ne olduğumuz belli değildi. İkimiz de adım atmıyor ama birbirimize çekildiğimizi de inkar etmiyorduk. Hem zaten şu sıralar maça odaklanmıştık.

Çalan düdükle su içmek için kulübeye ilerledim. Çok yorulmuştum ama değmişti. 2-3 kazanmıştık Barış'ın gölüyle.

Barış Kerem'in ensesine şaplak atıp;

"Noldu Kerem'im, sanki biraz yenildin." dedi. Bu dediğine ben de gülmüştüm.

"Kıçımın kenarı. Gece olmasa atamazdın o golü."

Barış yanıma geldi ve kolunu omzuma attı.

"Ama sonuçta Gece var ve ben o golü attım. Ağlama Kereemmm." dedi dalga geçerek Barış. Bu atışmaları çok hoşuma gidiyordu. Kerem cevap verecekken önce davranıp ben konuştum.

"Tamam tamam hadi susun da gidin duş alın. Sonra zaten dışarı çıkacağız geç kalmayalım. Yunus gitti bile zaten duş almaya. Arabanın orada görüşürüz." deyip soyunma odasına ilerledim.

Duşumu aldıktan sonra arabanın yanına gittim ve diğerlerini beklemeye başladım. İlk gelen Barış'tı.

"Gece, sana bir şey soracağım."

"Sor kuymağım." Evet Barış'a kuymağım lakabını takmıştım.

"Keremle aranızda bir şey mi var?" dediğinde gözlerim fal taşı gibi açıldı ve Barış'a döndüm.

"Nereden çıkardın onu?"

"Seninle herhangi bir temasa geçtiğimde bana öldürecekmiş gibi bakıyor. Sadece ben de değil aslında. Kendisinden başkası sana temasta bulununca böyle davranıyor. Sonrasında sana olan bakışları ya da senin ona olan bakışların. Bunlar inkar edilemez bence."

Magic of the Night 🪄 |  Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin