17.BÖLÜM "KUZEN "

2.4K 126 10
                                    

Demi Lovato - Remember December

*-*-*-*

Multide Damlanın odası var. Yalnız camı yuvarlak değil de, dikdörtgen bir şekil de ve ortada düşünün. Ayrıca duvardaki fotoğrafları da görmeyin. Hangi türk annesi o kadar fotoğrafı duvara yapıştırmaya izin verir ki asdfgh

*-*-*-*-*-*-*-*

Yoğurtlu ekmeğimi yedikten sonra odama çıktım. Ne zaman gelecek bu abim ya! Zil çaldığında abim geldi umuduyla kapıya Usain Bolt'un kayıp torunu gibi koştum. Hevesle kapıyı açtım ama bilin bakalım kim çıktı? Kuzenim Poyraz. 

Oha lan bu çocuk büyüdükçe ayrı bir yakışıklı oluyor. Poyraz benden bir yaş büyüktü. Pek yaş denilemez aslında. Ben 16 martta doğdum Poyraz da 18 şubatta falan doğdu. Öyle yani. Poyraz benim baba tarafımdan kuzenim olur. Poyrazı içeri buyur ettikten sonra annem poyraza bir sürü sorular sordu. "Ee poyraz annen ne yapıyor? İyi mi? Biz de iyiyiz? Gel yemeğe kal" falan filan. Daha fazla soru sordu da şimdi hepsi aklım da değil. Kadın çenesi bu. Taramalı tüfek gibi maşallah. Acaba bende annemin yaşına gelince böyle mi olacağım? Töbe çok töbe. Allah korusun lan.

Poyraza baktığımda 'kurtar beni Damla. Lütfen' bakışları attı. Daha fazla Poyraza eziyet çektirmemek için anneme "anne bence biz kalkalım. Çok konuştun yazık Poyraz da yol yorgunu" dedim ve Poyrazı kolundan tutup odaya çıkardım. 

Kapıyı kapatıp gülmeye başladım. Ne biliyim annemin yanında poyrazın oturuşu mimikleri. Çok komikti len. Hehehe. Poyraz 'ne gülüyon gerizekalı' bakışı atınca "ya hahah annemin yanında haha ne kadar masum duruyordun lan öyle" dedim ve gülmekten ağrıyan karnımı tuttum. "Ne? çok mu komikti yani?" dedi ve tek kaşını kaldırdı Poyraz. Evet anlamda kafamı sallayınca "salak" dedi ve birlikte gülmeye başladık. "Niye geldin oğlum sen buraya" dedim tek gözümü kırparak. Sapık gibi kırpmak değil, daha çok 'ne ayaksın oğlum sen' dercesine bir göz kırpmaydı.

 Poyraz da saçını arkaya attı ve "eh bugün siz de kalacağım. Yarın sahur da burada olacağım. Sonraki gün de, sonra gün de ve sonraki gün de. Annemle babam dört günlüğüne Ankara'ya gidecekler. Babamın halasının kızının kızı ölmüş herhalde. Annem öyle bir şeyler dedi de unuttum" dedi. Ne! Anlamaz bir şekilde Poyraza bakarak "ya oğlum senin evin yok mu? Git orada uyu" dedim sitem edercesine. Poyraz omuz silkerek "evde canım sıkılır oğlum benim" dedi.

Elimi 'hadi hadi' dercesine sallayıp dilimle 'helöhele' diye garip bir ses çıkardım. Kısacası bu ses 'he he yedim' demekti. Poyraza alayla bakıp "ben de yedim. Evde yalnız başıma korkuyorum demiyorsun da..." dedim. Gözlerini kaydıran Poyraza keyifle gülüp, oturduğum yatakta iyice yayıldım.

Zil çaldığın da the vampiere diaries'de ki Damon'u aratmayacak hızda koştum. Poyraz arkamdan ne olduğuna dair sorular soruyordu ama ona cevap verecek zamanım yoktu. Eğer annem dedikoducu komşumuz Ayfer teyzeyi çağırmadıysa gelen kesinlikle abimdi.

 Kapıyı açtım. Bu sefer de bilin bakalım kim çıktı? Abim. O heyecanla abimin üstüne atladım ve "abim gelmiş" diye annemlere seslendim. Annem de mutfaktan elini havluyla silerken, Ece de merdivenlerden hoplaya zıplaya geldi ve "aaa oğlum sen bir hafta sonra gelmeyecek miydin? Neden erken geldin" dedi. Abim de "lan abicim çekil nefes alamıyorum. Öleceğim lan şimdi" dedi ve kollarımı belinden iktirdi. Sonra "yaa anne sürpriz yaptım işte anla. Beni özlemediniz mi" dedi ve hoş geldin faslı yapıldı. Annemi söylemiyorum. Çünkü biricik oğluşu askerden gelmişti ve sevinçten ağlıyordu. Annem, Ece ve abimin arasındaki sevgiyi kıskanıp göz devirdim ve odama çıktım. Ben üvey evlatım herhalde.

 Odaya girdiğimde Poyraz yatağımda uzanırken telefonuyla bir şeyler yapıyordu. "Oh valla Poyraz bey başka bir isteğiniz var mıydı? Çay, kahve falan içmez misiniz? Bu ne rahatlıktır yaa" dedim ve ayakları iktirdim yere doğru. Ayaklarını yataktan aşağıya sallayıp "mmm ben bir tane Türk kahvesi alıyım" dedi. Ben "oldu canım başka" dedim sırıtarak.

Aklıma gelen şeyle ufak bir kahkaha atıp "Poyraz. Lan oğlum ismin Coğrafya sınavından elli beş almamı sağladı" dedim. Poyraz sorarcasına kafasına salladı.

"Yani diyorum ki... ismin Poyraz ya hani. Coğrafya sınavında hoca kuzeyden esen rüzgarı sormuştu aklıma sen gelmiştin" dedim kahkaha atarak. Poyraz "ben sana eseceğim şimdi. Göreceksin" dedi yalandan bir kızgınlıkla. 

Vücudum da şiddetli bir sarsıntı olunca elimi yatağa koyup "Poyraz deprem oldu hissettin mi" dedim endişeli bir şekil de. Poyraz, hayvan gibi gülmeye başlayınca 'ne gülüyon değişik' bakışı attım.

Sonunda gülmeyi kesen Poyraz "popondan gelen depremden mi bahsediyorsun" dedi gülerek. Ha? Telefonumdan bildirim gelmişti. Kendimi tutamadım ve gülmeye başladım.

Telefonumu cebimden çıkardıktan sonra mesajı açtım.

 Arda: Yanındaki kim bilmiyorum ama çok fazla yakınsınız.

Ben: Ayy kıskandın mı sen? Salak şey o benim kuzenim.

Arda: Dışarıdan öyle gözükmüyor ama

Ben: İyide sen bizi nasıl gördün ki?

Arda: Arkandaki pencereden. İster kuzenin olsun istersen kardeşin sonuç olarak o bir erkek.

Ben: Saçmalama Arda ben onu kardeşim gibi görüyorum.

Ardayla kıskançlık muhabbetlerimizi devam ettirirken bir anda yanımda bir şey hissettim. Yanıma döndüğümde Poyrazın neredeyse telefonuma düşecek bir şekilde telefonumdaki mesajları otobüsteki teyzeler gibi okumaya çalışıyordu. 

"Al abim al oku dibime girmene gerek yok ben sana okurum" dedim. Sonra olan biten aramız da geçenlerin hepsini anlattım. Poyraz da anlattıklarım duyunca sürekli öğüt verip duruyor. Biraz daha konuştuktan sonra abim geldi ve "yemek hazır hadi lan inin aşağı" dedi. Poyrazla aşağıya inip yemeğimizi yedikten sonra biraz annem, babam, abim ve Eceyle takıldık. 

-*-*-*-*-*-*-*-*

Of canım sıkıldı benim. "Poyraz hadi dışarı çıkalım benim canım sıkıldı" dedim ve sonra anneme baktım. Annem yüzüme bile bakmıyor. oğluşuyla ilgileniyordu. Babam zaten çoktan koltukta uyuyakalmıştı. Ece de bana bakıyor hevesli hevesli. Demek ki Ecede dışarı çıkmak istiyor. Kimseden ses çıkmayınca Eceye "hadi ece hazırlan biz çıkalım" dedim. Annem "hayır olmaz akşam akşam kız başınıza ne yapıcaksınız siz? Abin de gelsin" dedi. Abim de " yaaa anne ben gitmem bu veletlerle. Yol yorgunuyum ben. Poyraz gitsin" dediği an Poyraza baktım. Tamam dercesine kafasını sallayınca ellerimi birbirine çırpıp yukarı çıktım. Dolabın kapağını açıp diz kapağımın hemen üstünde olan siyah şortumu giydim. Üstüne de beyaz bosbol ve uzun bir tişört giydim saçımı at kuyruğu yaptım. Telefonumu cebime kattıktan sonra aşağı indim ve ayakkabılarımı giydim. O değil de Poyraz üstünü ne ara değiştirdin. Siyah ayakkabılarımı giydim ve Poyraz ve Ece'nin ayakkabılarını giymelerini bekledim. 

Ayakkabı giyme işini halledip sahile doğru yürümeye başladık. 

Bölümler, olaylar değiştirilmeden düzenlenmiştir.

Herkese iyi bayramlar :)

YILDIZ #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin