49. Bölüm

595 27 6
                                    

Yorgun gözlerle gözümü açtım. Keşke bu gelinlik bakma işini yarına deseydim. Bunu demek için birazcık geç kalsam da yine de inanılmaz heyecanlıydım. Gelin olmak ne kadar zor işmiş lan.

Neyse aşağıya inip hızlı bir kahvaltının ardından bizimkileri de toplayıp gelinlikçiye gittik. Bir tek Arda ve Ege yoktu ki zaten bunu daha önce de sebebini size söylemiştim. İçeri girer girmez o kadar çok çeşit olduğunu gördüm ki bir anda kafamda belirlediğim tüm modeller aklımdan uçup gitti.

Her ne kadar çok model olsada kızlarla beraber aralarından altı yedi tane seçmiştik. Sırayla hepsini deniyip aralrından birini seçicektim.

İlk denediğim gelinliğin ön kısmı kalp şeklinde tülden uzun kolları olan, sadece üst kısmında küçük beyaz kelebekler vardı. Çok hafif kabarık ve inanılmaz güzel duran bir gelinlikti. Dışarı çıktığımda hepsinin gözleri bana dönmüştü ve annemin gözleri hemen sulanmıştı. Valla ben şu anda ağlarsam bir daha beni kimse susturamaz. O yüzden ağlamak yok.

"Selma Sultan ağlamak yok bak eğer ağlamaya başlarsan ben de susmam o zaman gelinliği olmayan bir gelin olurum" dediğimde "Tamam tamam" diyerek beni geçiştirdi ve kenara çekildi.

Herkes gelinliğe hayran olmuş gibi bakıyordu. Gerçekten de aşırı güzel duruyordu.

Kabine tam girip diğerlerini deniyecekken arkadan Batu'nun "Lay lay lay" diye mırıldandığını duydum.

Arkamı döndüğümde Batu'nun kafasında duğak hoplıya zıplıya yürüyo. Hepimiz Batuya "Mal mısın?" der gibi baktığımızda bize dönüp "Ne var ya ortamın havasını değiştiriyorum azıcık eğlenin diye" bağırdı. Hepimiz ister istemez kahka atmaya başlamıştık.

İki tane saten prenses modeli, bir tane tülden prenses modeli ve ilk giydiğim gibi iki tane daha gelinlik giymiştim ve aralarında seçim yapmak benim için "Hangi arabayı seviyorsun?" sorusu kadar zor gelmişti. Bir şekilde birini seçtim ama size söylemiyicem süpriiizzzz.

(Denediği gelinlikler bunlar ve ben üç tanesi arasında gidip geliyorum)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Denediği gelinlikler bunlar ve ben üç tanesi arasında gidip geliyorum)

(Kına günü)

İnanılmaz heyecanlı bir şekilde kuaföre gelmiştik kızlarla. Bugün kınam vardı evet ama elime kına yaktırmıyacaktım neden mi? Kınanın kokusundan da kendisinden de nefret ediyorum çünkü. Neyse çok da önemli bişey değil.

"Ya sabahın köründe niye geldik ki sanki, daha kargalar bokunu yemedi" diye sayıklanan Ezgi'ye hepimiz gülmeye başladık. "Eeee napalım artık bugün ve cumartesi günü dayanıcaksın artık" dediğimde gülmüşlerdi.

Görümcem yani Ekim "Allah'tan kına ve nikah arasında bir günlük mola var yoksa varya pertimiz çıkardı" dediğinde hepimiz gülmüştük.

Kına elbisem kırmızı, uzun ama kabarık değil ve yırtmaçlı ön kısmı da kalp şeklinde olan bir elbiseydi. Sade ama aşırı derecede şık bence.

Üç Erkek Bir Kız (Yarı Texting)✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin