Telefonum çalmaya başlayınca okuduğum kitabın ve sayfanın arasına ayracımı yerleştirdim. Arayan Rose'ydi. Gülümsedim ve telefonu açtım. "Selam Rose."
"Selamı falan bırak Lisa! Tanrım, hemen seninle buluşmam lazım."
Heyecanlı ama birazda endişeli gelen sesiyle gözlerimi kıstım ve boğazımı temizledim. "Ne oldu rose, kötü bir şey mi var ?"
Nefes nefeseydi ve konuşmakta zorlanıyordu ama sesi gülümsüyordu adeta. "Yeni bir yöntem buldum Lisa." bir süre düşündüm. "Ne yöntemi?"
"Anlatamayacağım bir şey doğrusu henüz bir ismi yok. Hipnoz veya astreal seyehat olarak düşün. Hemen denememiz gerekiyor." gülümsedim ve biraz rahatladım. Rose, böyle gizemli veya sırlı garip şeylere bayılır genelde benim üstümde denerdi.
"Tanrım, Rose yine mi?"
"Lütfen LaLisa, yapabilir miyiz?" Hayır demek Rose gibi insanlara çok mümkün değildi çünkü o tatlı ve iyi biriydi. Zaten genelde sizden bir şey istemezdi. Görmemesine rağmen kafamı yavaşça anlayışlı bir şekilde onaylamak için salladım. "gel, bakarız." Mutluluk çığlığını duyduğumda telefon yüzüme kapandı. Bende gülüp kitabıma geri döndüm, o arkadaşım olduğu için şanslıydım, anında beni güldürmeyi başarmıştı.
25 dakika sonra gelmiştı, kapıyı açtığımda oldukça dağınık görünüyordu. Ona garip baktığımı fark etmişti ki beni itip salona ilerlerken söylendi. "bakma öyle manifest akademisinden buraya koşarak geldim.
Yüzümü buruşturup gözlerimi devirdim, kapıyı ben kapatırken tekrar söylendi.
"Bakmasam da gözlerini devirdiğini biliyorum Manoban." orta parmağımı ses çııkarmadan havaya kaldırdım. "haklısın Roseanne özür dilerim."
Bana doğru dönerken parmağımı hemen indirdim."Ve o parmağı da gördüm." Tamam bu şaşırtıcıydı, onu umursmayıp karşısındaki tekli koltuğa oturdum. Heyecanla çantasını karıştırıp malzemelerini çıkarmaya başlamıştı bile. Gözleri bu sefer 'ne yaptığımı biliyorum halledeceğim' der gibi bakıyordu, yutkundum. Bundan biraz çekinmiştim bu esnada.
"Rose defalarca şeyi denedik olmadı üzülmeni istemem." güldü. "Hayır bu sefer başaracağım, sağlam geldim." göz kırptı ve konuşmaya devam etti, dikkatle onu dinliyordum bende.
"Bu bir manifest değil veya aura çakra temizleme genişletme çalışması değil bilinçaltı temizleme veya yönlendirme değil astreal seyehat değil." her 'değil' kelimesini söylediğinde heyecanım artmıştı ve adeta nabzımı boynumda yoğun hissedir olmuştum. "Yeter anladık Rose! Ne olmadığını değil ne olduğunu söylesen artık hadi?!" Sabırsız davranışım benim dahi garibime gitmiş ve şaşırmıştı o ise, yüksek tepkimden dolayı ağzı aralanmış gözleri açılmış ve sırtı koltuğa dayanmıştı, far görmüş tatlı bir hayvana benziyordu. Gülümsemeden edemedim. Sonra birden memnuniyetle gülümsedi. Bu kadar hevesli olmam hoşuna gitmişti ama çok hevesli olduğum söylenemezdi.
"Adından emin değilim ama anlatayım yapacağımız şeyi ben," çantasını kurcalamayı bırkatı. "çoklu evrenlerde senin diğer versiyonların olur, bu yöntem ile o diğer versiyonlarının yerine geçebilecek onların gerçekliğinde ruhun yaşayabilecek ve hissedebileceksin, bedenin uyuyor olacak ve," duraksayıp gülümsedi "harika bir deneyim yaşayacaksın Manoban!" ellerini birbirine çarptığında kafam biraz karışmıştı, yutkundum. "Bu reankarne olmak gibi mi?" gözlerini devirdi. "Hayır bir inek veya ot olmayacaksın veya bok sineği olarak yaşayacaksın demedim yine senin bedenin olacak ama farklı koşullar altında bulunacaksın." gözleri parlıyordu tüm bunları anlatırken.
Benim de ilgimi çekmişti ama gerçek olmayacağını bildiğim için heyecanlanamıyordum, kafamı salladım anladığımı fark etmesi görmesi için ve dizlerimin üstüne çöküş bacaklarının yanına geldi. Dizlerini okşadığımda gıdıklandı, bunu genelde yapardım tiki vardı. "Tamam Rose kabul edeceğim sana bağırdığım için özür dilerim." çığlık atarak güldüğünde ellerimi itti. "Yine de olacağına inanmıyorum." sırıttı ve çantasından bir kutu çıkardı. "Ne? bakma öyle tüm bu anlattıkların çok saçma filmde veya kitapta değiliz."
Beni umursmaadı ve kutuyu salladı. "Bu elimde gördüğün kutu sizin oralardan Tayland'dan, bir keşiş hazırladı." gözlerim anında parlarken içimde tarif edilemez bir duygu ortaya çıktı, oraları gerçekten özlemiştim, doğdğum yeri ve o havayı. Rose gülümsedi. "Seni başka evrenlerde belki oraya yollarız ha ne dersin?" gözlerimi devirdim ve ayağa kalkıp eski yerime oturdum. "Uçağa binip gidebilirim."
"Hayır gidemezsin çünkü büyükannen ile aran kötü."
O haklıydı ve bu haklılık payı beni ağlatabilirdi, canımı sıkmıştı ama umursamadım. "Kötü değil baya kavgalıyız rose."
"Kim bilir çoklu evrende onu öldürürsün belki?" yanımdaki garip yastığı ona attım. "Hey, o benden nefret etse de ben onu seviyorum." oMuz silkti ve kutuyu açmaya başladı, gerçekten merak etmiştim. "bu ot senin ruhun ile arandaki engelleri, bilinçaltını ve zihnini kontrol ediyor ayrıca, oldukç a saf ve temiz enerji ile özenle üstünde çalışıldı." Tek kaşımı havay akldırdım. "Zararlı olabilir."
"Hayır değil ayrıca her gün alkolden sızarak uyuyan biri mi söylüyor bunu." kollarımı göğüsümün altında birleştirdim. "Uyku problemim var ondan."
Beni tekrar umursamayıp anlatmaya devam etti.
"Ruhun diğer evrenlerde ruhlarınla yer değiştirebilecek ayrıca tüm bunlar olurken sen uyuyor olacaksın burada ama hani aslında orada yaşayacaksın hissedeceksin ve muhtemelen uyumuyor olacaksın, o an olduğun Lisa'ya bağlı. Özenle yapılmış birkaç şurup var bunarı da içeceksin."
Rose birkaç farklı detayları ve teknikleri sayarken gözlerim dalmıştı, en yakın arkadaşım bu gece zehirleyebilirdi beni. Ve birden ellerini birbirine çarptı. "Ah az daha unutuyordum ve mumlar!" farklı renklerde onlarında özenle bir yerden geldiği belli olan mumlara bakarken gözlerimi devirmemek için dudaklarımı ıslattı, ona hayır demeliydim en başında "Of Chaeyoung."
Çok mutluydu bu halimden....
Okuyan veya oylayan burada olur mu emin değilim bilmem kaçıncı hikaye xzczcxcx
ŞİMDİ OKUDUĞUN
psykhe-JENLISA
FanfictionLisa'nın arkadaşı Lisa'ya yeni bulduğu mistik yöntemi onun üzerinde denemek istediğini söyler ve izin alır. Daha sonra her evrende Jennie, bir şekilde karşısında çıkar veya hayatında olur. "Adından emin değilim ama anlatayım yapacağımız şeyi ben," ç...