Klasik bir sporcu kahvaltısı hazrılamıştım kendime. Bugün antrenman vardı çünkü. Televizyonun karşısına geçip kahvaltıma başladığımda kapı çalmıştı.
Kapıyı açtığımda karşımda sırıtan Barış ve Yunus'u gördüm. Arkalarından da Kerem kapıyı açmıştı.
"Dedik ki antrenmana hep beraber gidelim. Hem de bir tebriğe gelelim." deyip sırıtmaya devam etti.
"Ne tebriği lan, evlendik sanki. Habeş maymunu." diye çıkıştım Barış'a.
"Tamam yenge sakin ol, Barış sen de bir sus."
"Yenge mi? Yunus şimdi bir uçarım sana buradan."
"Ama bu da ne desek kızıyor. Devam edebilirsin Barış izin verdim."
"Sevgilim niye bu kadar kızdın sen, yengeleri değil misin? Tabii yenge diyecekler." diyerek yanıma geldi Kerem.
"Ya tamam ama istemiyorum ben yenge demelerini. Sonuçta seninle beraber olmasaydım da onların arkadaşıydım."
"Öyle desene Aslanım." diyerek yanağımdan makas alıp içeri geçti Barış. Ardından da Yunus içeri girmişti.
En son da Keremle ben içeri geçtik.
"Valla ben klasik yulaf falan yiyordum da aç mısınız, kahvaltı hazırlayayım mı?"
"Yok yok, aç değiliz. Yedik de geldik. Sen de ye de çıkalım hemen, geç kalmayalım."
Kafa salladım ve yemeğime devam ettim.
____
Şu anda ise Barış'ın arabasında hunharca müzik dinleyerek antrenmana gidiyorduk. Önde Yunus, arkada ise Keremle ben vardık. Bir Fırt Çek şarkısı çalıyordu arkada.
Nakarat kısmında ben de eşlik ettim.Gel bizim oralara, ortalık karışsın
Kötü niyet yok maksat ayağın alışsın
Bi fırt çek dudakta sönecek yangın
Karlar, buzlar senle nasıl yarışsın?Sonunda geldiğimizde soyunma odalarına dağıldık ve üstümüzü değişip yukarı çıktık.
Aklıma gelen soruyla Kerem'i bir köşeye çektim.
"İlişkimizi açıklayacak mıyız?"
"Tabii ki evet."
"Biraz erken değil mi?"
"Eninde sonunda öğrenecekler güzelim, şimdi söylemek en iyisi. Haberleri olmalı."
Güzelim dediği anda kalbim sızladı. Alışamayacaktım galiba.
"Peki magazin?"
"Bir story atarız beraber. Anlarlar."
"Tamam canım." dediğimde yanağıma öpücük kondurdu ve sahaya gittik. Herkes buradaydı, sadece Okan hoca yoktu.
"Herkes buraya bakabilir mi?" demişti Kerem İngilizce olarak.
"Size söylemem daha doğrusu söylememiz gereken bir şey var." deyip yanıma geldi. Elimi tuttu ve konuştu :
"Biz Geceyle beraberiz!" dediğinde tüm takım çok sevinmiş, alkışlamışlardı.
"Ne zamandır bugünü bekliyorduk. Tebrikler, mükemmelsiniz." demişti Muslera.
"Sonunda birbirinize eziyet çektirmeyi bırakıp kendinizi aşkın kollarına saldınız ha? Çok sevindim adınıza." demişti İcardi İspanyolca olarak.
"Eziyet mi?"
"Evet, birbirinizi sevdiğiniz o kadar belli oluyordu ki, hepimiz ne zaman sevgili olursunuz diye bekliyorduk." deyip güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magic of the Night 🪄 | Kerem Aktürkoğlu
Fanfic"Oynamak istiyorum." "Olmaz, ayağın-" "Ne olursa olsun, bu maçı Kerem için oynayacağım." Bu hikayedeki kişi ve kurumların gerçekle bir ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür. Görseller benzetme için kullanılmıştır.