- Bizler mutant mıyız?
~~~~~~
- Doğru siz mutant diyorsunuz bu gezegende. Biz ise özel gücü olanlara kutsanmış diyoruz. Çünkü bu güç herkeste olmuyor. Biz doğal bu güçlere doğuyoruz ama siz ne yazık ki dünyanıza atılan bombaların havayı değiştirmesi ile kazanmışsınız bu güçleri.
- Burada neler oluyor Teğmen Yuan?
- Binbaşı Wuxian? Biz yakaladığımız uzaylıyı sorguluyorduk. Yani konuşuyorduk efendim.
- Uzaylı nerede? Odaya mı kilitlediniz?
*Wei Wuxian en parlak kutsanmış. Sizinle tanışmaktan onur duydum.*
- Sen, bir saniye sen benimle mi konuştun? Bu nasıl olur. Beynimin içinde konuşan kimdi?
- Binbaşı....
- Yuan bırak şimdi rütbeleri. Konuşan kimdi kafamın içinde?
Uzaylı bir adım öne çıktı. Wuxian'nın gözlerine hayranlıkla bakarak konuştu.
- Bendim konuşan. Adım Mark. Uzaylı dediğiniz yaratık görünümlü olan.
- Sen mi? Yaralı olduğunu söylediler. Hem korkunç bir görüntün varmış. En baştan anlatın şunu konuyu bir yerde kaçırdım sanırım.
Yuan tüm olanları aktardı Wuxian'a. Karşılarında duran kişi kötü değildi ve özel güçleri vardı.
- Yani sen uzaylı değil mutant mısın? Nasıl oldu bu değişim?
- Konuyu en baştan anlatmam gerekiyor. Hepimiz otursak iyi olacak anlatacaklarım biraz uzun. Ama çok şaşıracağınızı da sanmıyorum. Özellikle sen Wuxian. Hep güçlerin olsun istiyordun değil mi? Olursa da şaşırmam diyordun. Bu öyle işte.
- Anlatacaklarını şimdiden merak ettim. Bir de adımı kısaca söyleyebilirsin. Xian, Wuxian veya Wei hangisini istersen kullan. Epey ilginç bir başlangıç oldu. O kadar çok şey okuduk ve duyduk ki artık kimseyi hiç bir şey şaşırtamaz bunca yaşanılan asırlardan sonra.
- Biz ileri medeniyetteniz. Ve Samanyolu galaksisine de uzağız. Sizin uzak neslinizin devamı mıyız? Bunu ne yazık ki bilmiyoruz. Bize ait hiç bir bilgi yok. Nereden, nasıl geldik? Nasıl özel güçlerle doğduk? Sadece bildiğimiz asırlardır böyleyiz. Gezegenimiz de sorunsuzca yaşarken uzaydan gelen yaratıkların saldırısına uğradık. Ne yazık ki bunca özelliğimize rağmen çok kişiyi kaybettik. Güçlerimiz sadece iyileştirme, ışınlanma, düşünce okuma. Savaş gücümüz yok. O zamana kadar da ihtiyaç duymamıştık. Çok kişiyi kaybetmemize rağmen kazandık. O yaratıklar bizi bırakıp gittiler sonunda. Ama biz onların düşüncesini duymuştuk. Dünya denilen bir yer varmış diğer galakside oraya gidelim demişlerdi. Biz yüz kişilik grupla yola çıktık. Size ulaştık. Burayı gördüğümüzde geç kaldık sanmıştık. Meğer siz kendinizi yok etmişsiniz neredeyse. Her şeyi izledik. Savaşın son safhalarında buradaydık. Çoğunluğa yardım ettik. Ama az kişiydik yetişemiyorduk. Zaman geçtikçe hava kirliliği çoğaldı, havaya karışan bazı gazlar insanların değişimine yol açmaya başlamıştı. Biz özel gözlere de sahibiz. İnsanları ayırt edebiliyoruz ışıklarına göre. Özel olanlar parlıyor. O zaman burayı korumamız gerektiğini bir kez daha anladık... Belki gerçekten sizler atalarımızdan olabilirsiniz.
- Peki o yaratıklar ne istiyor bizden veya sizden ne istediler de saldırmışlar.
- Canavarlar ne isterse o. Yiyecek. Onlar yemek olarak görüyor her canlıyı. Kendinden güçlülülere saldırmıyorlar. Bunları akıllarını okuyunca öğrendik. Onlar hakkında epey bilgi sahibi olduk.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
New World & New Life ~ Yizhan ~ Wangxian ~ Yeni Dünya & Yeni Hayat
Fanfiction2168 yılı... Dünya gezegeninin son görüldüğü tarih... - Dünya kayboldu. Bir sis bulutunun ardında artık. - Bir daha ulaşabilecek miyiz dünyaya kaptan? - Belki. Ama ne zaman bilemeyiz. 2340 yılı... - Kaptan... ...