Kamera da yokmuş!

400 40 74
                                    

Azad - Polisler de geldi işte...

Amir - Sayın savcım sizin burda ne işiniz var?

Dedi silahını beline takarak, Azad ise ceseti kontrol eder gibi yapıp kalkmıştı. Hem onun hemde babasının elinde siyah deri eldiven vardı, silahlarsa bellerinde duruyordu. Barboros Bey etrafı kontrol edip şunu söylemişti.

Barboros B - Kamera da yokmuş.

Dedi mırıldanarak ama hepsi duymuştu, sanki üzülmüş gibi bir ifade takınıyorlardı. Polislerse hâlâ savcının neden burada olduğunu merak ediyorlardı.

Amir - Savcım sizin burda ne işiniz var?

Azad - Babamla birlikte geziyordum, yolda da bu adam garip davranarak yürüyordu. Nasıl kafadaysa peşinden araçla takip etsekte fark etmedi, buraya gelince de bir silah sesi duyduk. Biz arabadan inip depoya girene kadar da kafasına sıkmış.

Polis - Ama neden?

Dediğinde savcı ona 4 paket uyuştucu uzattı, aldığı andaysa savcı Azad ceseti izlerken yeniden konuştu.

Azad - Ceplerinde buldum, sanırım kullanıcı da çünkü göz altları mosmor. Bileklerinde kızarıklıkta var, olay yeri inceleme ekibi de çağırmak gerekebilir. Birde arka tarafta ki koliler bunlarla dolu!

Dediğinde hepsi gösterdiği kısma bakmıştı hatta 3 kişi gidip kontrol etmişti. Zaten Barboros Bey kendinin olmayan bir silahla sıkmıştı, ekip gelene kadar da silahı adamın eline verip sanki kendi kafasına sıkmış gibi bir görünüm vermişlerdi.

Azad - Cidden yazık kendisi bir doktordu.

Polis - Siz nerden?

Azad - 4 gün önce hastanedeydim, denk geldik. Orda da telefonda biriyle kavga ederek konuşuyordu, sanırım konu bu mallardı.

Amir - Kazayı duyduk savcım, geçmiş olsun.

Azad - Sağolun...

Amir - Sayın savcım bu olaya siz mi bakacaksınız yoksa Savcı Vurgun mu bakacak?

Azad - Olaya bir kez bulaştım, mecbur bakacağım. Zaten savcı Vurgun'da yoğundu, bu işi de ona yüklemeyeyim. Mazallah sağlığı açısından kötü olur, uykusuzluk çekiyor.

Dedi iç çekerek, onların dostluğunu tüm karakol bilirdi. Bu yüzden dediklerini pek sorgulamazdılar, Barboros Bey ise öksürerek varlığını belli etmişti. Direk ilgi noktası olurken o bunu umursamadan oğluna bakarak konuştu.

Barboros B - Ben arabada bekliyorum oğlum, sende gelirsin.

Dedi ordan çıkarak, polislerse iyi günler Barboros Bey demişti. Zaten onu tanımayan yeni gelmiş olurdu çünkü tüm adana onu yakından tanımıştı. Hoş her yerde tanınmış bir adamdı ya, o sırada konuşan amir oldu.

Amir -  Sayın savcım siz zaten yaralısınız, burayı biz halledelim.

Azad - Hayır diyemeyeceğim, ağrım var.

Dedi mırıldanarak, yine ağrısı başlamıştı. Bedeni sızlıyordu, eliyse istemsizce ağrıyan kısma gitmişti. Bunu gören amirse iç çekerek şunu söylemişti.

Amir - Gerekli belgeleri ben size yollarım savcım, siz gidip dinlenin zira yarınımız biraz uzun vede yorucu olacak. 

Azad - Peki iyi görevler.

Amir - Sağolun, iyi akşamlar.

Dediğinde Azad çıkmıştı sonra da depoya yakın duran arabaya binmişti. Barboros Bey ise depoya kısa bir bakış atıp arabayı çalıştırdı, bu şeyden de oğlu sayesinde yırtmışlardı.

ATEŞ!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin