41. Yeniliklerin arifesinde

331 32 6
                                    

"Gözü karamı çağrıştıran alıntılar."

Efe kumaş kapaklı defteri açarak başlığı okudu ve Cevher'in kendisinden başka kimseye bu şekilde hitap etmediğinin bilincinde merakla sayfaları çevirdi. Tarihleri kenarına iliştirilmiş bir sürü not vardı içinde. Çoğunluğu tek satırda, bitişik ve sıkışık yazılmış şiir, şarkı mısralarıydı. Kimi çapraz, kimi ters, kimi oldukça nizamiydi. Atlamadan her birini en baştan okumak istedi. "Bunu ödünç alsam?"

"Neyi sevgilim?"

"Kırmızı defteri."

"Kimin ki o?"

"Senin?"

"Hangisi bakayım?"

Kutuya hazine dolu sandık muamelesi yapıp incelemelerini sürdürüyorken banyoya doğru seslendi. "İçimden bir ses bomboş sorularının başka bir amacı var diyor."

Cevher sırıttı. Küvetin kenarına koyduğu havluya başını yaslamıştı. Yorgun vücudunda gevşeklik hakimdi. Ne kadar korkmuştu öyle! Aklının aşırıya kaçan köşeleri devreye girmiş şiddetli cenderelere neden olmuştu. Hissettiklerine rağmen dışarıdan boş bir tuval gibi durmak ayrıca çok zorlamıştı iradesini. Neyse ki İlyas Efe'si son sözü söyleyip onu kurtarmıştı.

Kendi iç hesaplaşmasını ağlamayı kestiğinde yaşamıştı. Göz yaşı ve şeffaflık sayesinde uzun zamandır ilk kez kendini dinlemiş, koşmaktan bitkin düşmüş bedenini hissetmişti. O anda durmuştu. İçinde var olan acele etme isteği, yakalanma telaşı kayıplara karışmıştı kısa bir an. Bu sayede bağlarının bir çok şeyin üstesinden gelecek kadar sağlam olduğunu tüm yalınlığıyla görmüştü. Şimdi düşünüyordu; ona mucizeyi çağrıştıran dudaklardan aksi bir şey çıksaydı nasıl bir bozguna uğrardı?

"Duş alıp kendime geleyim dedin, yirmi dakika oldu." dedi İlyas Efe. "Parmaklarına bak, buruş buruş olmuş."

Kapalı gözlerine güzelinin gölgesi düşünce Cevher uzandı. Esmer oğlan olayın ayırdına varıp birkaç adım gerileyecekti ki geç kaldığını küvete çekildiğinde anladı. "Lan manyak!" Kıyafetleri sırılsıklam olmuşken defteri yukarıda tutuyordu. "Az daha tüm emeğin mahvolacaktı! Ayrıca çok soğuk bu su!"

"Ilık." diye düzeltti Cevher. Sevdiğinin dışarı taşan ayağını da dalgalanan suyun altına yorganın içine alır gibi çekti. Kendi bacaklarını oğlanınkilerin üstüne atarak  "Şimdi nasıl?" diye sordu. "Beğenmediysen biraz daha ısıtabilirim."

Uyluğuna varan dokunuş yüzünden gıdıklandı Efe. Defteri özenle mobilyanın üzerine koydu. Gömleğini ve pantolonunu çıkardıktan sonra sırtını yaslayarak oturdu. Bacakları temas halindeydi, bir de küvetin kenarından birbirine uzanmış parmakları. Hiç de iddia edildiği gibi ılık olmayan suyun içinde tenlerini bazı noktalardan buluşturmuşlardı. Sıcak suyu da açabilirlerdi ama böylesi daha sersemleticiydi.

"Takip eden ya babanın adamı değilse ya başka biriyse?"

"Onun adamı." diye cevapladı Cevher. "Ne yaptığımdan haberdar olmak istiyor."

"Bu normal bir istek değil mi?"

"İstek normal ama sonuçları her seferinde sik gibi. Önemsediği ben değilim, o sadece soyadını umursar."

Efe hak vermeye meyilli tarafıyla bakıyordu konuya. Yine de bazı ihtimalleri göz ardı etmeye yanaşmadığından üsteleyesi tutuyordu. "Ama annen eskisi gibi düşünmediğini söyledi."

"Yalancıdır babam."

"O irsi o zaman sizde." Efe gülünce, Cevher uzanıp gülüşünü yakaladı. Ezerek büzüştürdüğü dudakları sertçe öptü. "Benimkiler beyaz oluyor yalnız. Onunkilerle kıyaslanmaz bile."

KIZIL KAMELYALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin