Kazadan sonra bir ay geçmişti ve ben bu bir ay içinde Kerem'i yaklaşık beş kere falan görmüştüm.
Copenhagen maçında berabere kalmıştık. Bu maçta oynayamamıştım çünkü yeni kaza yapmıştık. Okan hoca risk almak istememişti. Şimdi ise Florya tesisinde takımla beraber Manchester United maçı için antrenman yapıyorduk. Yarın Manchester'a uçacaktık.
Gitmeden Kerem'i görmeyi çok istiyordum ama malum kendisi beni görmek istemiyordu. Duygularını anlayabiliyordum ama artık benim için de zor olmaya başlamıştı. Onun sarılmalarına, öpücüklerine, güzelim demesine ihtiyacım vardı. Kendisini iyice çekmişti benden. Kendini suçlayıp durduğu için kapatmıştı kendini.
"Gençler, bu kadar yeterli. Yarın görüşürüz. Unutmayın, Manchester'a kazanmaya gidiyoruz!" dedi Okan hoca.
"Aslanım!" diye seslenmişti arkamdan Barış. Durup onu bekledim.
"Yarın ben alayım seni. Zaten arabamı tesisten menajerim alacak. Boşuna arabanı götürme sen de."
"Tamam, olur."
"İyi misin?"
"İyiyim, niye sordun?"
"Kerem mevzusu işte. Üzülürsün diye soramıyorum."
"Merak etme, alıştım." dedim buruk bir gülümsemeyle.
"Peki, uzatmıyorum. Yarın görüşürüz aslanım."
"Görüşürüz kuymağım." dedim ve üstümü değişmeye gittim.
___
Kapımın önüne geldiğimde aklım Kerem'in kapısını çalmak ve çalmamak arasında gidip geliyordu. Anlık gelen bir cesaretle maçtan önce moral olması için onu görmeye karar verip kapısını çalmıştım.
"Kızım? Hoşgeldin gel içeri."
"Hoşbulduk." deyip içeri geçtim. Oturma odasına girdiğimde Kerem'i görmemiştim.
"Kerem nerede?"
"Odasında, uyuyacağını söylemişti."
Bu saatte Kerem ve uyumak mı?
Odasına sessizce girdiğimde etraf karanlıktı. Masasındaki masa lambasını açtım. Yatağında uyuyordu. Yatağına oturup bir süre izledim onu.
"Kerem, uyumadığını biliyorum. Beni görmek istemiyorsun onu da biliyorum. Ama maç öncesi seni görmem gerekiyordu. Merak etme, gol atacağım. Ne olursa olsun, o golü atacağım." dedim kısık ve buruk çıkan sesimle. Sonrasında eğilip saçlarına bir öpücük kondurdum.
Odasından çıktığımda gözlerim dolmuştu. Kerem'in annesine iyi geceler dileyip evden çıktım hızlıca. Kendi evime girdiğimde bıraktım kendimi yere. İçimde tuttuğum gözyaşlarımı akıttım dışarı.
"Tam mutluyuz derken niye böyle olmak zorunda? Abartmıyor musun Kerem? Niye uzaklaşıyorsun benden? Sevmiyor musu artık beni..." sonlara doğru sesim çok kısık çıkmıştı.
Düşüncesi bile çok kötüydü. Sonra düşündüm belki maçta gol atarsam gelirdi bana. En çok istediği şey değil miydi zaten onları yenmemiz?
Daha fazla yormak istemedim kendimi, maçta nasıl oynayacaktım yoksa? Önceden hazırladığım bavulumu da kenara koyup yatağıma yattım.
___
Telefonum çaldığında arayan Barıştı. Bu da demek oluyordu ki gelmiş ve aşağıda beni bekliyordu. Meşgule atıp son kontrollerimi de yaptım ve bavulumu da alıp aşağı indim.
"Günaydın kuymağım." dedim dışarıda beni bekleyen Barış'a.
"Günaydın aslanım. Ver ben onları bagaja atayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magic of the Night 🪄 | Kerem Aktürkoğlu
Fanfic"Oynamak istiyorum." "Olmaz, ayağın-" "Ne olursa olsun, bu maçı Kerem için oynayacağım." Bu hikayedeki kişi ve kurumların gerçekle bir ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür. Görseller benzetme için kullanılmıştır.