"Gece, uyan artık. İneceğiz birazdan." diyen Barış'ın sesiyle uyandım. Ayağımdaki acıdan ve yorgunluktan dolayı tüm yolculuk boyunca uyumuştum.
Uçaktan indiğimizde hastaneye götürdüler beni. Her ne kadar Barış da yanımda gelmek istese de onun da yorgun olduğunu ve dinlenmesi gerektiğini söylemiştim.
"İyi de Gece, bu ayakla evde tek başına napacaksın? Ya yine düşersen ve ayağın daha kötü olursa?"
"Merak etme Barış. Ben başımın çaresine bakarım." deyip sarıldım ona.
Bu zor zamanlarımda yanımda en çok Barış vardı. Kardeşim gibi seviyordum onu.
Zorla Barış'ı gönderdikten sonra hastaneye geçmiştik.
Kontroller ve tedavi planlarının ardından beni evime bırakıyorlardı.
İki haftalık bir süreçti bu. Sadece ayağımın üstüne basmamam ve verilen kremi uygulamam gerekiyordu. Tek başıma zor olacaktı ama olsun, maçlara çıkabilmek için dayanacaktım.
Siteye geldiğimizde bana verdikleri koltuk değneğine tutunarak yürüdüm ve kapımın önüne geldim. Gözüm yine Kerem'in kapısında takılıydı.
Vazgeçip evime girdim ve kendimi koltuğa attım. Sonra bakmayı unuttuğum telefonum geldi aklıma ve yanımdaki prize şarja takıp açtım telefonumu.
Keremim 🤍 adlı kişiden 35 cevapsız çağrı
Keremim 🤍 adlı kişi size mesaj gönderdi.
Kerem
Gece iyi misin
Ayağın nasıl
Çok merak ediyorum seni
Özür dilerim
Lütfen inince beni araKerem'in mesajlarını gördüğümde mutlu olsam da bir o kadar da üzgündüm. Özür dilemek için biraz geç kalmamış mıydı? Başıma böyle bir olay gelince mi hatırlamıştı beni?
Evet, maça onun için devam etmiş, golü de onun için atmıştım. Ama gerçekten çok üzgündüm.
Aramak yerine mesajına cevap vermeye karar vermiştim.
Gece
İndim
İyiyim
Merak etmeBiraz soğuk davranmamın bir sakıncası yoktu. Sonuçta hatalı olan oydu. Tam telefonu bırakacakken Kerem'den mesaj gelmişti.
Kerem
Evde misin?
Evdeysen yanına geleceğimGece
Ayağın kötü değil mi senin
Gelme yanımaKerem
Kapıyı aç.
Mesajdan hemen sonra kapım çalmıştı. Oflayarak ayağa kalktım ve sekerek kapıya gittim. Açtığımda karşımda saçı başı dağınık, muhtemelen ağladığı için kızarık gözleriyle dağılmış bir Kerem vardı. Benim de ondan farkım yoktu aslında. İkimiz de berbat durumdaydık.
Anında sarıldı bana. Ama ani olduğu için ayağımın üstüne basmış ve acıyla inlemiştim.
"Güzelim, iyi misin? Özür dilerim, özür dilerim! Basma ayağının üstüne gel hadi oturalım." deyip beni bir bebekmişim gibi narince tuttu ve içeriye götürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magic of the Night 🪄 | Kerem Aktürkoğlu
Fanfiction"Oynamak istiyorum." "Olmaz, ayağın-" "Ne olursa olsun, bu maçı Kerem için oynayacağım." Bu hikayedeki kişi ve kurumların gerçekle bir ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür. Görseller benzetme için kullanılmıştır.