23| 'Kargaşa'

42 3 0
                                    

Bölüme geçmeden önce oy vermeyi unutmayınız.

23.bölüm

"KARGAŞA"
🎀

Kargaşaya adımımı atmıştım...
Hem de daha yeni atmıştım...

Kıvanç'ın odasına doğru ilerledim ve kapıyı tıklatıp içeri girdim. Kıvanç elinde telefonla karşındaki kişiyle konuşuyordu. "Evet, öyle olsun." Dedi ve benim geldiğimi gördüğünde "tamam, ben seni sonra ararım." Dedi ve telefonu kapattı.

"Hoşgeldin," dedi bana doğru dönerek. Gülümsedim ama ne olduğunu sorar gibi gülümsedim. "Bir şey olduğu yok." Dedi. "Peki o zaman, bu seferlik inanıyorum sana." Dedim, getirdiğim eşyalarını ona doğru uzattım.

İlk baktı, jeton düştüğünde eline aldı ve yatağın bir kenarına koydu. "Teşekkürler," dedi. Etrafa bakınarak, "Bizim Berke nerede? Ben onu buraya göndermiştim." Dedim, kaşını kaldırarak "nerede?" Dedi benim sorduğum soruyu tekrar ederek. "Immm, yemekhaneye gitmiştir." Dedi daha sonrasında beni oyalamadan.

Kafamı salladım ve yatağın karşısındaki tekli koltuğa oturdum.

Bugün bunlarda bir iş dönüyordu ancak kötü
Bir şey olmadığını düşündüğüm için kafaya pek takmayacaktım. İyi şeyler olmalıydı zaten diyerek kendimi oyaladım. "Eee," dedim. "Hazırlanmayacak mısın?" Diye sordum. Gözleri gözlerimin içine baktı ve haince gülümsedi. "Seve seve." Diyerek üstündeki hastane kıyafetinin eteklerinden tutarak yukarı kaldırdı. Tüm kasları ortaya dökülürken hâlâ gülümsüyordu.

Telefonumu elime aldım ve intagramda dolaşmaya başladım. Bu demek oluyor du ki kasları ilgimi çekmiyordu. Çekiyordu...

Sinyali verdiğimi anladığımda sol dudağım yukarı doğru kıvrıldı. Gülmemek için kendimi zor tutarken hâlâ instagram reelslarında dolaşıyordum sesini biraz daha açtıktan sonra komik bir video karşıma çıktı. Gülmemiştim, bir daha kaydırdığımda "kondom!" Diye bağıran bir video karşıma çıktı.

Sayfadan hızlıca çıkmaya çalışıyordum ama nafile kırk yıldır donmayan telefonum nedense bugün donmuştu. Son çare telefonu kapattım ve cebime koydum. Ardından etrafa bakarken bir çift göz gözüme takıldı. "Verdiğin mesajı iyi anladım," dedi gülerek. "Komik değil." Dedim ve ayağa kalktım. " hazırsan çıkalım." Dedim.

Zaten ayaktaydı, kapıya doğru ilerlediğinde gerisinden ilerledim.

O çıkış işlemlerini kendisi hallederken ben bir koltuğa oturmuş onu bekliyordum. Kendi normal günlük hayatında taktığı çantadan kartını çıkardı ve işlemlerini hallettikten sonra yanıma geldi. "Tamamım." Dedi ve elini bana uzattı.

Eline doğru kısa bir süre baktım ama daha sonrasında elimi eline sararak birleştirdim. Hastanenin asansöründen aşağı doğru inerken bağırış sesleri kulağıma geldi. "Duydun mu?" Diye sordum yanında duran Kıvanç'a. "Neyi?" "Bağırış seslerini."

Kafasını iki yana salladı. Asansör 2.kattan birinci kata indi ve daha sonrasında zemin kata indi. En sonunda kapı açıldığında asansörden hızlıca çıktım ve etrafa bakındım. Ardımdan Kıvanç peşimden geliyordu.

Hastanenin kantinine doğru ilerledikçe sesler çoğalıyordu. Kıvanç'ta sesleri duymuş olacaktıki bana döndü. "Şimdi duydum." Dedi adımlarını hızlandırarak. İkimizde kantine doğru koştuk.

İçerideki bir sürü insan kaybolmuştu. Birkaç siyah takım elbise giyimli adam bir adamın etrafını sarmıştı. "Tatlıtuğunmmm beni kurtar." Dedi bir ses. Bu ses ortada duran adamın olmalıydı.

Bir dakika!

Bu Berke'ydi...

Daha olaylar yeni yeni başlıyordu fakat anlayamayacağımız kadar karışıktı...

BÖLÜM SONU

MAHPARE KORUYUCULARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin