Mingyu&Wonwoo ✓

736 20 53
                                    


Öpüşme sesleri odayı dolduruyordu. Birbirlerine delice sürtünüp, kıvranıyorlardı. Daha fazlası için ikisi de yanıp tutuşuyordu fakat kendilerine işkence çektirmeye de bayılıyorlardı. Ön sevişmeyi uzatmayı seviyorlardı. Birbirlerini keşfetmeyi, tatlarına bakmayı seviyorlardı. Fakat bugün biraz farklı bir gün gibiydi.

Mingyu, Wonwoo'yu uyarmasına rağmen hâlâ aynı şeyi yapıp o adamla konuştuğu için sinirliydi. Hem de bayağı bir sinirliydi. Ve bu sinirini Wonwoo'dan çıkartmayı heyecanla bekliyordu. Bu yüzden diğer günlerin aksine aceleciydi.

Elini Wonwoo'nun gömleğine atıp düğmelerini çözmeye başladı. Çok hızlı olmayacak şekilde üst bedenini soydu ve gömleği yere attı. Kaslı göğsü çok iştah açıdıydı.

Mingyu alttan bir bakış attıp hafifçe eğildi. Wonwoo'nun göğüs ucuyla bakışmaya başladığında heyecanlandı. Bu yapmayı en sevdiği şeylerden biriydi çünkü.

Göğüs ucuna iyice yaklaştı, bir öpücük kondurdu. Wonwoo'nun şimdiden çıldırdığına emindi. Dilini çıkartıp tepeciğin etrafını yaladı. Hafifçe tepeciğin ucuna dilini değdirdi. Ah diye geçirdi içinden, çok lezizdi!

Tepeciği dudaklarının arasına aldı, yavaşça emmeye başladı. Bir göğüsü emerken diğer eliyle de diğer göğüs ucuyla oynuyordu. Bu işte Mingyu'nun gerçekten sevdiği bir şeydi.

Wonwoo kafasını geriye attı, yalvaracaktı şimdi becer beni diye. Mingyu'nun bu halleri onu çok azdırıyordu. Özellikle bugün ona karşı sinirli ve sert olması...Wonwoo için bitiş noktası gibi bir şeydi.

"Mingyu, hadi..." diye inledi. Beklemek istemiyordu bugün. Mingyu ise sadece yüz ifadesine baktı ve sırıttı. Eğer zor durumda olmasa onu bu halde bırakıp gidebilirdi ve böylece intikam alabilirdi fakat bugün Wonwoo'yu en sert şekilde becermek istiyordu bundan dolayı doğruldu. Wonwoo ile yüz yüze gelince gömleğini çıkartmaya başladı. Bu sırada da onun dağılmış halini izledi ve daha çok tahrik oldu. Bu adam onun sınırlarını çok zorluyordu.

Gömleğinin düğmelerini sonunda çıkarınca gömleği yere attı. Geri geri gidip deri koltuğa oturdu. Bacaklarını açıp, Wonwoo'yu davetkar bakışlar attı. Wonwoo ne demek istediğini anlayıp ona doğru yürüdü. Tam önünde durunca soyunmaya başladı. Çıplak kalana kadar soyunduktan sonra Mingyu'nun kucağına oturdu. Bacaklarını iyice açarak deliğini alete gelecek şekilde ayarladı. Ah, şimdiden hissediyordu onu.

"Sürtün." Dedi Mingyu. Pantolonunun üstünde ona böyle sürtünürken, deliğinden akan sıvılar pantolununa bulaşırken onu izlemeye bayılıyordu. Ellerini kalçasına atıp hafifçe sıktı, sonrasında tırnakları ile kalçayı hafifçe çizdi. Wonwoo inledi, sürtünmeye devam etti. Fakat daha fazlasını istiyordu.

"Mingyu, lütfen hızlanalım. Dayanamıyorum..." diye kısıkça inledi. Mingyu da çok uzatmak istemediği için Wonwoo'yu kucağına alıp yatak odalarına doğru yürüdü. Onu yatağa bırakıp karşısında durdu ve soyunmaya başladı.

Fermuarını açmak için kafasını aşağıya doğru eğdi. Fermuarı indirip kafasını kaldırdı fakat...Gördüğü manzara ile duraksamak zorunda kaldı.

Wonwoo yatakta bacaklarını açmış kendini parmaklıyordu. Bir yandan arsız bakışlar atıyor, diğer yandan dudağını parçalamak istermiş gibi ısırıyordu. Bir eli ile kendi parmaklıyor diğeri ile de destek almaya çalışıyordu. Mingyu bu görüntü karşısında bayılacak gibi oldu. Gerçekten... O harika gözüküyordu. Sabaha kadar izleyebilirdi. Ve emindi ki bu görüntüye bakarak, kendine dokunmadan boşalabilirdi.

"Ah, hadi Mingyu seni ah bekliyorum..." kendini parmaklarken inler şekilde söylendi. Onu içinde istiyordu artık! Sabırsızlıkla parmaklarını içine itmeye devam etti, yetmiyordu işte yetmiyordu. Ona ihtiyacı vardı ve canı yanmaya başlamıştı.

"Nolur...Hadi." diye yalvarmaya başladı. Gözleri dolmuştu ve boşalamadığı için canı sıkılmaya başlamıştı. Mingyu onun bu haline daha fazla dayanamadı. Hızlıca soyunup yanına ilerledi. Wonwoo geldiğini görünce parmaklarını hızlıca içinden çıkardı, yatakta geriye doğru yattı. Islak parmaklarını Mingyu'ya bakarak yalarken, Mingyu'da onun üstünde yerini almıştı.

Wonwoo parmaklarını ağzından çıkarıp Mingyu'ya doğru uzattı. Mingyu direkt parmakları ağzına alıp, sakso çeker gibi yaladı. İyice yaladıktan sonra son kez parmaklarının ucuna öpücük kondurup geri çekildi. Wonwoo'nun bacaklarını omuzlarının üstüne yerleştirip belini hafifçe kaldırmasına yardımcı oldu. Eliyle deliğini bulup etrafını birkaç kere okşadı. Wonwoo zaten kendini parmakladığı için hazırdı, direkt girebilirdi yani.

Mingyu aletini önünde ki harika görüntüye bakarak biraz çektikten sonra ucunda ki zevk suyunu aletine yaydı. İyice yayınca aletini deliğe soktu. Wonwoo büyükçe inledi, elleriyle çarşafı çekiştirdi. Mingyu biraz bekledi onu çıldırtmak için, istediği gibi de oldu. Wonwoo sabırsızca kendini alete doğru itti fakat istediğine ulaşamadı. Şimdi gerçekten ağlayacaktı, içindeydi fakat hareket etmiyordu!

"Mingyu, hadi!"

"Efendim, ne istiyorsun bebeğim?"

"Mingyu, beni ah sert bir şekilde becermeni istiyorum...lütfen!.."

Mingyu gülecek gibi oldu fakat sevgilisini bekletmemek adına bunu sonraya erteledi. Üstüne doğru eğilip hızlıca içine girip çıkmaya başladı. Dar duvarların aletini sarması ile çıldıracak gibiydi. Özellikle aşık olduğu adamın zevk içince kıvranışını gördükçe daha çok hızlandı. Wonwoo dudaklarını dişlemekten alt dudağını kanatmış, tırnaklarıyla da sevgilisinin sırtını kanatmıştı.

İçine girip çıkan aleti düşündükçe inlemeleri arttı. Bir elini sevgilisinin sırtından çekip kendi aletine sardı ve hızlıca çekmeye başladı. Bulutların üstünde gibiydi. İnanılmaz zevk alıyordu şu an.

Mingyu sevgilisinin kendini çekmesini izleyince daha çok hızlandı ve birkaç kere daha içine girip çıktıktan sonra sona ulaştı. Titriyerek içine boşalırken gözlerinin içine arsızca bakan sevgilisini izliyordu. Mingyu rahatlamanın verdiği zevkle derin bir nefes aldı. İçinden çıkıp sırtını yatak başlığına yaslayarak oturdu. Wonwoo çoktan boşalmış, deliğinden akan meniye parmağını sürtüyordu. Mingyu kaşlarını çatıp ne yapacağını izledi. Wonwoo menili parmaklarını ağzına yaklaştırdı, dilini dışarı çıkarıp sanki Mingyu'nun aletiymiş gibi yaladı. Mingyu kıkırdadı onun bu haline. Wonwoo'u belinden tutup kucağına çekti, kucağında yan oturtup terden alnına yapılmış saçlarını geriye doğru yatırdı. Kanatmış olduğu alt dudağına eğilip, dolgun dudağı dudakları arasına aldı. Birkaç kere emip kanı diliyle yaladı. Zevk almış gibi bir mırıltı çıkarıp son kez dudağını öptükten sonra geri çekildi. Mayışmış ve gözleri kaymış sevgilisinin yanağına öpücük kondurup kafasını omzuna yasladı.

"Uyu biraz."

"Hıhım..."

Mingyu o uyuyana kadar saçlarını öpmüş, ıslanmaktan buruşmuş parmakları ile oynamıştı. Uyuduğunu anlayınca da uyandırmamaya özen göstererek yatağa yatırmış yanına da kendisi yatmıştı. Üstlerini örtüp sevgilisini göğsüne çekti. Alnına bir öpücük kondurup uyumaya çalıştı. Kalktıktan sonra bir(?) tur daha atarlardı nasıl olsa.

one shots ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin