Jeonghan oldukça yorgun bir şekilde eve gelmişti. Bugün birçok toplantıya girmiş, birçok sunum sunmuştu. Çenesi konuşmaktan epey bir yorulmuştu. Eve giderken tek planı güzel bir yemek yiyip sabaha kadar yatmaktı. Fakat aklından yapmış olduğu bu plan gerçekleşek gibi değildi.Anahtarıyla kapıyı açıp içeri girdi. Çantasını, montunu ve anahtarını kenarda ki küçük askılığa asıp terliklerini giyindi. İçeriye geçerken evin çok sessiz olduğunu fark etti. Normalde anahtar sesini duyan oda arkadaşı direkt kapıya damlar, gününün nasıl geçtiğini sorardı. Fakat evde hiçbir ses yoktu, ta ki bir inleme sesi duyana kadar.
Jeonghan, şaşırdı. Biraz endişelenmişti de. Hızlı hızlı Joshua'nın odasına ilerledi. Kapının hafif aralık olduğunu görünce de daha çok endişelendi. Tam kapıyı açmak için elini uzatmıştı ki bir inleme sesi daha duydu. Eli havada kalan Jeonghan, kapı aralığından kafasını hafifçe uzattı. Gördükleri ile şoka giren Han, ne yapacağını şaşırdı. Çünkü Joshua yatakta çıplaktı! Üstüne üstlük mor bir dildo ile de kendini beceriyordu!
Joshua hâlâ eve birisinin girdiğini fark etmemiş, ev arkadaşını düşünerek kendini beceriyordu. Mor dildoyu Jeonghan olarak ve kendi parmaklarını da onun parmakları olarak düşünüp kendinden geçiyordu resmen. Tam zirveye olaşacağı zaman ise kapı aralığından kendine şaşkın şaşkın bakan Jeonghan'ı fark etmesi ile dona kaldı.
Joshua kendine gelmesi ile birlikte direkt altındaki yorgana sarıldı. Jeonghan ise onu izlerken yakalanmanın verdiği utanç ile kafasını direkt başka bir tarafa çevirdi. Aşırı utanmıştı!
Joshua ne diyeceğini bilemiyerek ağzının içinde mırıldandı, "Jeonghan? Geldiğini fark etmemişim, hoş geldin."
Jeonghan onun ne dediğini algılayamıyordu! Çünkü lanet olsun çok etkilenmişti ve sanırım aleti de kalkmıştı. Siktir, arkadaşından mı etkilenmişti yani?
"Jeonghan, beni böyle gördüğün için çok özür dilerim emin olabilirsin bir daha asla böyle bir şey ile karşılaşmayacaksın. Lütden konuş benimle." Joshua'nın konuşmaya devam etmesi ile Jeonghan kendine geldi. Aşırı tahrik olmuştu ve zihninde pis düşünceler dolanıyordu. Ne yapacağını bilmiyordu fakat artık konuşması gerekiyordu çünkü karşısında ki çocuk o konuşmadıkça utanıyor, yüzü renk değiştiriyordu. Ve Jeonghan onun bu halinden çok etkilendi! Kızarmış ve dolu gözleri ile ona bakan çocuk aşırı tahrik edici duruyordu, aman tanrım diye geçirdi içinden ne yapacaktı!
Ani bir kararla odaya girdi, "Joshua, çok azdım." Ne diyordu bu çocuk?!
Joshua duydukları karşısında dona kaldı. Ağzı kocaman açılmış, kaşları havalanmış ve yorganı sıkan eli hafifçe gevşemişti. Onu izleyerek mi azmıştı?
"Ne..." Tek diyebildiği bu oldu, başka ne diyebilirdi ki zaten!
Jeonghan onu takmadan hızlıca yatağa ilerleyip üstüne doğru atıldı ve hâlâ açık olan küçük dudaklara kendi dudaklarını bastırdı. Joshua cidden ne yapacağını ve ne diyeceğini bilemiyordu. Kaç aydır gizli gizli onu düşünerek kendini parmakladığı adam onu öpüyordu!
Jeonghan ona karşılık vermeyen adamı fark ettiğinde hafifçe dudağını dişledi böylelikle Joshua hayal dünyasından çıkıp karşısında ki adama karşılık vermeye başladı. Elini sıktığı çarşaftan çekip Jeonghan'ın saçlarına daldırdı. Saçlarını kökünden hafif hafif çekiştirmeye başladı ve böylelikle öpüşmeleri daha ateşli bir hal aldı.
Jeonghan aceleci bir şekilde öptüğü dudaklardan ayrılıp üstünü çıkartmaya başladı. O sırada da Joshua şişmiş dudaklarını yalıyor, Jeonghan'ın mükemmel vücudunu izliyordu.
Jeonghan gömleğini çıkartıktan sonra yataktan birkaç saniyeliğine çıkıp pantolununu ve iç çamaşırını çıkarttı. Tamamen soyununca tekrardan yatağa ilerleyip karşısında ki çocuğa baktı. Cidden aşırı tahrik edici duruyordu. Dudaklarını yalayıp ev arkadaşına yaklaştı, "Yapmak istediğinden emin misin?" Emin gibi duruyordu fakat Jeonghan yine de sormak istedi.
Joshua hemen heyecanla yanıt verdi, "Tabii ki de! Asıl sen emin misin?" Çok emindi. Hiç bu kadar emin olduğu bir konu olmamıştı.
Jeonghan onu baştan aşağıya süzüp konuşmaya gerek duymadan Joshua'ya yaklaştı. Joshua onun yaklaşması ile geri doğru eğilip yatağa yatar pozisyona geldi. Jeonghan'da onun yatmasını bekliyormuş gibi direkt üzerine uzanıp dudaklarına yöneldi. Dudakları bu sefer daha nazik öperken elleri rahat durmuyordu. Aralarında ki çarşafı tek eliyle zorda olsa kenara atıp, Joshua'nın aletini kavradı. Kalkmış olan aleti birkaç çekiştirip, öptüğü dudaklardan ayrıldı.
Yatakta aşağıya doğru kayıp hâlâ elinde olan alet ile bakıştı. Joshua ise aletini tuttuğu andan boşalmamak için zor duruyordu zaten.
Jeonghan alete yaklaşıp ucuna nefesini verdi. Bununla bile kendinden geçen Joshua, yalvaracak hale gelmişti. Jeonghan, ucuna dilini değdirip bir kaç kez dondurma yalar gibi yaladı. 30 saniye bile olmadan hafifçe gelen zevk suyu ile şaşırdı. Şimdiden boşalacak mıydı?
Jeonghan kısıkça gülüp kafasını kaldırdı. Joshua dudaklarını ısıyor, kısık gözler ile ona bakıyordu. Yanakları hâlâ kızarık duruyor gözleri ise şimdiden aldığı zevk ile dolmuş akmayı bekliyordu. Jeonghan tekrardan güldü, onu bu kadar etkilediğinin hiç farkında değildi. Sanırım işleri bittikten sonra biraz dalga geçebilirdi.
"Hadi artık..." Joshua yalvarır şekilde mırıldanıp kendini yatağa bıraktı. Onu istiyordu artık! Jeonghan'da daha fazla uzatmanın bir anlamı olmadığını düşünüp kendini hazırlamaya koyuldu. Eline tükürüp, tükürüğünü aletine yaydı. Joshua'nın bacaklarını iyice açıp üstüne doğru konumlandı, heyecanlanmıştı.
Joshua ona heyecanla bakıyor, bir an önce içine girmesi için bekliyordu. Jeonghan, aletini hafifçe içine doğru itti. Nazik olmaya özen gösteriyordu istemsizce, incinmesinden korkuyordu. Joshua'nın alışmasını bekledi.
"Hareket et." Jeonghan duydukları ile içine girip çıkmaya başladı. İlk başta nazik olan tavırları sertleşmeye başladı. Elleri ile yataktan destek alıp hızlı hızlı içine girip çıkıyordu, inanılmaz iyi hissediyordu gerçekten. Bütün yorgunluğu gitmiş yerine inanılmaz bir enerji gelmişti!
Joshua bir eliyle çarşafı sıkarken diğer eliyle de meme ucunu sıkıyor daha fazla zevk alıyordu. Bunu fark eden Jeonghan, Joshua'nın elini çekip meme ucuyla kendisi oynamaya başladı. Tepeciği parmakları ile sıkıştırıyor, ucuna hafifçe parmağını sürtüp Joshua'yı çıldırtıyordu.
Joshua bir çok yerden uyarılmasıyla zevkin doruklarına çıkarken elini aletine alıp çekmeye başladı. Sona çok yaklaştığı için ve aşırı zevk aldığı için birkaç dakika içinde boşalmıştı. Jeonghan ise içinde biraz daha hızlanıp saniyeler sonra o da içine boşaldı. Yavaş yavaş git gel yaparak içinden çıkıp kendini kenara bıraktı. Huh, yorulmuştu.
Joshua derin derin nefesler alarak kendine gelmeye çalıştı birkaç saniye. Sanırım yaşadığı en ateşli ve en iyi sevişmeydi. Hayal bile edemeyeceği bir zevk almıştı. Bunda tabii ki de birçok aydır arzuladığı adam ile birlikte olmasının da bir etkisi vardı.
Jeonghan yana doğru dönüp derin derin nefes alan çocuğa baktı. Ne kadar aptal olduğunu düşündü, bunca zaman nasıl görmemişti onu? Neyse ki bundan sonra bolca görecekti bunun farkındalığı ile sırıtıp Joshua'ya yaklaştı.
"Bir an boşalma sorunun var diye düşünmüştüm." Joshua ani gelen soru ile put gibi kaldı. Aldığı nefesi geri veremedi, yüzü kızarmaya başladı. Jeonghan'ın onunla ölene kadar dalga geçeceği aklına gelince uzun bir siktir çekti. Cidden bu adamla bundan sonra nasıl uğraşacaktı?