•2•

861 136 198
                                    


SELAMLAR
sinavlar birer birer girmeye devam ediyor mu?

Sorun yok sizi mutlu etmeye geldim. ( tabii)

-----

Hyunjin

----

Maalesef yine gözlerimi açtım. Ama bu sefer bulunduğum  yer çok ama çok farklıydı. O oda gibi değildi, yani benzerdi. Ama karanlık ve soğuktu. Oturduğum zemine bakınca bu sefer bağlı olmamak beni öyle sevindirdi ki hızla ayağa kalktım.

Etrafımı neredeyse hiç göremiyorum, her yer çok karanlık ve ürkütücü. Ama inanıyorum ki o odadan daha iyi.

Birkaç hızlı adım sonrasında duvara tutunup bir kapı veya bir pencere aramaya başladım.

" Hay sizi de yanlışınızı da sikeyim!"

Kendi kendime konuşup bu odada daha da yalnız kalmamaya çalıştım. Ama hiçbir halta yaramadığı doğruydu. Korkuyorum sanki bir tık.

Tekrar denemek için birkaç adım attığımda duyduğum ses yerimde çivilenmeme sebep olmuştu.
Şansıma sokayım gerçekten.

" Günaydın ufaklık."

Elimi anlıma vurduğum sırada bunun bu odaya ne zaman girdiğini nasıl fark edemediğimi düşünüp kafamı duvarlara vurmak istedim. Ama öyle değildi, zaten buradaydı şerefsiz. Ve ben bunu nasıl fark etmedim...

Enseme değen sıcak nefes şimdi kafamı tutup kesecek, beni de oraya asacak düşüncesini  sürekli bana yolluyordu.

Sesimi bile çıkaramadım.

" Bayıldın...bu biraz erken oldu ama olsun."

Hızla ona döndüğüm sırada yüzünü resmen hiç göremiyordum. Ama o bakışları bedenimi delip geciyordu işte, çok kötü bakıyor.

" Ben.. yeter gerçekten bakın, bırakın gideyim hiç kimseye hiçbir şey söylemem. Bunu lafın gelişi diye söylemiyorum, ciddiyim susarım."

Tek kelime dahi etmeyince elimi kaldırıp kolunu tuttum. Yani evet koluydu sanırım.

" Bakın gerçekten söylemem diyorum, unuturum hepsini. Ama bırakın... haksız yere burada kalmam çok şeytani bir hareket olur."

Kolunu elimden çekip derin bir nefes aldı, ardından elini cebine atıp küçük bir şey çıkardı ve tık sesinden sonra oda aydınlandı. Bu derin bir nefes almama sebep oldu ama gördüğüm şeyler aynı zamanda çığlığı da basmama sebep olmuştu. Çok güzel! Tekrar  bayılmak iyi olur sanki.

Bakışlarım korkar bir şekilde odanın köşelerine dizilmiş insanlarda  gezerken önümdeki bu adamdan kaçmak ister gibi birkaç adım geriledim, geriledim gerilemesine de dengemi kaybedip kendimi yerde bulduğum sırada ne ara ağlamaya başladım bilmiyorum.

" Ne? Çok mu şeytani?"

" Sen... sen canisin amina koyayım bu ne?!"

Ağlarken ona bakmamın üzerine derin bir nefes aldı. Bu bir ömür beni bırakmayacak gibi bir bakıştı.

Gözlerimi ondan çekip tekrar ölü bedenlere çevirdim. Neden bilmiyorum ama hepsinin gözleri açıktı. Daha doğrusu bu zorla yapılmış bir şeydi, belliydi. Ve neden hepsinin gözleri mavi?

Önümde çömeldiği sırada birkaç adım daha geriledim ki bedenim bir ölünün ayaklarına değince tekrar bir çığlık atıp ona yaklaşmak zorunda kaldım. Ne oluyor cidden neden bu kadar ölünün arasındayım? Bu adam bunu neden yapıyor? Bana da mı yapacak?

" Adın ne?"

Göz yaşlarımı parmaklarıyla silerken sessizce sorduğu soruya anlam veremedim. Başta ses etmedim ama bakışları bana bunun cevabını vermezsem arkadaki bedenlerden biri olacağımı söylüyordu.

Korku bedenimi tamamen ele geçirdiği sırada yavaşça;
" Hyunjin.." diyebildim.

" Hyunjin...hmm. "

Bir şey düşünür gibi yaptığı sırada şansımı denedim.

" Beni bırakmayacak mısın cidden?"

" Üzgünüm ufaklık. "

" Saçmalık!"

Bağırışım üzerine bakışlarını bana dikmiş, " Sesini bir kez daha yükseltirsen...ses tellerini yerinde bulamayabilirsin." Demişti ağır ağır.

Ne?

Hızla sustum. Öyle bir hızla sustum ki ben bile fark edemedim. Tekrar ağlamaya başlayınca bu iğrenç oda bana mezar olacakmış gibi hissettiriyordu.

Yavaşça ayağa kalkıp beni de kaldırdı. Düşecek gibi ona tutunduğum sırada bana bakınca hemencecik kolumu çektim. Bunu görünce sanırım güldü, çünkü maskenin üzerinden bir tek gözlerinin kısıldığını görebilirim.

" Burada kalmak istiyor musun?"

" Ne? Hayır hayır."

" O zaman uslu ol. Yoksa onlarla oturmak zorunda kalacaksın."

Ben neden düştüm ki böyle bir cehenneme...

Beni kolumdan tutup odadan çıkardı.Şuan kaçsam mı acaba... şansımı deneyip merdivene yaklaştığımız sırada birkaç adım atıyordum ki beni kapüşonumdan yakalayıp yanına çekti.

"Geri mi dönelim?"

" Ne? Hayır. Özür dilerim ama hayır lütfen beni oraya götürme, berbat orası.. çok kötü kokuyor! çok kötü görünüyor! çok ürkütücü.."

Nefessiz konuşmamın üzerine gözleri tekrar kısıldı. Ne gülüyorsun katil köpek!

Beni tekrar tutup bu sefer kocaman olan evin üst katına çıkardı. İşte burası bir insanın yaşayabileceği türdendi. Daha iyi...

Zenginmiş. Ama şuan asıl mesele bu değil.
Beni kendi odası olduğunu düşündüğüm bir odaya getirdi. Ardından ne gariptir ki kaçacağımı düşündü? Kim, ben ? Asla .

Beni odanın köşesinde bulunan koltuğa oturttuğu sırada tekrar kaçmak geldi aklıma ama yapmadım. O sadece cebinden çıkardığı kelepçe ile sağ bileğimi koltuğun demir koluna taktı.

" Ne? Bu neden şimdi!?"

" Uslu dur diye.."

" Hayır kaçmam söz veriyorum, aç şunu çok acıtıyor."

Beni asla kâle almazken birkaç adım gerileyip odanın bir duvarında duran tabloyu ters çevirip altındaki duvarın görünmesini sağladı. Ne bu? Şaka mı? Lütfen şaka olsun.

Onlarca insan resmi..? Neden hepsi mavi gözlü? Bu adamın onlarla derdi ne?

" Bunlar...neden hepsi mavi gözlü?."

" İleride belki öğrenirsin. Ama bana kalırsa... bütün maviliklerin ölmesi gerekir."

Bir saniye gözlerim.. MAVİ?

Korku içinde ona baktığımı görünce birkaç ağır adımda yanıma ulaştı. Ardından geçen sefer kan izleriyle dolu olduğu için korka korka baktığım ellerini koltuğun iki yanına koydu. Şuan eklemlerindeki kelebek dövmesini fark ettim. Neyse bu asıl konumuz değil, yüzüme eğildiği sırada gözlerimi yerinden çıkarıp atacaktım resmen.

" Ben.. gözlerim.."

Başımı geriye atıp ağlamaya başlayınca hafif bir gülme sesi duydum. Ardından bir çift el enseme değdi ve beni düzeltti. Çocuk gibi sadece ağlayıp vicdan yaptırarak beni bırakmasını bekliyordum sanırım.

" İşte bu yüzden... uslu dur."

Seni öldürebilirim diyor resmen.
CANİ OROSPU DAHA NE YAPACAKSIN BİR GÜNDÜR CEHENNEMİ YAŞIYORUM BEN!

---------

Minho oldur kurtul hadi hadi

Okuduğunuz için teşekkür ediyorum ve öpüldünüz.

Bas o yıldıza bas. Gördüm basmadın. Bas ona.

Butterfly_HyunHo Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin