Aiden, Riley ve Judy'nin kaldığı yatakhanenin kapısını ısrarla çalıyor, kapıyı tekrar açmaları için adeta yalvarıyordu. "Lütfen, Ray, kapıyı açar mısın?" Yumruk yaptığı elinin altıyla kapıya daha da sert vurdu. Sabrının zorlandığını hissediyordu artık.
Riley bir anda kapıyı açtı ve Aiden'ın eli boşlukta süzüldü. "Eğer burayı hemen terk etmezsen derini yüzeceğim."
"İlk kez senden böyle bir yardım istiyorum." dedi Aiden.
O an bu konuşmaya dahil olmak istemeyen Judy, yatağa oturdu ve komodinin üzerinde duran kitaplardan birini alıp okumaya başladı.
Riley, kıstığı gözlerle Aiden'ı süzdü. "Sen başına nasıl böyle bir bela aldın? Uyuyanın tekiyle özel bir bağ kurduğun yetmiyor, bir de üzerine daha fazla yalan söyleyip işe, birliği de alet etmeye çalışıyorsun."
"Buna mecburdum." dedi Aiden. "Carla'yı kaybedemem."
Riley başını yavaşça iki yana salladı. "Umutsuz bir korkaksın," Bir adım daha attı ve kapı boşluğunda durdu. "İleride ne olacak? Aranızdaki bu saçmalık daha da büyüyünce ne olacak, hiç düşündün mü, Aiden?"
Aiden yutkundu ve bakışlarını yere indirdi. "Ona her şeyi göstermek istiyorum."
Riley alayla kıkırdadı. "Sen kafayı yemişsin." Aiden'ın yüz ifadesinden gayet ciddi olduğunu anlayınca, "Hayır-hayır, böyle bir şey yapamazsın."
"Aslında daha önceden bu konu hakkında bir şeyler söylemiş olabilirim."
Riley'nin dudakları ayrıldı ve yüzü bir tür sinir-şok karışımıyla dalgalandı. Kendinin bile karar vermediği bir hareketle yumruğunu Aiden'ın ağzının tam üstüne geçirdi. Aiden beklemediği bir tepkiyle karşılaşıp kalçaları üstünde yere yuvarlanırken, Riley yatakhaneden çıktı. "Ne dedin sen?"
Aiden el ayasını kan sızan dudağına bastırdı ve avucunun lekelenmesine sebep oldu. Diğer eliyle yerden destek alıp doğrulurken, "Gerçekten bunu yapacak mıyız?" diye sordu.
Judy, işlerin iyice kızışacağını anlayıp yataktan fırladı fakat ikisini ayırmaya gücünün yetmeyeceğini düşündü. Belki yanlarından sıyrılıp geçebilirse...
"Oh, evet bunu kesinlikle yapıyoruz, seni deli orospu kafası," Riley'nin gözleri altın rengi parıltılarla kaplandı ve teninde kabartılı dövmeleri belirdi.
Aiden yere tükürüp toparlandı ve bakışlarını Riley'ye dikti. "Beni istemediğim şeyleri yapmak zorunda bırakma."
"Sen yapman gerekeni çoktan yapmışsın," dedi Riley ve koşmaya başladı. Aiden'a sırayla attığı her yumrukta, cümlesini de kelimeler halinde söylemeye başladı: "Hepimizi tehlikeye attın! Daha yeni heyet içimden geçti!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(KYS) Ekklesia Ankáthi (GxG)
Fantezie"Tanrı'nın kutsal ışığında parıldayanın yozlaşması an meselesidir. İblis, melek ya da insan; düşünen her varlığın en ilahi laneti, Tanrı'nın sunduğu üstün mevkiyi ve gücü, kendi iradesiyle dengede tutmaya çalışmaktır." Vatikan'a bağlı iblis melezi a...