Çok değer verirdi kardeşine herkezden herşeyden korurdu kimse onun bir saç teline zarar veremezdi. Zaten hayattaki en değerli varlığıydı kardeşi. Korkut'ta tıpkı kardeşi gibi iyi bir insandi. İşini severdi. Ailesinin gelir kaynağının bir kısmını o karsiliyordu.
Evet o gün gelmisti Leyya Kamp'a gitmek için hazırlanıyordu..
Leyya zeki olmasi yani sira cok da guzel bir kizdi. Herkesi kendine baktiricak kadar guzelligi vardi Leyya'nin. Bide ustune güzel salaş bir beyaz t-shirt ve bir Jean pantalon giyince daha iyi gozukuyodu . Hafifçe bir makyaj ve saçlarını duzlestirdiginde artık yola çıkmak için hazırdı. Onu babasi Muzaffer Bey birakmisti okula . Babasi " kizim dikkat et yollarda,güle güle git bisey olursa mutlaka ara" demisti. Leyya ise " tamam babacigim merak etmeyin beni gittigimde ararim." dedi. Arkadaşlarını aradı onlarla okulun önünde buluştu. Otobüsü beklerlerken sohbet etmişlerdi. Otobus 1 saat sonra kalkacakti. Uzunca bir sohbetten sonra artık vakit gelmisti. Otobus'e bilmişlerdir ve en arkadaki 5 koltuğu kapmislardi hemen. Artık herşey hazirdi. Otobüsün kalkmasına 1 saat vardı. O zamana kadar sohbet ediyorlardı ve vakit gelmisti saatler 10.00'u gösterdiğinde otobus hareket etmişti. Leyya bir aractayken seyehat etmeyi cok severdi. Cama koydugu başıyla dışarıyı izlerdi gozunu kırpmadan bu sefer de aynısı yapmıştı. Otobus'te kimileri uyuyorken kimileri kahkaha ata ata muhabbet ediyorlardi.
