Yine bir geç uyanış. Herzamanki yatak örtülerimi toplayıp düzenli bi şekilde kendini iyi hissettirdim.Acaba uykumu tam olarak iyi yaşamışmıydım yoksa televizyon ünitesinde uyuyamı kalmıştım. Ayna karşısına geçip kendimi tatmin ettikten sonra IKEA'ya gidip yeni odamı tasarlamak için arayışlar içersindeydim. Tanrım bulmazsam naparım. Yine sessizliğe bürünüp kendimi izliyordum ben aslında kendim miydim? Kırmızılar önünden sadiselik farkla geçiyor aldırmıyordum. Yine işe zamanında gittim ve her zaman ki neşeli ve zahmetsiz tavırlarım yerinde olduğu gibiydi. İşlerim bittikten sonra Dr. Robert'ın yanındaydım artık tek düzensiz şeyim olan uyku hastalığımı düzene sokmaktı. Bana testis kanserlinin bulunduğu Benliu'deki binaya gitmemi istedi. Belkide ordakileri ben olduğum herkesi anlayabilirdim. Ve onu gördüm Marla.. Marla Singer sahtekar insanları duygularıyla para kazanan bir düzenbazcıydı. Onu herzamanki kutup soğukluğundaki nadir sıcaklıktı. O her şeydi bir tümörüm olsa adını Marla koyardım. Onun canını acıtmak istiyordum. Veya ben olmalıydı..
