New World & New Life ~ Yizhan ~ Wangxian ~ Yeni Dünya & Yeni Hayat

9- Şansı iyi kullanmak

    

     - O kişi kimse benim için önemli biri olacak. Bunu hissediyorum. Kalbim hızlı atıyor ve onun tehlikede olduğunu seziyorum. Onu korumalıyım gibi hissediyorum.

                    ~~~~~~

     - Bu çok ilginç Wuxian. Kim acaba? Bir gün öğreneceksin mutlaka. Yarın yola çıkıyoruz. Heyecanlı mısın?

     - Çok hem de ilk kez uzaya çıkacağım. Yıldızları Ay'ı Güneş'i göreceğim. Bu kalp ritmimi yükselttiği gibi içimde inanılmaz bir enerji akışı hissediyorum.

     - Ahh bu senin gücün işte. Dışarı çıkmaya çalışıyor. Biraz sakinleşmeyi dene. Bilmediğin güç etrafına zarar verebilir.

     - Ben de diyorum unuttuğum bir şey var. Babam gücünü açıklayacaktı unuttum yine. Sen söyleyebilir misin?

     - Yoğunduk unutulması doğaldır. Babanın ateş gücü var. Daha doğrusu ailenizin ateş gücü var. Elleriyle ateşe hükmediyorlar. Eğitimle çok fazla yaratığı bir anda yakabilecekler. Canavarlar bu güçleri görünce kaçmak isteyecekler. O yüzden onlar Dünya atmosferine girince sis bulutunu tekrar yayacağız. Onları burada bitirmeliyiz. Koloni biraz da bu yüzden bize yardıma gelemez. Ama bir ihtimal uzayda kalanlar olursa başka bir plan daha geliştirmemiz gerekecek.

     - Anladım. O halde benim de ateş gücüm var. Waa bilgisayar oyunu gibi aduuket yapınca ellerimden ateş çıkacak.

     Wuxian eğleniyordu oyun aklına gelince. Ama Mark'ın yüzü ciddiydi.

     - Wuxian her şeyi oyun görme. Biliyorum streslisin ama bazen konuyu hafife alıyorsun gibi geliyor. Bu beni korkutuyor.

     - Aksine çok kötüyüm. Kendimi rahatlatmaya çalışıyorum. Kalbim gümbür gümbür atıyor. Demek ateş gücüm var. Ateş gücü olanlar daha mı güçlü parlıyor? İlk karşılaşmamızda buna benzer bir şey demiştin.

     - Ateş gücü evet çok parlar ama senin özelliğin bunun çok üstünde. Parlaman o yüzden. Bu güce sahip olanlar genelde elleriyle yaratırlar ateşi ve büyük bir yangın haline getirebilirler. Sen ise tüm bedeninle ateş çıkartıyorsun. Ayrıca sanki başka bir gücün daha var onu anlayamadım henüz.

     - Tüm bedeninle derken? Ateş her yerimden mi çıkıyor?

     - Bunu anlatmam zor olabilir. Tüm bedenini ateşe çeviriyorsun sen. Çevireceksin demem daha doğru olur. Bu güçle bir orduyu saniyeler içinde yakıp geçebilirsin.

     - Waaaw cidden waaw. O nasıl bir şey gözümde canlandıramadım. Ahh bir saniye hatırladım. "Hayalet sürücü" isimli bir film izlemiştik. Ama o şeytanla anlaşıyor ve lanetli oluyordu. Ben de mi lanetli olacağım?

     - Wuxian, şu filmleri unutsan iyi olacak. Anlıyorum sizi de, seni de. Hayatınız bomboş burada. Kısır bir döngüde sıkışmışsınız. Filmler, dizilerle zaman geçirmişsiniz. Bir yerde faydası olmuş aslında. Bizi görünce korkup bağırmadınız, kaçmadınız. Tepkileriniz, bunu bekliyorduk der gibiydi. Asıl biz şaşırdık tepkinize. Hele sen, her gün yaratık avlıyor gibi gelip soruşun. Düşününce o dizileri izlemeniz ve dünyada oluşan mutant canlıları bilmeniz sizi hazırlamış bir yerde.

     Mark bir süre duraksayıp devam etti konuşmasına.

     - Ama yaşadığınız şimdiki hayat gerçek. Sen lanetli değilsin. Mutantların hiç biri lanetli değil. Lanetli de olmayacaksınız. Gerçeği söylemem gerekirse bu bir mucize. Böyle kötü bir dünya da sizler mucize olmuşsunuz. Uzay, galaksiler bir sürü kötü yaratıklar barındırıyor. Bunlar gider başkaları gelir. Hiç bilinmez ne olacağı. Şimdi özel insanlar olarak dünyanızı ve insanlarınızı koruyacaksınız. Bundan daha büyük bir mucize var mıdır? Biz de bile bu kadar özel insanlar yok. Sınırlı güçlerimiz var. Ya da hiç üstünde durmadık. Rahat yaşıyorduk çünkü. "Kutsanmışlar"  dememizi daha iyi anlayabilirsin böylece.