17-İSİM KOYMAK

133 12 0
                                    

Herkese merhabaa,🫶🏻

Umarım bölümü çok beğenirsinizz🥳

Bölüme başlamadan önce oy vermeyi unutmayın lütfen🩶

Keyifli okumalar dilerimm🧿




"Hamdi Karanacak'ın hayırlı olsun hediyesi."

Bir yanımın hep eksik kaldığı, kardeşlik... Sahi, neydi kardeşlik? Bu duyguyu bilmiyorum desem büyük ayıp etmiş olurdum.

Diyar, benim kardeşimdi, can dostumdu. Yalan yok, Yalın ekibinde tam anlamıyla kardeş olarak gördüğüm kişi Batuhan'dı.

Sonra yıllar sonra gerçek kardeşim ortaya çıkmıştı. Bu bana yaptığı ikinci hediyesiydi(!) Ağlamıştım. Keşke mutluluktan ağlasaydım ama beni ağlamaya iten şey Hamdi'nin beni bir düşman olarak görmesiydi.

Küçükken bana ilk 'kardeşin artık yok.' Dediklerinde günlüğüme yazdığım yazıyı hatırlıyordum.

"Hamdi yokmuş, sevgili günlük. Sanırım gezmeye gitti ama annem, babam burada. Belki teyzemlere gitmiştir. Ama o daha bebek, kendi gidemez. Ama teyzemlere gitseydi annem beni de götürürdü çünkü annem Diyar'ı ne kadar çok sevdiğimi biliyor. Belki ben gidersem Hamdi ve Diyar oynayamazlar diye beni götürmemişlerdir. Bence Diyar ve Hamdi çok iyi anlaşırlar. Neyse ben gidiyorum sevgili günlük. Yarın görüşürüz, öptüm."

Şimdi büyümüş de adamları var. Mafya falan olmamıştır inşallah. Allah korusun.

Beni yakmaya çalışacak kadar mı nefret ediyordu benden? Ama ben onu yine de seviyorum.

"Onu arar mısın?" dedim Hamdi'nin adamına, "Onunla konuşmak istiyorum ve bende telefon numarası yok."

"Miray, saçmalama ne konuşacaksın, seni öldürmeye çalıştı farkında mısın?"

Diyar'a dönüp cevap vermedim ve adama bakmaya devam ettim.

"Sormadan numarasını veremem."

"Ara o zaman." Dedim ne duruyorsun der gibi.

Adam, Hamdi'yi aradıktan sonra telefondan Hamdi'nin 'numaramı verme, sen kendi telefonunu ver,' dediğini duymuştum. Buna takılmadan hemen adamın bana uzattığı telefonu aldım. Bu sırada ambulansta gelmişti.

"Hamdi?"

"Sevgili ablacığım, hediyemi almışsın sanırım. Sana layık bir hediye değil ama hediyenin büyüğü küçüğü olmaz diyerek bunu armağan etmek istedim. Umarım beğenmişsindir."

"Hamdi, yüz yüze gelip konuşamaz mıyız?" dediğimde bu sefer Diyar yerine Omay öne atıldı. "Miray, ne yüz yüze gelmesinden bahsediyorsun. Sana zarar verebilecek kapasite de biri olduğunu hala anlayamadın mı?"

Onları duymazdan geliyordum ama haklılardı.

"İki gün sonra," dedi Hamdi, "İki gün sonra nişanım var. Davetli listesine ismini ekletmemiştim ama madem bu kadar benimle görüşmek istiyorsun, bekliyorum seni. Merak etme, Yalın ekibini de davetli listesine ekletirim. Şimdi telefonu geri ver. Kontörüm bitiyor." Sözünü bitirdikten sonra gülme sesi işittim karşı taraftan.

Güzel günler hapsedilmiş bir kavanozken ben sesini özledim bu yalnızlıkta... Çaresizlik ilk defa affetmek istedi beni. Belki de son defa müzik sesi kulağıma hoş geldi. Kısık bir ses güzelleştirdi mi dünya mı yoksa ben zaten o dünyadan çoktan kovulmuş muydum? Karanlık bile o kavanozdan ilk defa çıkmak istedi. Ritimler sustu sadece sirenler çaldı. Bu siren benim zaten kalbimin ritmiydi. Ben bu sese zaten doğuştan sahiptim. Alışmamıştım. Zaten biliyordum.

SİRENLER ÇALMAYA BAŞLAYINCAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin