Derin bir nefes alarak, "En küçük kızınız Leydi Emma ile bu evliliği kabul etmek tek şartımdır."Kont Arthur şaşırmıştı. Emma da nereden çıkmıştı şimdi.
"Dük hazretleri, Emma mı?" şaşkınca Dük'e bakan Kont ne diyeceğini bilememişti.
"Evet, tek şartım budur. Aksi halde bende tüm nüfusumu kullanarak sizinle sonuna kadar uğraşır, bedbaht olmanızı sağlarım ve bu mevzudan ikimizde zarar görürüz." dedi Dük.
Aslında neden Emma'yı istediğini kendisi de bilmiyordu. Sadece hatırladığı o sarı saçlı peri kızını çok merak etmişti. Şimdi genç bir Leydi olarak kimbilir nasıl birine dönüşmüştü? Dük Alexander kumar oynuyordu. Bunun farkındaydı.
Bu sırada Kont düşünüyordu. Evlenecek kişinin Victoria olması daha uygundu. Hem en büyük kızdı hem de onun kendisine benzemiş o hin çalışan kafasıyla beraber planlar yapabilirdi. Sonra Emma geldi gözünün önüne. Ah bu kıza hiç ısınmamıştı. Tam anlamıyla annesinin kopyası olan Emma, hem görünüş olarak hem de karakter olarak benziyordu.
Ölen Kontesi düşününce Kont'un yüzü buruşmuştu.
Kontes'i hiç sevmemişti. Babasının kararıyla evlenmiş gelinini kendi seçememişti. Kont, seksi ve hareketli kadınları severdi. Gençliğinde sosyetenin gözdesi olan ne kadar opera sanatçısı, kocasından nefret ederek kendine aşık arayan evli Leydiler ve Kont'u kafeslemeye çalışan kadınlar varsa hepsiyle yatmış kalkmış hatta evlendikten sonra bile devam etmişti.
O sekse düşkün, duygusal yüklerden uzak ilişkiler peşindeydi.Evliliğin ilk yıllarında kısa süreli de olsa karısına ilgi duymuştu. Sarı saçları ve beyaz teniyle çok güzel bir kadındı. Fakat Kontes hep aşk istemişti. Kont'un sadece kendini tatmin etmek istemesini hep içerlemiş ve zoraki olan evlilik şartlarını yerine getirmesi sadece varis doğurabilmek içindi. Üç çocuğu da kız olunca Kont'ta artık ümidi kesmiş, zaten ilgisiz olmasının yanında artık Kontes'in odasına gece ziyaretlerini de bırakmıştı.
Bu nedenle Emma ona hep kötü evliliğini, istemediği karısını anımsatıyordu. O da onun gibi duygusal bir insandı. Kont'a göre bu saflıktan başka bir şey değildi. Bu hayatı çıkarlarının doğrultusunda yaşamalı ve bunu yerine getirebilmek için her şey yapılmalıydı.
Saf kız.. Kont, bu düşünceyle yeni bir fikre tutundu. Victoria ile başa çıkması zor olabilir, Düşes olmasının getirdiği güçle şımarabilir ve onun lafını dinlemeyebilirdi. Tıpkı kendisi gibiydi. Çıkarları doğrultusunda babasını yok sayabilirdi.Küçük kızı Emma ise kendisinden korkar, ne dediyse ikiletmezdi. Kukla olarak kullanması ve kandırabilmesi daha yüksek ihtimaldi. Üstüne üstlük evdeki varlığından kurtulduğu gibi bir de onun için çeyiz parası harcamayacaktı. Bir taşla üç kuş vurmuş, Kont kendini çok şanslı hissetti. Victoria ile biraz uğraşması gerekiyordu ama hallederdi elbet.
"Kabul ediyorum Dük. Evime döndüğümde küçük kızım Emma'yı sizinle evlenmesi için hazırlıklara başlatacağım. Tahmini olarak bir ay yeterli bir süre olur ve hazırlıklarını tamamlar."
"Benim bir aylık sürem yok. Zaten çeyiz hazırlığı da yok o nedenle beklemenin bir anlamını göremiyorum. Haftasonu Leydi Emma'yı bekliyor olacağım. Burada yeterli hazırlık ve düzenlemeler yapılır. Annem büyük Düşes bu konularla ilgilenebilir. Hazır olduğumuzda düğünü yapar ve her şey tamamlanmış olur."
Ahh çok daha iyi. Hızlıca her şey hallolur ve zamanını başka şeylere ayırabilirdi Kont.
"Elbette Dük Alexander, siz nasıl isterseniz."
Dük Alexander, Kont'un odadan çıkmasıyla çalışma odasında bir ileri bir geri yürüyerek stresini atmaya çalışıyordu. Şimdi ne yapacaktı? O evlenmek istemiyordu. Başında bir sürü iş, uğraşması gereken konular ve insanlar vardı. Bir de başına bu düğün çıkmıştı.
Düşünüyordu. Evet önce annesi ile konuşmalı ve evleneceğini söylemeliydi. Tabiki ona detayları veremezdi. Hemen zilini çalarak uşağını yanına çağırdı. Uşak çekinerek odaya girdiğinde saygıyla selam verdi.
"Düşes ile görüşmek istiyorum. Ona konunun acil ve önemli olduğunu söyle"
Uşak efendisinin odasından çıkarak hemen koşarak Düşes'i aramaya başladı. En sonunda bahçede çayını içerken bulduğunda telaşlı yüzü Düşes'i meraklandırmıştı.
"Ne oldu? Bu haliniz nedir? Oğlum iyi mi"
"Meraklanmayın efendim, Dük gayet iyi. Fakat sizinle acil görüşmesi gerektiğini ve konunun önemli olduğunu iletmemi istedi."
"Pekala, oğlum nerede?"
Düşes, oğlunun çalışma odasına geldiğinde onu masasının başında değil rahat koltuğa oturmuş bir halde buldu. Düşünceliydi ve yüzünden tam olarak iyi mi kötü mü bir şey olduğunu anlayamadı. Oğlunun yanına koltuğa oturarak,
"Umarım kötü bir şey yoktur, oldukça meraklandım."
"Her şey yolunda sevgili Düşes'im. Hatta sizin oldukça sevineceğinizi düşündüğüm bir haberim var. Az önce Kont Arthur ile görüştüm. Kendisiyle bazı iş görüşmeleri yaptık ve bu bağı kuvvetlendirmek için kızı Leydi Emma ile evlenme kararı aldım"
" Ah oğlum! Gerçekten mi? Ne kadar mutlu ettin beni bilemezsin. Gözlerimi bu hayata yummadan önce senin evlendiğini, aile kurduğunu görmeyi çok istiyordum. Hele bir de torunlarımı görmeye yaşım yeterse ne ala."
Dük Alexander annesinin elini tutup kibarca öptü.
"Sevgili anneciğim, sizi mutlu etmek için her şeyi yaparım. Leydi Emma üç gün sonra Pazar günü buraya gelecek. Sizden onunla ilgilenmenizi ve düğün hazırlıkları için yardım etmenizi rica ediyorum. Biliyorum sizi çok yoruyorum ama bu işlerden ben anlamam ve saygın bir şekilde bunu yapmak uygun olacaktır. Her türlü imkan elinizdedir. İstediğiniz kadar hizmetçi ve para kullanabilirsiniz."
"Asla yorulmam." yaşlı Düşes gülümseyerek,
"Asıl başkasına bırakamam. Merak etme gelinimiz ve düğün için her şey ile kendim ilgileneceğim. Ah oğlum ne kadar mutlu ettin beni."
"Teşekkür ederim" genç Dük bir kez daha annesinin elini öperek ayağa kalkmıştı.
Düşes'te ayağa kalkarak kapıya doğru yürüdü. Odadan çıkmadan önce dönüp son kez oğluna baktığında Alexander çalışma masasına geçerek sandalyeye oturmuş ve gözlerini sabit bir yere dikerek dalmıştı. Düşes bir şeylerin yanlış olduğunu sezinledi ancak yorum yapmamayı tercih etti.
Çalışma odasından çıkıp salona doğru ilerlemeye başladı. Yanlış olan neydi bilmiyordu ancak o oğlunun evlenme fikrine sıkı sıkıya tutunmuştu. Sorunsuz bir şekilde bu işten çıkmak için hemen planlara başlamalı ve hızlı olmalıydı.
Salona geldiğinde hizmetçilere hemen gerekli tüm talimatları vermeye başladı. Leydi'nin misafir odasının hazırlığı, evlilik sonrası kullanacakları odanın hazırlığı, aşçı ile yemek konusu, kıyafetler, terzi, alışveriş ve davetiyeler.. Düşes sanki birdenbire on yaş gençleşmiş ve enerji içindeydi. Mutluydu.