Bölüme geçmeden önce oy vermeyi unutmayınız.
26.bölüm
"BİRLEŞEN VÜCUTLAR"
🎀
+18 uyarısıNikah için yola çıktığımızda Kıvanç hâlâ beni gelinlikli bir şekilde görmemişti. Yolda trafiğin olmaması büyük bir şanstı.
Nikah salonuna vardığımızda yerlerimizi aldık ve Kıvanç ile göz göze geldim. Onu böylesine yakışıklı gördüğümü daha öncesinde hatırlamıyordum. Oysaki her gün onu görüyordum.
Yerlerimize geçtiğimizde nikah memuru buraya doğru gelirken Kıvanç kulağıma doğru eğilerek "çok güzelsin," dedi. "Umarım güzelliğin başıma bela açmaz." Gülmemi zor tuttum.
Nikah memuru sonunda yanımıza geldiğinde kırmızı defteri açarak mikrofonu eline aldı. "Sayın Kıvanç Karaca," dedi. Kalbim hızlı hızlı atarken devam ederek "Lâlin Roza Ilgın ile evelenmek istiyor musun?" Diye sordu. Kıvanç ilk bana baktı daha sonrasında gülümsedi ve karşımızdaki diğer kişilere bakarak "Evet!" Dedi. Sıra bana geldiğinde nikah memuru mikrofonu yine eline alarak "sayın Lâlin Roza Ilgın, Kıvanç Karaca ile evlenmek istiyor musun?"
Etrafa bakındım, uzun bir süre bekledim ve ardından Kıvanç'ın bana yaptığı gibi ona bakarak tebessüm ettim. Nikah memurunun bana uzattığı mikrofona yaklaşarak "Evet!" Diye bağırdım. Bizi alkışlarken Berke'nin yüksek sesle gülüşlerini duyuyordum.
Nikah memuru son kez konuştu, "ben de devletin bana verdiği yetki ile sizi karı koca ilan ediyorum." Diyerek bana evlilik cüzdanını uzattı. Ellerimi yukarı yaldırarak evlilik cüzdanımızı havada salladım. Ardından bir şey unuttuğumu hatırlayarak ansızın Kıvanç'ın ayağına doğru sertçe bastım.
Canı acımıştı ama canım acıdı demeden bana baktı.
"🥀"
Nikah sonrasında hava kararmaya yakın olduğu için bizimkileri eve bırakıp valizlerimizi alarak uçakla balayımızı geçireceğimiz Antalya'ya geldik.
Biz geldiğimizde hava kararmıştı.
Şimdi ise saat akşam 20.57 iken akşam yemeğimizi yemiş ve ortalığı toparlamıştık.
Şimdi ise o an gelmişti. Yanıma kahve alıp odaya geçtim ve gece lambasını yakarak Kıvanç'ın odaya gelecek zaman gelene kadar kitap okudum. Sonunda ise kapıdan içeri giren adım seslerini duyduğumda kahvemden bir yudum alarak sanki anlamamış gibi kitap okumaya devam ettim.
Yanıma yaklaşan Kıvanç, "bana kahve yapmadın mı?" Diye sordu. "Unuttum," dedim yalan söyleyerek. "O zaman tadına bakarım," dedi "kahvenin." Dedi açıklamaya çalışır gibi ona kahve bardağını uzatmak için komidine bıraktığım kahveye yeltenirken hızlıca bir el belimi sararak yüzünü bana yaklaştırdı. Dudakları ise aceleci bir tavırda dudaklarıma dokunurken hırçınca beni öpüyordu.
Elimdeki kitabı alarak komidine bıraktı ve belimi daha sıkı kavradı.
KIVANÇ
Belini daha sıkı kavrarken yaptığım açgözlülüğü yeni anlamıştı. Ondan birkaç saniyeliğine geri çekildim, "kahvenin tadı güzelmiş." Dediğimde ona yaklaşacakken benden hızlı davranıp dudaklarıma yapıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHPARE KORUYUCULARI
Action"Sanki karanlığın içine gömülmüş gibiyim. Elim ayağım sürekli birbirine karışıyor. Ne yapacağımı bilemiyorum, düşünüyorum ama doğru yolu bulamıyorum. Her gece düşünüyorum, gerçekten. Bu işin sonu nasıl bitecek? Birisi zarar görecek mi diye. Biliyorm...