Olmuyordu... Derse odaklanamiyordum
Aklıma hiç bir şey girmiyordu, kitabın yüzünü bile açmadım
Zil çalınca joon kapıya ilerledi ve durarak bana döndü
İki üç kez ismimi duyduktan sonra kendimi toplamaya çalıştım
+" Min...?"
-" efendim!"
+" Gelmiyormusun?"
-" sen git"
+" Eminmisin?"
-" Evet."
Ve gitti, derin bir iç çektim
Çantamı alıp okulun kapısına kadar yürüdüm dışarısı çok kötüydü
Gökyüzüne baktım... Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım gözümü açtığımda siyah bir şey ile karşılaştım
Yanıma bakınca joon'un bana şemsiye tuttuğunu gördüm
-" napıyorsun? Sen gitmemişmiydin?"
+" Ne zaman git dediğinde gittigimi gördün?"
-" senden nasıl kurtulabiliriz?"
+" Onları düşünmek zaman kaybı olurdu "
Önüme geçti ve bana gülümsedi
+" Gel hadi"
Mecburen kabul ettim ve yanında yürüdüm
-" yağmur yağmıyor neden şemsiye aldın"
+" Hava kötü, birazdan yağar, eve mi gidiyorsun?"
Şu an eve gidemezdim, kendimi daha kötü hissetmek istemiyordum,
Sanırım joon bana acımı unutturuyordu
Sadece -" Hayır.." diyebildim
+" O zaman yemek yiyelim!"
Tamam anlamında kafamı salladım yine aynı restoran'a gittik
Yemek yerken konuşmadık yemek bittikten sonra restorandan uzaklaştık
+" Tatlı severmisin?"
-" biraz"
+" Ah! Cidden çok soğuksun"
Kestirme bir yola girip saçma sapan bir arazide durduk
-" noldu?"
+" Motora binelim?"
-" ahaa cidden, saçmalama!"
+" Korkma ben Varım"
O an göz göze geldik
-" korkmuyorum... Yüksek hız senden daha güvenilir!"
+" Anladım..."
Kafama Kask taktı, ve kendisinede taktı motora binip bana baktı
+" Bin hadi "
-" ah cidden... Napıyorum ben..."
Motora bindim ve arkada elime değen bir demirden tutundum
+" Min jun!"
-" nee!"
+" Belime sarıl "