Kai önündeki manzaranın şokunu hala yaşıyordu. Ne yapması gerekirdi? Ömrü boyunca sevdiği tek kişi ona ihanet etmişti. Böyle bir durumda ne yapılabilirdi ki?
Sadece ihanetin tüm vücudunu ele geçirmesine izin verebilirdi. Öyle de yapacaktı.
Hızlıca ve sessizce terk ettiği odadan çıktığında merdivenleri sakince çıktı. Boynundan anahtarı yavaşça çıkarıp , aynı yavaşlıkta içeri girdi.
Ardından kapanan kapıyı kilitleyip annesinin fotoğrafını eline aldı.
Kai sonunda meleğiyle buluşmuştu. Onun tozlu yatağındaysa hala annesinin izleri vardı.
Sonunda rahatlamıştı. Gelen yaşlara hiç itiraz etmeden kabullenmişti.
Şimdi ise sadece Kai , annesi ve göz yaşları vardı. Bu odaya geldiğinde her zaman yaptığı gibi sadece ağladı. Yalnızlığına , ihanet eden abisine , tüm kalbini verdiği iki kişiye ağladı.
*****
Kyungsoo , Kai'nin ani çıkışından beri sürekli düşünüyordu. Hata mı yapmıştı?
Hayır!
O sadece babasının yanında olup , onu desteklemişti.
İşte tam bu düşüncelere hapsolduğunda telefonunu eline alıp Kai'ye mesaj attı. Ard arda ve suçlayıcı mesajlar.
Pişman değildi. Kardeşinin büyümesi gerektiğine emindi.
Tüm bu konular ise onun dikkatinin dağılmasına yetmişti.
Bay Kim geç saatte göndermek istemediği için Bayan Oh ve Sehun'u evde kalmaları için ikna etmişti.
Şimdi ise herkesin uyumasının ardından Kyungsoo saatlerdir Kai'yi bekliyordu.
Artık kızgın değil endişeliydi. Mesajlarına ve aramalarına cevap almayışı ona eski bir günü hatırlatmıştı. Yeniden olmasına ise asla izin vermezdi ... istese bile veremezdi.
2 Yıl Önce ...
Sabahın ışıkları yeniden acımasızca deliyordu Kim ailesinin fertlerini.
Kai yine ısrarları sonucu abisiyle uyuyabilmişti.
Bu sayede hem annesinin acısını dindiriyor , hem de bir türlü açılamadığı abisiyle birlikte olabiliyordu.
Onu ne zaman sevmeye başladığını hatırlamıyordu Kai , o umutsuzca sadece seviyordu.
Bugün ise onun için ilk , abisi için ikinci yıl olan üniversiteye başlayacaktı.
O da artık büyümüştü fakat abisine açılma konusunda henüz olgun değildi.
Şimdi ise uykunun verdiği sersemlikle kahvaltısını etmiş , şiş gözleri ve abisiyle de yola çıkmıştı.
Üniversite büyük olmasının yanında bir çok çeşit öğrenci de barındırıyordu. Kai ise sessiz olanların başında geliyordu.
Tüm ders sırasında ise her zaman ki gibi abisini düşünmüştü Kai. Elinden bir şey gelmezdi ki , o da umutsuzca büyülü bir aşka esir edilmişti.
Şimdi ise her gün gördüğü fakat görmediği her saniyede özlediği o minik yüzü görmeye gidiyordu.
Uzun koridorları aşıp abisinin sınıfına geldiğinde sadece bir kaç kahkaha atan çocuk görebilmişti. Yanlarına gittiğinde ise duymayı beklemediği bu acımasızca söylenen cümleleri duymuştu.
'Aa o cüce mi? Bizim çete onu yeniden sıkıştırmaya gitti ama bu sefer daha eğlenceli.'
O çocuk bunları Kai'nin kim olduğunu bilmeden söylemişti. Kai için ise gerisi aşk için atan bir kalbin sönmesi gibiydi.