YAZARIN ANLATIMIYLA..
11.05.2008
Günlerden 11 Mayıs,Derinin doğum günü.Minik Derin her zamanki saatinde uyanmış annesi ona doğum günü hediyesi almış mı diye bakmak için minik ayaklarına terliklerini bile giymeden salona koşmuştu.Salon masasında bir buket küçük zambak vardı,hediyesi o diye düşünmüştü çünkü Derin zambakları çok severdi.
Kapı çalmıştı, Derin annesi geldi sanmıştı çünkü annesi sabah evde yoktu. Kapıya koşmuştu. Elinde duran zambakların birkaçı yere düşsede koşmaya devam etmişti ve kapıya kadar koşmuştu.
Kapıyı açtığında gelen annesi değil,annesinin cesediydi.Beyaz elbisesi kana bulanmış bir şekilde yerde yatıyordu.
Derin ne olduğunu anlamamıştı,annesinin kollarından tutup içeriye kadar sürüklemişti.
"Anne elbisen neden kırmızı,sen kırmızıyı hep ölüm rengi diye adlandırırsın."
Ses gelmedi.
"Anne bana zambak almışsın bak"
Derin elindeki beyaz zambakları annesinin üstüne koydu,belki kokusunu alırda uyanır diye.Ama beyaz zambaklarda kan olmuştu.
"Hayır anne,zambaklara kırmızı değmesin ölmesin onlar." dedi.
Derin zambaklar kan olduğu için zambakları eline aldı ve tuvalete götürdü. Boyu yetişmediği için sehpasının üstüne çıktı ve zambakları yıkamaya başladı.Yıkadıktan sonra annesinin yanına koştu.
"Anne bak zambaklar ölmedi kırmızı yok üstlerinde,ama senin üstünde kırmızı var anne senide yıkayalım mı?"
Derin küçücük vücuduyla annesini sürükleyerek duş kabininin önüne getirdi ve kovaya su doldurdu.
"Anne hep sen beni yıkıyorsun şimdide ben seni yıkıyorum."
Eline bir tas aldı ve annesini yıkamaya başladı .
"Anne kırmızılar gitmedi daha çok yayılıyor.Bekle beni burada yeni kıyafet getireyim sana."
Annesinin odasına gitti, siyah bir elbise aldı ve annesinin yanına gitti.
"Anne bak en sevdiğin elbiseni getirdim."
Derin o küçük yaştak annesine kıyafet giydirmiş,yıkamış ve eline zambakları tutuşturmuştu.
15 Yıl Sonra
Derin'in Anlatımıyla
Bugün 11 Mayıs 2023,benim doğum günüm ve sevgili anneminde 15. Ölüm Yılı Dönümü.
Annemin mezarının başındayım,elimde bir buket beyaz zambak,mezar taşında ise 3 kişilik bir pasta .Yanı başımdada yere çökmüş ablam var.
"Sence çok acı çekmiş midir?"
"Babamın bize yaşattıkları kadar değildir."
"Baba deme,baba olacak kadar iyi birisi değil."
"Neyse ne pastayı üfle."
Elimdeki zambakları annemin mezarına koydum ve küçük pastayı aldım.
"Geleceğimiz ve şimdiki zamanımız için umut etmek istiyorum,annemin katili bulunsun."
Mumları üfledim, yanağımdan bir damla yaş süzüldü ve hızla sildim.
küçük bir fısıltıyla "Hayır Derin,annen seni görüyor ağlarsan daha çok üzülür."
Ablamın sırıttığını duydum.
"Neden sırıtıyorsun?"
"Hâlâ bizim için umut var sanıyorsun,annemin dosyası kapandı Derin.Geri açmaları için yalvardım cesedi bulamadıkları için ve geçmişte kaldığı için geri kapattılar Derin.Sence umut kaldı mı!"
Ablamın sözleri yüzüme tokat gibi çarpmıştı,ama ona inanmıyordum,inanmak istemiyordum.Bir umut arıyordum,15 senedir bir umut olmamıştı,ama bir mucize olsun,en azından küçük bir umut,ama ablamda ne umut kaldı nede başka bir şey.
Yaklaşık 20 dakika boyunca yerde çökmüş gözlerim derinlere dalmış donuk bakışlarla bir yere odaklanmış bakıyordum,ablamın nerede olduğunu bilmiyordum.
Birinin omuzma dokunmasıyla irkildim kafamı arkaya çevirdim ve onu gördüm babamı,pardon adam bile olamayacak birisini.Serdar Aymaz.
Elinde kırmızı bir gül demeti vardı ve annemin mezarına koyacaktı
"Annemin mezarına kırmızı koyma.Kırmızı ölüm demektir Serdar ." Dedikten sonra ayağı kalktım ve elindeki gülleri alıp yere fırlattım.
Çok sinirliydi bakıyordu,hep böyle bakmıyor muydu zaten? Gülleri yere atmamla birlikte yüzüme sert bir tokatın tam anlamıyla çarpması bir oldu ve geriye sendeledim.
"Beni artık korkutamazsın Serdar Aymaz."
"Bana adımla seslenme güzel kızım baba de ."
"Sen kendin baba olacak kadar iyi mi sanıyorsun, yavaş yavaş bitiyorsun farkında değilsin Serdar Aymaz."
"Bitiyor olsam bile,benim soyadımı yaşatacak veyada soyumu yaşatacak 2 güzel kızım var."
"Merak etme,yakında soyadımı değiştireceğim fazla ümitlenme."
Ve gene sert bir tokat yüzüme çarptı.Elimin tersiyle dudağımın kenarını sildim.
"Ben artık tokatlardan,şiddetlerden korkan kız değilim Serdar.Bize o kadar şey yaşattın ki hiç birinden korkmuyorum artık."
Sırıttım.
"Kendini bakış açında çok büyütmüşsün Derin.Hep Derin Aymaz olarak kalcaksın.Orospu ablan umrumda değil,sadece soyadımı taşıyor diye seviyorum."
Bu sefer şiddet gösteren taraf ben oldum ve özel bölgesine tekme attım.
"Ablam hakkında düzgün konuş Serdar Aymaz!"
Kahkaha atma sesi.
Yere doğru eğiliyordu, bu kez dizimi alnına geçirip mezarın yanından ayrıldım ve taksi bulmak için ana yola çıktım.
YAKLAŞIK 1.5 SAAT SONRA
Ablam gittiğinden beri ona ulaşamamıştım,telefonları kapalıydı ama artık çok merak etmiyordum çünkü nereye gittiğini biliyordum,öğrenmiştim.
Herşeyin,tüm hayatımızın bittiği o eve.Annemin öldüğü o eve.İşkence çektiğimiz o eve.
BÖLÜM SONU
umarım seversiniz, oy vermezseniz ve yorum atmayı unutmazsanız sevinirim.
602 kelime.
YOU ARE READING
Zambak
General FictionÖnümde beyaz bir zambak,arkamda herşeyimi verebileceğim bir adam bana bakıyor ve gülümsüyor.Beyaz zambaklar lanetlidir demişti bir zaman annem,beyaz zambaklarda hayat var demişti bir zaman ablam.Ama benim için beyaz zambaklar ölümden ibaretti.