5. Bölüme hoşgeldiniz kuzularımmm🤍🌸 Bugün pek moralim yok ama yinede sizin için bölüm yazmaya karar verdim. Birde Romen rakamlarını kullanmaya kullanmaya unutmuşum la neyse onu da halledeceğim aşkolar.
Birde sizden bir ricam var , bölümlerde satır aralarına yorum yapmayı vote vermeyi unutmayın. Birdeee, bölümler hakkındaki düşüncelerinizi , en sevdiğiniz replikleri falan güzel bulduğunuz yerleree mutlaka yorum yapın bebişlerim.
Ülkemin en güzel çiçekleri, iyi okumalar dilerim.🪐🎰
Bölüm şarkıları:
Mavi Gri - Bu Kız Benim Kaderim
Onur Can Özcan & Emir Can İğrek - Can Dostum
Mavi Gri & Ahmet Hatipoğlu - Ölüm İle Yaşam Arasında
[ Mavi Gri & Ahmet Hatipoğlu - Ölüm ile yaşam arasasında burda açın. ]
Berat'tan...
Asya ile yolda öylece geziyorduk arabamla, ben arka koltukta uzanıyordum. O araba kullanıyordu. Şuan , Bebek sahilindeydik. Gözlerim kapanacaktı, ama Asya da yorgundu. Saatlerce ağlamıştı ve iyi değildi. Bir süre sonra,
- Asya , kenara çek istersen uyu sende. İyi görünmüyorsun.
- Öyle yapacağım zaten ama manzarası güzel bir yere götüreceğim seni, o yüzden uyumayacağım gidene kadar. Dediğinde gülümsedim. Nasılsa uzanıyordum , yüz ifademi görmese de olurdu.
[ Yarım Saat sonra... ]
Bir süre sonra bir deniz kenarına gelmiştik. Arabayı durdurmuştu. Bende uzandığım yerden yavaş yavaş kalktım ve ön koltuğa geçtim. Asya ' nın yüzü bembeyazdı. Sanki birşeyler yaşanmıştı bu deniz kenarında. Elimi Asya nın omzuna uzatıp baş parmağımla ufak ufak sıvazlayarak,
- Asya yüzün bembeyaz olmuş, iyi misin? Transtan çıkıp bana yüzünü yavaş yavaş döndürdü.
- İyi miyim değil miyim bilmiyorum Berat. Ama iyi olmak zorundayım. Tek bildiğim bu. Dediğinde kalbimde sanki birşeyler kırılmıştı.
- İyi olmak zorunda değilsin. Seninde dinlenmeye hakkın var Asya. Hem seni yeni tanımış olmama rağmen yıllarca tanıdığım insanlardan kat ve kat daha iyi biri olduğuna eminim. Sendeki güzellikleri dışardakiler göremiyor diye onları suçlama. Sen çok güçlü bir kadınsın. Ve eminim sen bunu da atlatırsın. Benim sana inancım tam.
Dediğimde buruk bir şekilde gülümseyip kollarını boynuma doladığında bende hemen kollarımı beline doladım. Kendine has gül kokusu burnuma dolduğunda derin bir nefes çektim. 5 dakika boyunca öyle birbirimize sarılı kaldık. Geri çekildiğinde yavaş yavaş bende geri çekildim.
- Bu akşam için bu sarılma için... Herşey için teşekkür ederim sana Berat. Ama senin derdini dinlemek isterim öncelikle sonra ben anlatırım olur mu?
- Olur elbette.
- Babam ve kardeşimi öldürdüler. Diye tek nefeste söyleyince gözleri irice açıldı.
- Başın sağolsun Berat. Ben... Ben... Ne diyeceğimi bilemiyorum. Bugün arkadaşlarımı toprağa vereli 3 yıl oldu. Ölüm yıldönümleri bugün. Dediğinde benimde gözlerim irice açıldı. Beklemiyordum böyle birşeyi.
- Birşey söylemene gerek yok. Hem sen söylemiştin acıyla yaşanması gerektiğini. Seninde başın sağolsun ayrıca. İstersen beraber sarhoş olabiliriz bu gece. Ne dersin?
- Ya aslında, sarhoş olmayı istemiyordum ama sanırım olacağım galiba. Kafamı dağıtmam gerek. Hiç içmedim itiraf edeyim. Dediğinde yine şaşkındım. Bu gece , ikimizinde kafası dağılması gerekiyor sanırım...
- Balık ekmek yiyelim mi? Diye sordum konu dağılsın diye.
- Güzel fikir. Ama aç değilim. Tatlı birşeyler yesek olur mu?
- Elbette. Ama Seni yersem tatlımı yemiş olurum. Dediğimde ben bile şaşkındım. Ağzımdan istemsizce dökülmüştü. Utançla gözlerimi yüzüne çıkardığımda ,
- Teşekkür ederim iltifatın için Berat. Tatlı sipariş edelim. Dediğinde telefonumu torpidonun üstünde olan telefonumu aldım. Trendyol ' dan sipariş vermek için telefonumu açtım. [ Ürün yerleştirme yoktur. ]
- Ne tatlı istersin?
- Hmm, kafamda birşey yok henüz. En iyisi biz içeceklerimizi alalım sonra da uyuyalım olur mu?
- Olur tabii, nasıl istersen.. Diyip uzatmamıştım. Boynunu ve sonra bütün vücudunu tekrar deniz manzarasını izlemeye dalmıştı. Bende fırsattan istifade ona bakıyordum. Kafası karışıktı, iyi görünmüyordu ama ayakta durmaya çalışıyordu. İçimdeki hislere bir an önce son vermem gerekiyordu. Beni reddedecekti biliyordum. Kalbi hâlâ vefat eden eski sevgilisi için atıyordu. Söylemese de farkındaydım.
- Neden öyle bakıyorsun? Diye sorduğunda ancak farketmiştim, güzel yüzüne daldığımı.
- Yakından daha güzelsin onu farkettim. Dediğimde şaşırmıştı yine. İnceden inceden ona yürüyordum ama onda tık yoktu. Gerçi ne bekliyordum ki? Koşup boynuma atlamasını mı?
- Biraz ilerde tekel var, ben alıp geleyim sende beni bekle olur mu? Dediğimde başını sallamıştı. Bende cüzdanımı telefonumu alıp arabadan çıktım. Serin bir sonbahar akşamıydı artık, yavaş yavaş yapraklar dökülüyordu. Asya sonbaharı çok seviyordu sanırım. Yani, manzarayı izlerken çok huzurlu gibiydi.
Tekel bayiye girdiğimde bir adet Chivas ( 50lilik ) bir adet de İstanblue alıp çıkmıştım. Arabaya döndüğümde Asya bedenini arabamın kaputuna yaslamış, manzarayı seyrediyordu. Benim geldiğimi farkettiğinde,
- Oo, zevkin güzelmiş.. Dediğinde güldüm başımla arabayı işaret ettim 'binelim' anlamında. O da anlayıp dediğimi uygulamıştı. Arabaya bindiğimizde yüzümü ona doğru çevirdim. Bana bakıyordu fakat, gözleri dolmuştu. Nedenini anlayamadığım için soramadım da. O iyi olsun istiyordum sadece.
Annem den ve kardeşimden sonra ilk defa biri için çabalıyordum. Asya, benim için artık yıldızları ifade ediyordu. Ve yıldızları artık tek bir yıldız görünmeyen gökyüzünde sadece ben görebiliyordum.
Artık hikayesi olan ve önemli olan yerler uzun olacak. 1000 kelimeden fazla veya 1000 den düşük kelimeli bölümler kısa hikayeye uygun olarak kısa bölümler olacak. Diğer bölüm için bir spoi, smut olabilir ( cinsellik de olabilir cinayet senaryosu da olabilir bilemiyorum karar vermedim. )
Eğer bu hikaye sevilirse , ilk kurgumu 30 bölümlük yapıp ardından final vereceğim. ( Uçurumun Kenarındaki ) umarım onun sevildiği kadar bu kitap da sevilir...
803 kelime ile bölümü sonlandırıyorum.🐞🦋
İnsta: @aley2mm , @aleynagerdan_ 🦋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gitme! / Texting ~
Short Story" Geç yağan yağmur , kurumuş bir çiçeği yeşertmeye yetmez. "
