FİNALE ADİM ADİM GENCLER
İYİ OKUMALAR
----" Lee Minho! Ziyaretçin var!"
Minho gardiyanın berbat sesinden sonra uzandığı sert yataktan kalkmış, elindeki kelebek heykelini baş ucundaki dolabına bırakıp buz gibi bakışlarıyla bu iğrenç suratlı tombul adamın yanına ulaşmıştı.
" Kimmiş?"
" Ben nereden bileyim! Avukat dediler."
Gözlerini devirip onun eşliğinde koğuştan çıktığı sırada ona gelen ziyaretçiyi inanılmaz derecede merak ediyordu. Bob dışında gelecek kimsesi yoktu ve emindi ki bu sefer de o gelmişti.. yine yanında avukat mı getirmişti yoksa? çıkacağını falan mı düşünüyordu? Her seferinde böyle işlere yeltenmesi bıktırmıştı onu.
Odaya götürüldüğü sırada adımını attığı gibi gözlerinin değdiği masanın diğer tarafında kalan kısımdaki kişi onu şoka uğratmaya yetmişti. Bu adamın burada işi neydi?
Hızla geri dönmek istediği sırada gardiyan kapıyı kapatıp dışarı çıkmış ve ardından kilitlemişti. Ne garip bir sistemdi bu? Daha önce sadece camın diğer tarafını görürken şuan bu boş oda da neyin nesiydi.Hyunjin oturduğu sandalyeden yavaşça kalktığı sırada üzerindeki takımın yakasını düzeltmiş, Minho onun burada neden bulunduğunu sormak istediği hâlde susmak zorunda kalmıştı.
" Minho.."
" Ne işin var burada?"
" Otur da konuşalım."
" İstemiyorum. Aç kapıyı gardiyan!"
Hyunjin onu kolundan tutup zorla da olsa oturtmuş, ardından karşısına geçtiği sırada " Gelişim ani oldu değil mi?" Diye sormuştu.
Minho gülerek elleriyle uğraşırken " Dört sene sonra evet. " diye karşılık vermişti.
" Minho.. okulu bitirdim ve iki senedir mesleğimi yapıyorum.. şimdi de senin avu-"
" Hiç devam etme."
Bakışları donuklaşırken ellerini uzatıp onun yara izi dolu ellerini tutmak istemiş ama Minho anında geri çekmişti.
" Minho, özür dilerim."
" Hiç özür de dileme..neden özür diliyorsun ki? Sana kızmıyorum ben. Kendime kızıyorum. Seni öldürmeyip yanında tutan aptala kızıyorum."
" Sen berbat bir insandın. Ben çok korktum Minho. İnsanların hayatlarını böylesine senin yüzünden sonlandırmak zorunda kalmaları.. berbattı. O yüzden yaptım bunu. "
Minho elini cebine atıp bir kağıt parçası çıkarmış, " Ben ona kızmıyorum Hyunjin. Yaptığın yanlış değildi. Tabii ki bir gün yakalanacak olduğumu biliyordum. Bunun bilincinde yapıyordum her şeyi. Ben şuan hapiste olduğum için kızmıyorum ki sana. Neye çok kızıyorum biliyor musun?" Diye sormuştu.
Hyunjin çaresizce cevabını beklerken Minho yıpranmış ve sararmaya çoktan başlamış olan kağıdı açmış, önüne bırakıp derin bir nefes aldıktan sonra geriye yaslanmıştı.
" Bak.. görüyor musun? Buna kızıyorum işte ben. 1: kaçırıldım... 2: Şerefsiz caninin elinden kaçtım.. 3: Şerefsiz cani beni buldu. 4: Onu kendime aşık etme planları yaptım...5: Hakkında bir çok şey öğrendim. 6: Onu kendime aş- "
" Sus! Devam etme lütfen."
Minho attığı kahkahasının ardından kollarını önünde birleştirmiş, " Neden ki? Ne oluyor.. üzülüyor musun? Şimdi anladın mı beni! Ben dört senedir her saniye bu kağıtla bakışıyorum. Beni ihbar ettiğin o gece ölmedim ben Hyunjin. Bilerek bıraktım o telefonu yanında, o notu biliyordum ben. Sen beni aptal mı sandın? Sadece üzüldüğüm bir şey var... ben,benimle uzaktan yakından alakası olmayan bir sürü insan öldürdüm diye cani olurken sen.. sana böylesine aşık bir adamı öldürdükten sonra hiçbir kalıba sokulmadın." Demişti.
Dedikleri karşısındaki bu adamı ağlatacak konuma getirirken derin bir iç çekmiş, " Minho lütfen sus artık. Seni anlıyorum. Ama ben şans eseri düştüm eline...senden kurtulmamın tek yolu buydu. Çünkü sana dedim. Nefretten daha güçlü bir duygu vardı, ve ben de bu duygunun esiri olmuştum. Kendimi değil, başkalarını düşündüm ben. Senin travman yüzünden bir çocuk annesiz, bir kız babasız, bir abi kardeşi olmadan, bir aşık aşkından uzak kalamazdı. Yaptığın berbattı ve tek çözümü buydu Minho. " diye karşılık vermişti.
İkisinin de boğazı düğümlendi. Dört sene sonra bulundukları bu durum inanılmaz derecede ağır geliyordu. Hyunjin yavaşça ayağa kalkıp ona yaklaştı, ardından eğilip başını onun omzuna yasladıktan sonra" Sen katildin... hak ediyordun. Ama hesaba katmadığım bir aşk vardı. Özür dilerim." Demişti. Seneler sonra aldığı bu koku, duyduğu bu ses.. beyninde fırtınalar kopmasına sebep olurken bütün uzuvlarını kontrolsüz bırakmak için uğraşıyordu.
Minho onu kendinde uzaklaştırıp ayağa kalkmış, " Sana hiçbir şey demiyorum Hyunjin. Hiçbir şey. Sadece tekrardan söylüyorum, hapiste olmam.. dört senedir burada olmam, ömür boyu müebbete çarptırılmam gram sikimde bile değil. Canımı yakan tek şey buna sebep olanın sen oluşu da değil, aşkımla oynayıp onu bir çöp gibi kenara atışın. Çünkü ben hayatım boyunca kimseye aşık olmadım. Çünkü benim hayatımda sadece kan vardı. Ve sen gelip tüm kartları yeniden dağıttın, beni kendine aşık edip sonrasında onu bir kenara atmaktan asla çekinmedin. Bu yüzden git şimdi. Bir daha da asla karşıma çıkma. " diye karşılık verip kapıya yönelmişti.
Hyunjin anında ardından kalkıp onu yakalamış, arkasından sarıldığı sırada artık göz yaşlarına hakim olamamıştı.
" Git ufaklık. Sen doğru olanı yaptın."
" Minho, seni seviyorum."
" Aşktan daha güçlü bir duygu vardır Hyunjin."
" Yoktur! Aşktan güçlü hiçbir duygu yoktur.. deneyeceğim ben. Bırakmayacağım seni burada. Yapamıyorum daha fazla. Dört senedir hayatı yeterince zindan ettim kendime. Evet canisin, pisliksin, insanlar senden nefret ediyor. Ama ben sevgilim... ben sensiz yapamıyorum. Seni kendi ellerimle tıktım bu cehenneme. Fakat dışarda cenneti yaşayamıyorum. Onlar için beklenen şeyi yaptım, fakat ben seni beklemekten çok yoruluyorum."
Minho göz yaşlarını silip derin bir nefes almış, ondan nefret ettiğini düşünürken içine düştüğü bu aşktan da nefret etmek istemişti.
" Evet duygularınla oynadım. Evet yalandı, evet hainlik ettim..iyi niyetini kullandım. Ama mecburdum. Fakat inkar etmeyelim lütfen, inan bana.. ben çok sevdim seni. Seni öperken hissettirmek istediklerim bir oyundu ama hissettiklerim yalan değildi Minho. Ben çok özledim seni. "
Gardiyanın kapıyı tıklatması üzerine Minho onu kendinden uzaklaştırmış, arkasını döndüğü sırada Hyunjin ona yaklaşıp dudaklarına kısa ama yılların acısını çıkaracak bir öpücük bırakmıştı.
" Git artık. Bir daha yoluma çıkma Avukat. "
" Ben hiç bırakmayacağım peşini. "
" Git ufaklık. Senin ait olacağın yer benim yanım değildir. Git hadi, kızmıyorum ben sana. Üzülme, ve kendinle herkesin seninle duyduğu gibi gurur duy. Sen doğru olanı yaptın ve polislerin senelerdir yapamadığını yapıp bu caniyi içeri tıktın. O yüzden daha fazla üzülme kelebek... bitti artık."
"Yapma böyle.."
" Aşk nefretten daha güçlü mü bilmiyorum, ama bildiğim tek şey...ben senden nefret edemiyorum. "
--------
-------------
Benimde bildigim tek sey sixe asik oldugum bebeklerim...
OF YAZAR TRİBE SOKTUN BİZİ
Ne yapayim acidan besleniyorum. Onu bunu birakin da bunlar nasi mutlu olucak ya? ( Olmicak)
HER NEYSE
Okudugunuz icin tesekkur ediyorum. Diğer fice de gelin diyorum. Ve kayboluyorum.
Bas o yıldıza 🔪
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Butterfly_HyunHo
FanfictionPsikolojisi tamamen bozuk bir katil tarafından kaçırılan güzeller güzeli Hwang Hyunjin, bu lanetli adamın ellerinden kurtulmanın tek yolunun aşk olduğuna karar vermişti.