- Mark o burda. Rüyalarımda ki kişi burda ve ben hiç iyi değilim. Başım dönüyor. O, o, o işte Mark. Ruh eşim.
~~~~~~
Mark onun düşüncelerini okumuştu. Wuxian farkında olmadan zihin bağlantısına geçmişti. Hem de henüz hiç bir güce kavuşmadan. İçten içe sevindi Mark. Wuxian gerçekten özeldi. Daha ne güçleri çıkacaktı acaba?
Mark bu düşüncelerdeyken Wuxian sendeledi. Nefesi kesilmiş gözü kararmıştı. Birden her taraf karardı.
Bir anda ortalık karıştı. Herkes telaşlanmıştı. Wuxian Mark'ın onu tutmasıyla düşmemişti ama bayılmıştı. Huang da panik oldu. Oğlu ilk kez bayılıyordu. Hemen yere oturdu Mark, Wuxian'ı kucağından yere yatırdı. Elleriyle tüm vücudunu kontrol ediyordu. Gemideki konuşmaları aklına gelince şüpheye düşmüştü o da.
- Huang sakin ol. Wuxian iyi. Galiba ortam, hava değişince etkiledi onu.
- Mark bu yaşına kadar asla bayılmamıştı. Kötü bir şey yok değil mi? Emin misin?
- Eminim Huang. Birazdan kendine gelir. Ben onu tuttuğum için yere de düşmedi. Her hangi iç, dış hasarı da yok.
- Huang onu hemen revire götürelim. Orada biraz dinlensin.
- Ahh Hwang çok iyi olur. Sedye gibi bir şey var...
- Gerek yok Huang ben onu taşırım. Siz yolu gösterin lütfen.
Mark onu kucaklayıp götürürken bir kişi soğuk gözleriyle onlara bakıyordu. Bu az evvel Wuxian'ın söz ettiği kişiydi.
- Wangji oğlum ne bekliyorsun orada, sen de gel.
Wangji hiç sesini çıkartmadan amcasını takip etmeye başladı. Babası önden koşup bayılan adamın yatırılmasına yardım ediyordu. Ağabeysinin ona dikkatle baktığını görünce başını eğip yanından geçecekti ki ağabeyi onun kolundan tutarak boş odaya çekti.
- Wangji sen bir şey yapmadın değil mi? Yani güç kullanmadın.
Wangji başını hayır anlamında salladı.
- Tamam sana inanıyorum. Hadi gidip bakalım.
Wangji bu kez ağabeyinin peşine takıldı. Bayılan adam kendine gelmek üzereydi. Wangji revir odasının dışındaki koltuğa oturdu. Zorla burada olduğunu hissettiriyordu adeta.
Wuxian kendine gelip etrafına bakındı şaşkınca.
- Ne oldu bana?
- Bayıldın oğlum. Çok korktum ilk kez seni öyle görünce aklımdan neler geçti.
- Korkma babacığım iyiyim ben. Sanırım buranın havası çarptı. Sizleri de telaşlandırdım üzgünüm.
Wuxian odadaki diğer üç kişiye istinaden konuşup özür dilemişti.
- Üzülme Wuxian. Sen iyisin ya bu yeterli. Aslında bu çok normal. Sen dünyadan ilk kez çıktın. Ben öyle tahmin ediyorum. Doğru mu Huang? Siz hiç uzaya çıkmadınız.
- Doğru. 2168 yılından bu yana tam otuz iki yıldır gök yüzünü bile görmedik. Anlatırız nedenlerimizi. Wuxian sen dinlen oğlum. Biz Hwang amcanlarla konuşacağız.
- Ayyh Mark da mı gidiyor? O kalsaydı yanımda.
- Wuxian biraz bekle. Konuşalım hemen döneceğim. Merak etme asıl konuşmayı sen aramıza katılınca yapacağız. Bir şey kaçırmazsın. Hem ben burda da olsan ben sana anlatırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
New World & New Life ~ Yizhan ~ Wangxian ~ Yeni Dünya & Yeni Hayat
Fanfiction2168 yılı... Dünya gezegeninin son görüldüğü tarih... - Dünya kayboldu. Bir sis bulutunun ardında artık. - Bir daha ulaşabilecek miyiz dünyaya kaptan? - Belki. Ama ne zaman bilemeyiz. 2340 yılı... - Kaptan... ...