4. Bölüm

16 2 0
                                    

Minho'nun böyle davranmasını çok tatlı bulmuştum. Sanki sevgiliyiz de beni kıskanıyordu. Şaka bir yana dün gece yaşananlar aklıma bile gelmemişti. Gerçekten de bir sorun yoktu. Ya da şimdilik?

Spordan döndükten sonra biraz rahatlamak için masaja gitmeye karar verdim. Son günlerde hep çalışmaktan kaslarım o kadar kaskatıydı olmuştu ki. Uzun zaman sonra rahatlamak çok iyi hissettiriyordu.

Hayatım son günlerde çok karmakarışık bir hale gelmişti ki, ben bile ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Bir anda Minho çıktı, Seo-joon'la ise aramızda ne olduğu belli değil. O olaydan sonra ne beni aradı ne de mesaj attı. Üzülmeli miydim yoksa gülmeli miydim bilemiyorum.

Bir süre bunları düşündükten sonra saatin geç olduğunu fark ettim ve masaj bittikten sonra eve gidip direkt uyudum.

SABAH

Sabah olduğunda nedense uyandığım gibi bir huzursuzluk hissettim. Sanki başıma kötü bir şeyler geleceğini hissediyordum. Bugün dizi çekimleri olduğu için hazırlanıp gitmeliydim. Ama ondan önce şirkete gidip bazı eşyalarımı almam lazımdı. Çok oyalanmadan hazırlanıp şirkete gittim. Tam menajerimi arayacakken önümden geçen Minho'yu gördüm. Sanırım beni görmedi, ve bende onu görmemiş gibi davrandım.

Nedensizce içten içe Minho'nun beni fark etmesini istedim. Onunla nasıl bu kadar ilgilenmeye başladığımı bilmiyorum. Doğruyu söylemek gerekirse o her kadının isteyeceği türden bir adam. Vücudunun her bir kısmı o kadar iyi ki. Özellikle onu oldukça çekici yapan kasları. Saçları, gözleri, sesi, dudakları... Sadece görünüşü değil kişiliği de mükemmel.

O çok sadık ve nazik bir insan. Kendisine nazik davranan bir adamdan başka bir kadın ne isteyebilirdi ki.

Bir anda oldukça saçmalamaya başladığımı hissettim ve dışarıdan insanların görünüşüme ne diyebileceği aklıma geldi. Ve hemen kendime gelip dizi setine doğru gittim.

Sete vardığımda cidden içimdeki huzursuzluk artmaya başlamıştı. Cidden bir şeyler olmuştu. İnsanların bana garip bakışlarını yakalıyordum. Çok rahatsız olmuştum. Daha fazla dayanmak istemedim ve kulise gittim. Daha oturmaya vakit bulamadan menajerim içeri girdi ve;

"Y/N, ne yaptığından haberin var mı!"

"Ne oluyor gerçekten, birisi bana anlatabilir mi?"

"Sen ve Minho... Skandalınız çıktı."

Ben ve Minho dediği anda gözlerim kararmaya başladı ve tutunacak yer aradım. Sonra koltuğa oturmaya karar verdim. Sonra menajer bana gelip haberi gösterdi. Aman Tanrım! kulüpte öpüşürkenki anı çekip yayınlamışlardı! Ben ve Minho öpüşüyorduk...

"Y/N, sen delirdin mi!? Minho ile çıkıyor musun? Üstelik halka açık bir yerde herkesin sizi görebileceği bir yerde?! Dün geceden beri ne kadar çok magazinci ile uğraştık biliyor musun?"

Olamaz, her şeyi mahvettim. Şimdi ne olacak? Diğer skandallar gibi bu da çözülecek mi? Minho'nun hayranları tarafından bir sürü tehdit ve linçlerle yüzleşmek zorunda kalacaktım.

"Şimdi ne olacak?"

"Ne demek ne olacak? Tabi ki fotoğrafların gerçek olmadığını söyleyeceğiz."

"Bu her şeyi çözecek mi?"

"Yapabileceğimiz başka bir şey yok. İlişkinizin onaylanmasını mı istiyorsun?"

Haklıydı. Daha doğrusu bizim onunla bir ilişkimiz bile yoktu. Sadece sarhoş olduğumuz için yapılan bir hataydı. Onun da böyle düşündüğüne eminim.

"Evet, inkar etmemiz en iyisi."

"Birkaç telefon görüşmesi yapmam lazım. Sen sakın kulisten çıkma."

"Tamam."

Aptalım gerçekten. Ne düşünüyordum ki? İkimizde bir ünlüyüz. Bunun yayılmama ihtimali var mıydı cidden?

Kapı çaldı..

"Gel!"

İçeri Seo-joon girdi. Ne diyeceğimi bilemedim. Yüz ifadesinden her şeyi anlayabiliyordum. Onun güvenini sarstım. Öfkeli ve aynı zamanda üzgün görünüyordu. İkimizde aynı skandalın içindeydik. İkimizde aynısını yaptık. 

"Y/N, beni hayal kırıklığına uğrattın."

"Peki sen? Sen hiç yanlış bir şey yapmadın mı?"

"Ne?"

"Günlerdir ne beni aradın ne de mesaj attın. Bana basit bir açıklama bile yapmadın. Bende senin kadar hayal kırıklığına uğradım. Gerçekten hepsi şirketinin oyunları mı? O zaman neden artık suratıma bile bakmıyorsun? Kendini haklı mı görüyorsun?"

"Y/N, sana söylemiştim, şirket beni zorladı."

"Dur artık, lütfen. Dediğin tek bir şeye bile inanmıyorum. Çıkar mısın?"

"Y/N beni bir dinler misin?"

"Çık dedim!"

"Peki, buraya kadarmış." dedi ve ardından hemen çıktı.

Fazla mı tepki verdim? Nedensizce artık Seo-joon'dan hoşlanmamaya başlamıştım. Benim de duygularım vardı. Daha ne kadar alttan almam gerekiyordu? Umarım aramızdakiler buraya kadardır.

Film ŞeridiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin