12- Suskun Wangji

37 6 11
                                    

    

     Mark ve Wuxian bir an kıpırdayamadı. Mark onların duyduklarını unutmuştu bir anlığına. Wuxian tam ağzını açacaktı ki Mark elini tutup, hayır anlamında başını salladı. Wangji'nin bakışları onların eline yöneldi. Sanki koridor bir anda buza çevrilmişti. Mark o an onu gördü. Wangji buz adamdı.

                    ~~~~~~

     - Lan Wangji, sizi rahatsız eden bir durum mu var? Zihinsel bağlantımızdan rahatsızsan bunu konuşarak anlatabilirsin. Ahh özür dilerim siz konuşmayı istemiyordunuz. Sizinle de zihin bağlantısı kurmamız gerekiyor. Ya da hoşunuza gitmeyen şeyleri yazın bize verin. Ona göre dikkatli oluruz.

     - Mark neler oluyor? Neden böyle konuştun Wangji'yle?

     - Bir şey yok Huang. Buz çocuk zihin konuşmamızdan rahatsız oldu sanırım. Bunu söylemek yerine ortalığı buza çevirmeyi tercih ediyor.

     Wangji hiç bir şekilde karşılık vermiyordu. Mark'a dik dik bakmaya devam ediyordu. Ama buz hali geçmişti. Şimdi gözlerine yerleşmişti buzlar. Mark bilerek kışkırtıyordu onu. Aniden konuşmaması tuhaftı. Kızdırırsam konuşabilir diye düşündü. Yanılmıştı. Wangji tekrar arkasını dönüp yürümeye başladı.

     Wuxian şaşkındı. Konuşmuyor muydu? Wangji buz adam mıydı? Kendisi ise ateş. Uyumlarına bayılmıştı. İki kişi bu kadar zıt olabilirdi.

     *Hah bu mu ruh eşim olacak? Acaba kendine uygun birini bulabilecek mi? Benim ruh eşim olmadığı kesinleşti. Ateş ve buz asla bir arada olamaz. Hem çok ters birisi, üstelik konuşmuyorda. Rüyam başka bir şeyin habercisi kesin. Wangji asla tehlikede olamaz. Olsa olsa beni tehlikeye atar. Belki de rüyam beni bu konuda uyarıyordu. Uzak durmalıyım.

     Wuxian düşüncelerinin duyulduğunu bilmiyordu. Bilse hiç düşünmezdi. O kibar biriydi. İnsanları kırmayı sevmezdi. Küçük bir yemekhaneye girdiler. Wangji'yi gören tezgahın arkasında ki kız gülerek ona bakıyordu.

     - Wangji misafirlerle gelmişsin. Oturun lütfen. Evet beyler normal yemek mi istersiniz yoksa hap mı vereyim?

     - Haap? O ne öyle? Yemekhanede yemek yenir değil mi?

     - Yabancı olduğunuz belli. Demek ki koloniden değilsiniz. Biz yemek işini epey geliştirdik. Yemekleri hap haline getirdi bilim insanlarımız. Yemek isteyen de oluyor hap olarak içen de. Biliyorsunuz diye düşünerek bunu söylemiştim.

     - Ben hap tercih edeceğim. Sen de dene Mark. This is the Matrix. Kırmızı hap mı yoksa mavi mi seç birini Neo.

     - Wuxian yine film dünyasına daldı.

     - Aaa şaşırdım sen bunu biliyorsun.

     - Duymuştum. İnsanlar savaşın son yıllarında konuşuyorlardı bunu. "Dünya bir Matrix ise neden bu savaşlar hala bitmedi" gibilerinden bir sürü tartışma vardı. Film olduğunu öğrendiğimde merak edip izlemiştim. İnsanların hayal güçleri çok geniş.

     - Peki sence Dünya gerçekten matrix olabilir mi?

     - Hiç sanmıyorum. Bunca yılda mutlaka ortaya çıkardı matrix olsaydı. Gerçi şu an dünyanın hali matrixten farksız. Önceki halini düşünüyorum. Aklım şaşırıyor. Neyse derin mevzuları sonra konuşuruz. Ama sen hala filmlere takılısın.

     - Nasıl olmam Mark. Mutantlarız. X-Men, Heroes gibi filmler şimdi gerçek. Kimlerde hangi güçler var merak içindeyim. Ateşi ve buzu bulduk. Heyy Wangji ailenizin hepsi buza mı hükmediyor?

New World & New Life ~ Yizhan ~ Wangxian ~ Yeni Dünya & Yeni HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin