Villain Deku (My Hero Academia)

Dördüncü bölüm: UZUN ZAMAN ÖNCE

(Uyarı: intihardan bahsedildi.)

Shigaraki sinirli bir şekilde Leauge of Villainin barına girip söylenmeye başladı ancak sinirlenmesi çok kısa bir süre sürdü ve hemen sakinleşti. Çünkü İzuku sayesinde bu saldırı All Might'i öldürmek için değil All Might'in gücünü test etmek için planlanmıştı. Tabi yinede içten içe All Might'i öldürme düşünceleri vardı.

Shigaraki iç çekip konuştu, "Cidden. Bunu iyi ki ilk olarak planladığımız gibi tam bir saldırı olarak yapmadık. Bu tam bir başarısızlık. All Might hala aynı güçte. Hiç zayıflamamış."

İzuku bardaki bir koltuğa oturdu. Kurogiri ise barın arkasına geçip içmek için bir şeyler aradı.

İzuku, "Bence All Might oldukça güçsüzleşmiş. Oldukça yaşlı duruyordu. Bir süre sonra saldırmayı bıraktı. Göz dağı verirken sadece yerinde durdu."

Shigaraki, "O durum sen benim arkamda olduğun için yaşandı. All Might bir çocuğa zarar veremeyecek kadar iyi kalpli bunu biliyorsun..."

Shigaraki All Might'in iyi kalpli olduğunu itiraf ettiğini fark edince öksürüp cümlesini düzeltti.

Shigaraki, "...Yani demek istediğim o bir aptal."

Dabi alaycı bir şekilde gülüp konuştu, "Aynen aynen. Kesin öyledir."

İzuku eline bir defter alıp bir şeyler yazmaya başlarken Kurogiri ona bir bardak portakal suyu verdi. İzuku bir süre boş boş portakal suyuna bakıp daha sonra küçük bir gülümsemeyle teşekkür etti. İzuku sürekli yorgun ve üzgün gibi durduğu için Kurogiri bu tepkiye sevindi.

Kurogiri, "En azından All Might'ın gücünün sınırını biliyoruz. O emekli olmak zorunda. Direkt olarak saldırsaydık ve inceleme yapmasaydık bunu anlamazdık. İzuku planı değiştirdiği için kendimizi şanslı sayabiliriz. "

Toga, "Aynen! O romantik bir havası olan yağmurlu günde şans eseri İzuku ile karşılaştığım için mutluyum! İyi ki İzuku ile karşılaşıp onu villain olmaya ikna edebildim."

İzuku, "Evet her şeyden ümidimi kestikten sonra. Bir değişiklik benim için çok iyi oldu."

(Uzun zaman önce İzuku'nun intihar ettiği gün)

İzuku ellerine baktı. Hala neden ölmediğini anlamamıştı. Bir özgünlüğü yoktu değilmi? O zaman neden yaraları hiç bir şey yokmuş gibi iyileşmişti?

İzuku etrafta dolaşmaya başladı. Eve gitmek istemediği için bu zamandan sonra ne yapmak istediğini düşünmeye başladı. Nerede kalacaktı ve acıkınca ne yiyecekti? Çantasında çok az para vardı çünkü en başından ölmeyi planlamıştı. Yani normalde paraya ihtiyacı yoktu.

İzuku iç çekti çantasındaki bozuklukları alıp saydı. Daha sonra bir makineden bir kaç buğdaylı kraker ve bir şişe su aldı. Şişeyi çeşmelerden doldurur ve sadece buğdaylı kraker yerse bir süre boyunca aç kalmazdı.

İzuku ulan benimde hiç bir işim düzgün gitmiyor diye düşündü. Herhalde tren rayına otursam tren gelmez, kendimi assam ip kopar, zehir içsem iyileşirim diye düşündü. Zaten yağmurda yağmaya başlamıştı.

Çantasındaki şemsiyeyi alıp açtı ve sokaklarda yürümeye başladı. Eve gitmek istemiyordu.

Her zaman zorbalık görmekten bıkmıştı ve son darbe olarak annesinin ölümcül olabilecek bir hastalığı çıkmıştı. Yaşamanın ne önemi vardıki?

İzuku yürüdü etrafa bakındı. Muhtamelen cesedi bulunmamıştı ve soruşturma başlatılmıştı. Acaba annem ve Kacchan nasıldı? İzuku bu düşünce üzerine başını iki yana salladı. Onları düşünmeye gerek yok diye içinden geçirdi.

Sonuçta İzuku için geri dönüş yoktu hava çoktan kararmıştı ve yağmur hala durmamıştı.

İzuku yollarda yürürken yanından geçtiği çocuk parkında salıncak sallanma sesi duydu. Hangi aşırı sorumlu ebeveyin bu saate ve bu yağmurda çocuğunu parka çıkarırki? İzuku merak ve sorumsuz aileye sinirli bir şekilde parka baktı.

Salıncaktaki kişi bir küçük çocuk değildi. Tahmini olarak İzuku'dan bir kaç yaş büyük sarışın bir kızdı. Okul ünüformasına benzeyen bir kiyafet giyiyordu. Yere bakarak yavaşça sallanıyordu. O... Üzgün görünüyordu... İzuku gibi...

İzuku kız ile empati yapınca yerinde duramadı. Şemşiyeyi sıkıca tuttu ve kızın yanına gitti. Şemşiyeyi kızın ıslanmayacağı şekilde tuttu ve sordu.

İzuku, "iyi misin?"

(561 kelime)