*Meraklı Wuxian. Bu kadar değildi. Ama seninle konuşmamız bu kadar olacak. İlerde anlatırım belki.
~~~~~~
- Ahh tamaaam şimdi hiiiç merak etmedim. Ne güzel meraklandırmadın beni. Öyle olsun. Sır sakla bakalım sen benden.
*Sır mı? Sır olsa ilerde anlatırım der miydim?
- Kelime oyununa hemen yanıt vereyim. Sondaki kelimeyi unuttun sanırım. "Belki" Üstüne bilerek vurgu yapıyorum...
*Ah hayır ama. O sözün gelişiydi. Yani anlatmak biraz zor anlamında belkiydi o. İnan senden sır saklamıyorum. Şu an zamanı değil. Benim için zamanı değil. Lütfen çok zorda kalıyorum böyle. Çok mu üzüyorum yoksa seni?
- Wangji, Wangji, Wangjiii az trip atmak istedim. Takılayım sana dedim. Ama sen, ben üzüldüm diye endişeleniyorsun. Seninle ne yapacağım ben? Tüm ayarlarımla oynuyorsun. Off şimdiden böyle olursam iki güne kalmaz çökerim ben. Ahh o anlamda değil. Önünde diz çökerim demek istedim. Bir anda kendimi sana yalvarırken bulacağım diye korkuyorum artık. Bu kadar masum olman beni delirtiyor Wangji.
*Peki ne yapmalıyım seni delirtmemek için? Üzgünüm ama hayat, arkadaşlık, ilişkiler hakkında hiç bir tecrübem, bilgim yok. Tüm dünyam ekrandaki araştırmalarımdı şimdiye dek. Asıl sen benim dengemle oynadın. Şimdi her şeyi merak ediyorum hayata dair. Sevmek, sevilmek, aşık olmak bunları çözdüm ama çözemediklerim çok. İlişkileri bilmiyorum. Ailemle bile ilişkim selamlaşmadan öteye gitmedi benim yüzümden. İçimde büyüyen bir şey var ve ben ona bir isim veremiyorum. Araştırıyorum bu bilgiye rastlayamıyorum. Zaten koloni bizi kopardı ağdan. Dünyaya da bağlanamıyorum. Karanlıkta kalmış gibiyim.
- Ne demek koloni bizi ağdan kopardı? Bilgisayar ağından mı söz ediyorsun. Anladım. Dünyaya da bağlanamıyorum dediğine göre. En büyük aşkından ayrılmış şaşkına dönmüşsün...
*En büyük aşkım? Doğru bu yaşıma kadar en yakın arkadaşımdı bilgisayar ekranı ve araştırmalarım. Ama en büyük aşkım olmadı. Aşkı bilmiyordum ki büyük küçük bileyim.
- Bilmiyordun ama şimdi biliyor musun?
*Wuxian artık çok şeyden eminim. Sadece zamana bırakıyorum. Tam senin istediğin gibi. Off şimdi biz kavga mı ediyoruz.
- Wangji ben bittim. Mahvoldum. Yandım. Kavga etmiyoruz canım. Kavga böyle olmaz. Sadece konuşuyoruz. Karşılıklı derdimizi anlatmaya çalışıyoruz. Tanrım sen, ah sen nasıl böyle kaldın. Öyle tatlısın ki içim eriyor. Soruşunda bile tatlı bir merak var. Wangji cidden ne yapacağım ben seninle? Biraz yalnız kalmalıyım. Lütfen yanlış anlama bunu da. Nefessiz kaldım. Senin yüzünden değil. Duygularım yüzünden. Biraz zaman verir misin bana?
*Uzaklaşma benden Wuxian. Beni yalnız bırakma. Söz hiç bir şey saklamadan anlatacağım sana. Bak iki aynı cins nasıl birlikte oluyor bilmiyor...
- Wangji yalvarırım sus. Gerisini getirme sakın. Hiç istemediğim şeyler yapabilirim. Tamam senden uzaklaşmıyorum. Şurada biraz nefes alacağım. Ama yalvarırım bir süre yalnız kalayım. Kendimi toplamalıyım.
*Peki, sen nasıl istersen. Yeter ki yanımda kal.
Wuxian kendi kendine düşünmek istiyordu. Bu mümkün olmuyordu. Wangji onun düşüncelerini duyarken bunu yapamazdı. Wangji'nin bu kadar masum oluşu iyi değildi elbette. Neyse ki aralarında kötü insanlar yoktu. Yine de aşk konusunda işler değişebilirdi. Başka biri ona aşık olursa kandırabilir miydi acaba? Ona hayatı anlatmak zordu. Dünya koloniden farklıydı. İnsanların hepsi iyi demek de çok doğru değildi. Hiç bir şekilde masum davranmıyordu. Gerçekten masumdu. Olmasa Wuxian'ın üzüldüğünü zannedip her şeyi anlatmaya kalkar mıydı? Ona zaman vermekle hata mı yapıyordu acaba? Ya kendisi? İnsanları ne kadar tanıyordu? Hayatı ne kadar biliyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
New World & New Life ~ Yizhan ~ Wangxian ~ Yeni Dünya & Yeni Hayat
Fanfiction2168 yılı... Dünya gezegeninin son görüldüğü tarih... - Dünya kayboldu. Bir sis bulutunun ardında artık. - Bir daha ulaşabilecek miyiz dünyaya kaptan? - Belki. Ama ne zaman bilemeyiz. 2340 yılı... - Kaptan... ...