Muslera'dan.
Evime geldiğimde kapının önünde oturmuş, yanında siyah bir poşet içinde 2 tane boş şişe, elinde bir şişe ve kafasına diken, diğer elinde sigara olan bir İcardi ile karşılaşmıştım.
"Mauro ne oldu sana?"
Hemen önüne dizlerimin üstüne çömeldim.
"Kaç senedir bu kapıya gelmeye hiç cesaretim olmadı biliyor musun?"
"Neyden bahsediyorsun Mauro?"
"Senden bahsediyorum Fernando. Senden korktum, hep korktum vereceğin tepkiden."
"Neyden bahsettiğini bana daha açık bir şekilde anlatır mısın Mauro?"
"Fernando ben seni hep sevdim. Seni çok sevdim, hâlâ da seviyorum. Ama Wanda vardı, o engel bize. Bir de... Sana olan korkum, vereceğin tepkiye olan korkum ve yönelimini bilmemem yüzünden sana açılmak için asla cesaretimi toplayamıyordum. Kaç senedir yanıp tutuşuyorum aşkından. Artık dayanamadım tüm olaylar üst üste gelince. Geldim sana tüm cesaretimi toplayıp ve karşında sarhoş bir şekilde seni seviyorum diyorum. Beni ciddiye almayacaksın değil mi?"
"Anlamıyorum Mauro."
"Ben burada beş saattir anlatıyorum Fernando. Anlamaman için gerçekten aptal olman gerekiyor. Anlamıyor musun? Yoksa, ciddi bir şekilde soruyorum bak. Anlamamazlığa mı vuruyorsun? Seni seviyorum diyorum Fernando. Bana daha fazla acı çektirme artık."
Sonra bir sesle sokaklar yankılandı.
"Domates, biber, patlıcan!"
O ses bitince Mauro'ya bakıp gülümsedim ve ona döndüm.
"Ben de senden hoşlanıyorum Mauro."
O da gülümsedi.
"Sadece hoşlantı mı Fernando?"
Başımı sağa sola salladım, olumsuz anlamda.
"Hayır. Ben de en az senin gibi deliler gibi aşığım sana."
O elindekileri tutup ayağa kalktı. Bir anda ayağa kalktığı ve sarhoş olduğu için biraz sendeledi. Tam düşecekken onun belinden tutup kendime çektim.
"Seni seviyorum Mauro."
"Ben de seni Fernando."
Yerdekileri çöpe attım ve kapıyı açtım. Beraber içeri girdik ve koltuğa oturduk.
"İyi misin Mauro?"
"İyiyim Fernando. Seninleyken çok iyiyim."
Mauro'nun yanına oturdum ve onu kolumun altına aldım.
"Ben sana kahve yapıp geleyim bi' ayıl tamam mı?"
"Tamam."
Mutfağa gidip Mauro'ya acı bir kahve hazırlamaya başladım. Kahve olunca fincana koyup Mauro'ya götürdüm. Kahveyi tekte kafasına dikti, gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Ayıldı herhalde. Bir anda öyle acı kahveyi hem de sarhoşken kafasına dikti ve anasınınkini tersten gördü işte. Fincanı koltuğa bırakıp hemen ayağa kalktı.
"Fernando."
"Mauro?"
"Özür dilerim seni rahatsız ettim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Büyümüşsün." AlKer
Fanfiction1999 depreminde Altay Bayındır sayesinde enkazdan çıkarılan Muhammed Kerem Aktürkoğlu, 2023 depreminde yardım için geldiği stüdyoda kahramanıyla, çocukluk aşkıyla karşılaşır...