5

14 3 0
                                    

Nayeon'dan

Gözlerinin dolduğunu gördüm.Bu kızı tanımıyor olabilirim ama belki birbirimizin yaralarını sarabiliriz.Ona bir şans vermeliyim.

Dolu gözleri akmaya başlayınca uzaklaşmaya çalıştı ama onu kolundan tutup kendime çektim.İstemeden ağlaya ağlaya yaşadıklarımı ona anlattım.

"Özür dilerim.B-ben abini eski kız arkadaşıma çok benzettim çünkü neredeyse yaşadıkları her şey aynı gibi...Ben onun hakkında olan her şeyde çok hassasım.O beni birkaç yıl önce terk etti.Benim onunla sevgili olmadan önce hiç kimsem yoktu.O bana yuva olmuştu.Çok seviyordum Chaeyoung.
Onun kusurlarına bile aşıktım.O da bana aşıktı, birkaç yıl beraber yaşadık...A-ama sonra o-"

Dedim ve hıçkırıklarımı durdurmaya çalıştım.Chaeyoung bana yaklaştı.Kafamı onun omzuna koydum ve
hıçkırıklarımı susturmaya çalıştım bir süre.Chaeyoung yavaşça sırtımı sıvazladı.

Rahatlamıştım.
Konuşmaya devam ettim.

"Sonra o bir akşam eve gelmedi...Lanet olası pazartesi akşamı.Onu aradım.Onu trilyonlarca kez aradım.Öldü sandım.Ona bir daha sarılamayacağım sandım.Sabaha kadar ağlayarak uyumuşum.O ise eve gelmiş bana bir mektup yüklü miktarda para, paranın üstünde ise "ihtiyaçların için" yazan bir not bırakıp gitmiş.Tekrar aradım onu ama hattını değiştirmişti.Parayı mektubu ve onun bir kıyafetini alıp evden çıktım çünkü biliyordum onun kokusu olmadan yaşayamazdım.Bana verdiği para ile ev araba ve eşyalar alabilirdim ama ben onun parasini degil kendisini istiyordum.O yuzden  o paraya hiç dokunmadım.Bu eve taşındım ve sadece şu iğrenç şeyleri aldım, içip kendimi sakinleştirmek için.İnsanlar alkol unutturur derdi.Sahi ya insanlar bazen kendi adlarını bile unutuyor içtikten sonra.İnanır mısın Chaeyoung ben sarhoş olduğumda bile onun ismini sayıkladım."

Chae beni ikna edip evine götürmüştü.Bir iş bulup ev alana kadar onunla kalmamı istedi.
Yol boyunca yine konuşmadı.

"Geldik" dedi bir anda.

Tabi karşımda 3 katlı bir ev görmeyi planlamıyordum.

Elimden tuttu ve beni eve çekti.

"Sen dinlen ben eşyalarını alıp geliyorum."dedi.

Kendimi yumuşak koltuğun üzerine attım.Bir süre sonra Chae geldi.

"Unnie sen misafirsin ama benimle aynı katta kal lütfen kendini yabancı hissetme."

Gülümsedi.Minik bir kaplana benziyordu

"Olur"dedim.

Kıyafetlerimi yukari taşırken ona yardım ettim.Çok eşyam yoktu.İçinde mektup olan bir kutu,onun kıyafeti ve benim birkaç kıyafetim vardi.

"Unnie bu oda abimin ama o bunu sorun etmez.Zaten-"dedi ve duraksadı.

Gülümsedi yeniden

"Zaten o gelecek.Bugün diktiğimiz fidan 2.kez meyve verdi."

Bir çocuk gibi bakıyordu bana.Gülümsedim ve onu onayladım.Ama abisi gelirse bu onunla aynı odayı paylaşacağım anlamına gelir.
Neyse bu kadar kurcalamaya gerek yok.

Saat akşam 7 civarıydı ben odaya iyice yerleşmiştim.Chaeng ise akşam yemeğini hazırlıyordu.Abisinin geleceğini bu yüzden onun sevdiği bütün yemekleri yapacağını söylüyordu.Umarım gelir Chaeyoung onu çok seviyor olmalı.Keşke Jeongyeon da gelebilse diye düşünmeden edemiyorum.

Ona bir kere sarılsam her şey düzelir.

"UNNIEE!!"diye bağırdı Chaeyoung alt kattaki mutfaktan.

Yanına indiğimde mutfaktaki kokular midemi tekrar guruldattı.Chaeyoung bunu duyunca hafifçe gülümsedi.

"Abim geldiğinde hepsini yiyeceğiz merak etme ama şimdi bana kaşık ver lütfen ellerim kirli ve kaşık almayı unuttum."dedi.

Onun bu hâline gülerken gösterdiği çekmeceden ona kaşık verdim.

"Yardıma ihtiyacın var gibi"dedim ona bakarken.

"Abim yemekleri benim yaptığım şekilde sever o yüzden kendim yaparım.Unnie lütfen yanlış anlama."

Bu durumu normal karşılıyordum çünkü onu uzun zamandır görmüyor.

"Peki o zaman izin ver masayı hazırlayayım."

"Olur"

Ben masayı hazırlamaya başladığım sırada Chae bir diğer çeşite geçmişti.Onun yemek becerileri bana Jeongyeon'u hatırlatıyor.

Neden onu unutamıyorum?

Ne yaptın bana Jeongyeon...

Düşünceler içerisinde kaybolurken kırılan bir tabak sesiyle kendime geldim.Chae hemen yanıma koşup

"Unnie iyi misin?Bir yerine bir şey olmadı değil mi?"diye sordu.

Bense özür dileyerek üst kattaki odaya çıktım.Çantamı açtım ve içerisindeki kıyafeti çıkardım.Uzun uzun içime çektim.Kokusunun asla gitmediği tek eşya olabilir.Her ne kadar gitmese de solmuştu kokusu.Diyorum ya...gelse her şey düzelecek.

Aradan 3 saat geçti.Chaeyoung yemekleri bitirmiş üzerine 2 çeşit tatlı da yapmıştı.Şimdiyse bir kaplan gibi koltukta uzanıyordu.Yanına indim ve yemeklerini övdüm.Beraber oturduk ve beklemeye başladık.Abisini...

Umarım gelir diye binlerce kez geçirdim içinden.Chae ise hiç endişeli durmuyordu.

"Abin ne zaman geleceğini haber verdi mi?"diye sordum.

"Evet bu akşam kesinlikle gelecek."dedi.

Ona telefondan haber vermiş olmalı.Sakince bir film seçtik ve izlemeye başladık zaman öldürmek için...

Saatler geçti biz filmi bitirdik ancak abisi hâlâ yoktu.Utana sıkıla bir soru daha yönelttim Chae'ye

"Chaeyoung seni aradı mı ya da mesaj attı mı?"

"Hayır o bugün geleceğini söyledi."

"Ne zaman Chaeyoung?"

"Gitmeden önce"

"Ah,Chae..."

Onu kandırmıştı belli ki.Gitmesine üzülse de rahatlatmak için öylesine söylemişti belli ki ama çocuk kalbi işte,Chae bu sözü yıllardır unutmamış.

"Unnie o gelecek saat daha 12 olmadı."dedi.

"Chaeng,saat 12'yi çeyrek geçiyor"

Kız gözlerini kocaman açtı.Yavaş yavaş doldular ve bir gözyaşı düştü.

"A-ama söz vermişti"dedi hâlâ tam olarak ağlamaya başlamadan.

"Chaeng üzgünüm..."

Kalp kıran bir hıçkırık ile ağlamaya başladı.Onu kollarıma aldım ve sakinleştirmeye çalıştım
Zor geçen yarım saatten sonra Chae uyumuştu ama hâlâ sayıklıyordu.

"Söz verdin,abi.Çok iyi baktım o fidana.Hiç suyunu eksik etmedim.Onunla konuştum.Abi,yemin ederim çok iyi baktım ona..."

Come back | 2yeonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin