ALPER:Seyahatim güzel geçti sonuçta 1. Sınıfta oturuyordum şimdi geldi iş Emre'yi bulmaya o sırada telefon çaldı. Arayan klasik huysuz dahi'di "ne var?" Aslında onunla konuşmayı severdim ama bugün canımı sıkıyordu. "Ne ne var? Müstakbel oğlumu merak edemez miyim yani? Senin gibi hatunlar bana bakmıyor haberin olsun." Tamam 28 yaşındaydım ama asla evlenmeyi düşünmüyordum. "Baba sen ilaçlarını alma-" Ha- Yüzüme mi kapattı o ihtiyar? Her neyse en ufak bir sorun bile değil uçaktan çıkmak için hazırlandığım anda arkamda bir his hissettim. Omzmda bir ağırlık mı oldu ne? Baba? Beni takip mi etmişti bu ruh hastası? "Baba?" Arkamı döndüğümde ne göreyim! Ateş hekimoğlu tam karşımda kafamı okşuyor!"Bensiz hiç bir yere gidemezsin yoksa seni ampüte ederim" Beni, kesinlikle tehdit ediyordu! Orhan hocam keşke burda olsanız. "Neden geldin? Annemin yanında kalman gerekmiyor muydu?" dediğimde ters ters cevap verdi "Annen kendine bakamaz mı?" Resmen benimle alay ediyordu. Tartışa tartışa uçaktan indikten sonra Emre'yi tam karşımızda gördük. "Nişantaşı görmeye pabuç kadar olmuşsun. Maşallah herkes seni övüyor" Emre nasıl bu adama yıllarca dayandı hayal bile edemiyorum "Bende sizi özledim hocam." Emre'yi severdim, babamın neden ona Nişantaş'ı dediğini asla anlayamasamda, "Zeyno hocanız nerde yoksa ilk aşkını görmeye utanıyor mu?" Emre gülmeye başladı. Neyden bahsediyor bu adam? "Şu uçaktan inebilsek harika olucak" diye söylenmeye başladım. Onlar da bunu haklı bulup tarihte ilk defa sustular. Tıpkı milyonda bir defa önlük giymesi gibi. Sonunda havalimanından çıktığımızda rahat bir nefes almıştım ki Zeynep karşımıza çıkmıştı, Zeynep... "O Zeyno hocam görmeyeli Nişantaşı'na asılmışsınız" "Hala beraber duş mu alıyorsunuz?" diye söylenmeden edemedi. Annem bu adamda ne buluyordu cidden bilmiyordum, asla da bilmek istemiyordum. Bir bağımlıyla evlenmişti cidden. "Taksi!"
Taksi durduğunda valizleri koymakta baya uğraştık ama olsun, sonunda yola çıktık.Otel odasına vardığımızda üzerimde bir yorgunluk düşmüştü babam... babam, ihtiyarda ne vardı benim göremediğim ama her neyse kafamı o adama meşgul etmek istemiyordum yoğun İstanbul havasından bir süreliğinede olsa kurtulmuştum ilk işim dışarı çıkmak olmalıydı.Takım elbisemi giydim ve otelden çıktım her zamanki gibi emre karşımdaydı "Alper yardımına ihtiyacım var" "Neden babam değilde ben?" "Ateş hoca reddetti" ilaçlarını vermedikleri için reddetmiştir kesin. "Burda ilaçlarını satan kimse yok mu ki reddetti?" "Soru sormayı bırak ve beni takip et hasta var ve bir nörolog'a ihtiyacımız var" diyince ampül parladı babamı çağırmışlardı çünkü enteresan bir vakaydı zamanında DADS hastalarına bile bakmıştı acil bir vaka olmasaydı beni çağırmazlardı bu fırsatı kaçırmamalıyım "Yolu göster kaptan." Arabaya binip yola çıktık hastaneye vardığımızda Zeynep'i gördük "Hastanın kan şekeri düştü aynı zamanda hastada AJİTE var yolda gelirken hastada hematemez görülmüş ve hastanın yakın zamanda cinsellikte bulunduğu aşikar" basit bir kalp krizi bunları yapmaz ki? "Hastada sadece kalp krizi var biliyorum." "Evet ama ambulansla gelirken kanlı ishal rastlanmış hastada" "Hekimoğlu burda olsaydı işimiz kolaylaşırdı" Emre babama çok güveniyor kaynağıda belli olağanüstü vakalar çözmesi ve daha nice işler
Yaptılar beraber. Nice hayatlar kurtarıyorlar. "Hasta daha önce abortus geçirmiş bebeği 5 aylıkkken hastanın yanına git sen Alper bizde hastadan kan örneği alalım."
Sonrada kapıya doğru yürümeye başladık. Tam içeriye girecektik ki. Biri "Nesibe Güler'i tanıyor musunuz?" diye sorduğunda arkamıza döndük. Emre'de "Neyi oluyorsunuz?" Diye sordu tıbbi açıdan önemli sonuçta. Yanındaki kıza bakarak mı söylüyordu o? Derin nefes alıp cevap verdi "Sevgilimin annesi olur" dedi. Oha dayı.
Zeynep araya girdi "Aile bize kızlarının sevgilisi olduğunu söylemedi hiç bir bilgiyi aksatmamıştım." Doğru Zeynep tüm bilgileri eksizsiz önümüze koymuştu "her neyse hastanın yanına gitmelisiniz vik vik olmuyo burda" diye bir ses işittik. Arkamızı döndüğümüzde Ateş Hekimoğlu bizi karşıladı. "İçerideki hemşirelere sorun, onlar size Nesibe hanımın odasına kadar götürür sizi. Siz de benimle gelin" dedi babam bastonuyla yürümeye başladı bizde makul onu takip ettik. Arkama döndüğümde kız hüzünle bana bakıyordu umursama hatun sana yakışmaz diyip yürümeye başladım
Laboratuvar'a geldiğimizde Emre direkt kan tahlillerine bakmaya koyuldu benimde şu nada işim yoktu zaten "Nolursun bana kadına takıldığını söyleme." Zeynep çok iyi gözlem yapıyordu ama babam kadar iyi değ- "O hatuna takmıyor Emre'ye takıyor bir an önce onunla öpüşmek istiyor muck muck diye" Zeynep bir anda kahkaha patlattı
Emrede "hocam özlettiniz kendinizi" diye kendini savundu. "Kan tahlilleri çıktı." Hemen babam Emre'nin yanına gitti ve mikroskopla bakınmaya başladı "bu kalp krizini açıklıyor fakat kusmayı açıklamıyor derhal beyin emarı çekin ve keşif cerrahisi yapın" teker teker odadan çıkmaya başladık en son koridorda yalnız kaldık. "Alper hatun fena ama." Kahkaha attım "Kusura bakma Emre'ciğim ama sevgili yapmayı düşünmüyorum" Zeynep sitem eder gibi "bide kadınlar erkeklerden fazla dedikodu eder derler" "hasta hangi odada?" "1752." Diye cevap verdim. "Eski günlere geri dönüş" emre bize selam verip aramızdan ayrıldı. Hastanın odasına vardığımızda odanın dışında kız duruyordu, Zeynep "ben hemen hallederim sen istersen kantine git. Biz emreyle hallederiz." Odaya girdiğimde kız la tekrar göz göze geldik merakımdan "Dur ya bende şu kıza adını sorayım tıbbi açıdan tabiki" deyince
Zeynep güldü "kesin öyledir her neyse sen git" kızın yanına vardığımda telefonla oynuyordu. "Merhaba." Bir anda sesimi duyunca afallamıştı "Ah merhaba" kızın gözleri yemyeşil di,siyah saçları vardı. Annem boşuna aynı babanın demiyormuş. "Bir şeyler yemek ister misin? Geldiğinden beri hiç bir şey yemedin kan şekerin düşmesin." Diye sordum "Olur." Diye cevapladı bizde kızla kantine doğru yürümeye başladık. Kantine vardığımızda bir çift tost aldım. Kız da bir hamburger ve vişne suyu aldı. Masaya oturduktan sonra "Size bir kaç soru sormam lazım,tıbbi açıdan yani özel açıdan değil." Kız da onaylayarak sorularımı sormaya başladım "Adınız nedir?" "Aylin"
Aylin güzel bir adı vardı. "Bende Alper Aylin hanım" "peki gelen yanınızdaki kişi bir akrabanız yada arkadaşınız mı?" "Arkadaş demek daha doğru olur" pekiii kız bir anda soru sordu "Peki sizin hiç kız arkadaşınız oldu mu?" Bu soru neydi bu ya "hayır ben mesleğimi ilişkilerimden önceye koyarım" arkadan "bende yedim kızı tanımak için tıbbi diye sorular soruyorsun kalk bakalım" baba... "Arkamda napıyorsun baba!" Babam tam arkamda bastonunu omzuma atmış bir şekilde duruyordu. "Ateş Hekimoğlu?" Diye sordu Aylin "Ta kendisi." Babamı mı tanıyordu bu kız "babamı nerden tanıyorsun?" Aylin bana dik dik baktı "Dünyaca ünlü bir doktorun oğlusun hiç haber izlemeyi denedin mi?" Doğru ya bunu unutuyordum "saksı zamanı" ah gitme vakti "tamam hemen geliyo-" lafımı bitirmeme izin vermeden çekip gitti "Gitmem gerek görüşürüz" diyip oradan uzaklaştım. Oradan ayrıldıktan sonra ofise gittim "Neden hepimiz toplandık?" Kimse konuşmayınca "Yoksa emarda bir şey çıkmadı mı?" Babam elime emar sonuçlarını verdi "Böbrekleri? İflas ediyor..." babam konuşmaya daldı "Şimdi bir kalp krizi nasıl organları iflas ettirebilir?" Emre hemen atıldı "lupus olabilir mi?" "Emre neden lupus olamayacağını gayet iyi biliyorsun" diye bana karşı çıktı zeynep tartışma yapmak istemiyordum bu nedenle ofisten çıkıp hastanın yanına gitmek için yürümeye başladım. Hastanın odası tam karşımdaydı
Odaya girip hastaya ilaç verdim arkamda herifin teki olsa bile umurumda değildi sonuçta bu benim işimdi sonrada bir anda derin nefesler almaya başladı "Alerjik reaksiyon gösteriyor" "Hemşire! Mavi kod!" Hemşireler odaya girdi içerde insanların olması umurumda değildi işimi yapmam gerekiyordu "solunum yetmezliği çekiyor tüp bağlamalıyız" hastanın nefes borusunu kesip tüpü zor da olsa bağladık birlikte derin nefes alıp aileye açıklama yapmak için arkamı dondum damla hanım ağlıyordu yanına gidip açıklama yaptım "Anneniz alerjik reaksiyon gösterdi,nefes alamadı bu nedenle tüp taktık bir kaç gün tüple idare edicektir geçmiş olsun." Odadan çıktığımda erkeğin Aylin'e bağırdığını görüyordum "O herife bir daha yaklaşma!" Dediğini duydum burası hastane elaleme bağırma yeri değil "Beyefendi burası hastane sesinizi yükseltmemeye çalışın lütfen!" Diye bağırdığımda üzerime yürümeye başladı lanet boks eğitimim sonunda işe yarayacak desenize babam hep derdi "Bir doktorun boks bilmesi önemlidir malum durumlar için derdi bende hep göz devirirdim bana yumruk atmaya çalıştığında bileğini kavradım ve sıkmaya başladım bağırmaya başladı bileğini kırmıyorum ki aptal "Hemşire sakinleştirici lütfen." Dediğimi yaptı ve sakinleştirici getirdi bende bu adama enjekte edip herifi bayılttım. Hemşireler adamı kaldırıp koltuğun tekine yatırdı Emre ve babam yanlarına mısır almış bizi seyrediyorlardı. Yanlarına gidip "Film mi izliyorsunuz?" Babam'da hemen cevap verdi "Bir erkek sevdiği kız için ne yapabilir konulu bir film." Emrede gülmeye başladı arkadan Zeynep geldi "Eee Alper'ciğim noldu ringden çıkmış gibisin." Gülmeye başladık. "Aramızda keşke dolapdere'de olsa." Diye söylendi
Evet Mehmet Ali'yi özlemiştim onu İstanbul'da bırakmamız kötü oldu. "Keşke hastayı kurtarışını görebilseydim kesin kız seni hayatının aşkı olarak kabul etmiştir." Zeynep diye söylendi. "Yanlış diyorsun Zeyno daha doğrusu Alper karın kaslarını açmıştır cici aşkına hava atabilmek için sonraki tek hedefi muck yapmak." Bir anda karşımıza Aylin çıkınca hiç korkmadım değil babam ona alayla bakıyordu "Birde elinizde mısır mı var?" Diye sordu Aylin babamda "Hoşlandığın çocuk için beni terslemeye çalışıyorsun ama tek sıkıntı var ki, o çocuğa platoniksin ve yaşadığın hayal kırıklığı yüzünden sinirlerine sahip çıkamıyorsunuz genç bayan eğer istesem tek bir sözümle sizi hastaneden atabilirim bu nedenle sözlerinize dikkat edin." Dedi ve gülmeye başladı kibirli olduğu zamanları hiç sevmiyordum "Siz de ateş bey, laflarınıza dikkat edin. Bir savcı olarak tek kelimem ile hayatınızın kararmasını istemezsiniz değil mi?" Aylin sinsice gülüyordu ve babamda ona karşı gülüyordu ama bunu pek ciddiye almadığı belliydi Aylin babamı umursamadan arkasını dönüp gitti hiç birimiz bu tehditi pek umursamadık ve ofise gitmeye yola koyulduk ofise vardığımızda Zeynep'ten bir teori aldık "Lösemi olabilir mi?" Diye sorduğunda hepimiz ona döndük "Lösemi kalp krizini açıklamaz ve kusmaları." Diye cevap verdi Emre "Peki ya hastalık bizden gizleniyorsa?" dedi aramızda en çok maaş alan kişi Yine başlamıştık zeynep bize "Benim gitmem lazım." Dedi ve çekip gitti.
YOU ARE READING
Hastadan Aşka(bazı sebeplerden dolayı erken bitirmem gerekti zaten sevmemiştim.)
RandomDünyaca ünlü Ateş hekimoğlunun oğlu Alper Hekimoğlu arkadaşı Zeynep'in düğünü için İzmir'e gelir. Eline bir vaka verilir ve o vakanın yakınlarından biri Aylin Akdemir'le tanışır. Bu ikilinin yakınlaşıcak mı yoksa? Şartlar ne olursa olsun birbirlerin...