Suyu aldım ve Mert'in bacaklarına döktüm. Arda ve Nil ise birsürü yaprak getirmişti. Deniz birkaç yaprak aldı ve Mert'in bacağını temizlerken "Dayan..."dedi. Mert'in bacağı kanamayı hâlâ kesmemişti. Ben "Kuzey, bana birkaç peçete, kolonya getir!"dedim. Kuzey koşarak 2 kilometre uzağımızdaki marketten kolonya ve birkaç peçete alıp getirdi. Ben" Deniz bu gerçekten çok önemli. Ben kolonyayı dökeceğim, sen de peçeteyle döktüğüm yere bastıracaksın."dedim. Deniz başı ile onayladı. Kolonyayı yavaşça Mert'in bacağına döktüm ve Deniz hızla döktüğüm yere peçeteyi bastırdı. Mert acıyla inliyordu. Birkaç kez aynı işlemi uyguladık. Mert'in kanaması kesilmeye başlamıştı. Deniz "Bacağını ıslatılmış peçetelerle saralım."dedi. Ben peçeteleri ıslattım, Deniz ise sardı. Mert "Çok teşekkür ederim. Hayatımı kurtardınız!"dedi. Ben" Önemli değil."dedim. Deniz "Senin sayende doktor olmaya bir adım attık!"dedi. Nil "Hadi otelden eşyalarımızı toplayalım."dedi. Otele gittik eşyalarımızı topladık. kılıç hâlâ bendeydi. Dikkat çekmememiz gerekirdi. Ben"Nil, senin dikişte iyi olduğunu biliyorum. Dikkat çekmememiz için bu kılıca bir kılıf örer misin?"dedim. Eylül" Zevkle! Ama ip ve şişi nereden bulacağız?"dedi. Ben"Buralarda bir kırtasiye olacaktı..."dedim. Biraz dolaştım ve bir kırtasiye buldum. Bir ip ve bir şiş aldım. Otele döndüm. Eylül'e malzemeleri verdim. Eylül " 6-7 saate hazır olur."dedi. Deniz, Kuzey,Mert ve Arda'ya burada 7 saat daha kalacağımızı söyledim. 7 saat sonra Nil kılıfı bitirmişti bile. Kılıcı kılıfına koydum ve herkese "Gidelim!"dedim.
