1944 - Güney Kore
Her zamanki gibi bir gündü. Sıradandı.
Gece birbirilerine sarılarak uyuyan karı koca sabah birbirini öperek uyandı.
Bay Lois her zamanki gibi kahvaltısını yapıp işine gitmek üzere evden çıktı.
Karısı Bayan Gaulle onu sarıp sarmalayarak gönderip yolunu beklemeyi gözlüyordu.Rutindi...
Akşam oldu...
Kapı açıldı...
Ama Lois'in her zaman boynuna atlayan güzeller güzeli karısı bugün onu kapıda karşılamadı...
Lois seslendi...
"Sana bir sürprizim var Celine"
"O çok istediğimiz şirketi kuruyorum."
Ses gelmedi...
Koridordan içeri ilerlediğinde...
Saç tellerine bile kıyamadığı biricik sevgilisi...
Bakmaya kıyamadığı sevgili eşi...
Yerde kanlar içinde yatıyordu...
Dondu kaldı bir süre...
Sonra yere çöktü...
Başını kaldırdı yukarı...
Nabzı atmıyordu...
Nefes almıyordu...
Kalbi çarpmıyordu...
Kanlar eline bulaştı...
Sevdiği kadının kanı, heryerine bulaştı...
Gözyaşlarıyla birleşti...
Issız bir çığlıktı Lois'inki...
Çaresizliğin sesiydi...
1944- Paris
Başkanın gözünden bir damla yaş akmıyordu.
"Tamamdır efendim."
Kendi evladına kıyabilir miydi bir insan?
O bir canavardı.
Yıllar önce karısına yaptığını şimdi de kızına yapmıştı.
İsmini temizlemişti.
İşte bu kadar kirli bir kavramdı itibar...
Dökülen kandan,
narin bir candan
Önemliydi onlar için...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Encore | Taelice
Romance"Bir gün yeniden doğsam bile yine seni bulacağım sevgilim." "Dünyanın öbür ucunda olsan bile."