Saat sabah 7'ydi ve ben yeni kalkmıştım. Hemen üstümü değiştirip okula doğru yürümeye başladım. Evim okula çok olmasada uzaktı. Okula yürüyerek gidiyorum çünkü yürümeyi seviyorum.
Okula geldiğimde saat 8'e geliyodu ve dersin başlamasına bir saat vardı. Erken gelmiştim ama o kadar da umursamadım. Çantamı sınıfa bırakıp bahçeye indim. Gözüm her zaman olduğu gibi yine ona takılmıştı.Jeongguk.
Evet Jeongguk'a iki yıldır platoniğim ve bundan hiç rahatsız değilim. Ben onu izlemeye dalmışken bir an kafası bana doğru çevirdi ve göz göze geldik. Ben refleks olarak hemen kafamı başka bir yöne çevirdim. Bire süre başka tarafa baktıktan sonra tekrar ona döndüm. Arkadaşları ile konuşuyordu. Onu izlerken bi anda zil çaldı. O okula girerken bende hemen peşimden girdim. Sınıfa girdiğimde yerime yani en arka sıraya oturdum. Jeongguk'da en öne oturmuş hocanın gelmesini bekliyordu. Tüm ders boyunca onu izledim.
Tenefüse çıktık. O kantine iniyordu ve bende peşinden gidiyordum. O arkadaşları ile bir masaya oturmuş sohbet ediyordu. Bende boş bir masaya geçip onu izlemeye başladım. O sırada yanıma birisinin oturduğunu hissettim ve hemen o tarafa döndüm.Yoongi hyung.
Bu okuldaki tek arkadaşım oydu. Onun bu sene son senesiydi ve ben gitmesini hiç istemiyorum. Çünkü o giderse yanlız kalacaktım ve bu hayatta bana sahip çıkan tek kişi oydu.
"Yine şu çocuğumu izliyorsun" diye sordu Yoongi hyung.
Sessiz kalmıştım çünkü Yoongi hyung pek sevmezdi Jeongguk'u.
"Bırak artık şu çocuğu sevmeyi bunun yüzünden iki yılda yaşamadığın bir şey kalmadı"
Diye yakındı Yoongi hyung.Şu iki yılda yaşamadığım gerçekten bir şey kalmamıştı ama hepsi Jeongguk içindi.
"Sadece bir çocuk için bunları yapman çok saçma! "
Bu sefer sessiz kalmadım.
"O sıradan birisi değil! Baksana şuna melek gibi çok narin! Lütfen bir daha böyle şeyler söyleme Yoongi hyung! "
Yoongi hyung gözlerini devirdi ve önğne döndü. Hergün bu konuşmayı yapardık. Her seferinde bana Jeongguk'u kötüler sonra ona bir şey dediğimde gözlerinş devirip önüne dönerdi. Alışmıştım artık Yoongi hyung un bu hallerine. Bir dakika sonra eski haline dönerdi.
Yoongi hyung bana dönerek."Şuradaki sarışın çocuk kim biliyor musun? "
Diye sordu.
O tarafa döndüğümde kısa boylu dolgun duraklı sarışın bir çocuk gördüm. Tatlıydı.
O an kafama bir şey dank etti. NE NE NE!? Yoongi hyung ilk defa birine yiyecekmiş gibi bakıyordu. Omuzunu yavaşça ittirip sırıtarak ona baktım (piç smile). O bana dönerek "ne var" dermiş gibi bakıyordu. Bende o botoks dudaklı çocuğu gösterim"Ayarlim mi???"
Diye sordum.
Yoongi hyung bana öldürücü bakışlarını gönderirken bir şey dikkatimi çekti. O botoks dudaklı çocuk Jeongguk'un yanına gidip oturdu. Yoongi hyung a döndüğümde o tarafa baktığını gördüm.
Aniden ayağa kalkıp Jeongguk ve o botoks dudaklı çocuğun olduğu maya doğru adımladı Yoongi hyung. Uzakta olduğum için onları duyamıyordum. Yoongi hyung bir süre sonra gülümseyerek yanıma geldi ve oturdu."Adı Jimin'miş"
Dedi ve oturduğu yere biraz daha yayıldı.Adam benim 2 yılda yapamadığım şeyi gitti bir dakikada yaptı...
Neyse bu tarihi not etmeliyim çünkü Yoongi hyung'u ilk defa birisini keserken görüyorum...
İlk ficim elimden geldiğince en güzelini yapmaya çalışıcamm
Buraya bir taekook bırakıyorummm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love İs Love | Taekook
RandomTaehyung platoniği olduğu çocuk ile montlarını karıştırmıştı. semetae ukekook